CHP Kurultayı’ndan ne çıkar?

Okuduğunuz Yazı
CHP Kurultayı’ndan ne çıkar?

İçerik

Siyasetin olmaz ise olmazlarının başında “meşru zemin”de yürümek vardır.

Buna riayet etmeyenlerin marjinal duraklardan başka varabilecekleri bir yer yoktur. Peki gerçeklik zemininden ayrılmış bir siyasi anlayışın “meşruiyeti” de sıkıntıya düşmez mi? Siyaset alanında yer tutma iddiasındakilere her şeyi söyleyebiliriz de “akıl ve mantık iflas ettikten sonra nasıl olsa mükellefiyet ortadan kalkıyor, ipini kopar rahatla” diyemeyiz.

Dememeliyiz.

Zira, tutarlı söz ve geçerli işlem sorgulamasından muafiyet duygusu siyasetçiyi zamanla gerçeklik zemininden uzaklaştırdığı gibi “meşruiyet” alanından da koparıp “meczubiyet” sınırlarında dolaşmaya kadar sürükleyebilir.

Bunları neden düşündüm?

CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nda ilan edileceği belirtilen “Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Çağrı Beyannamesi”ni merak ediyordum. Bu yüzden CHP liderinin konuşmasını dinleyip notlar almaya niyetlendim. Konuşmayı dinlemeye başladığım sırada Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür” sözüyle irkildim. Çünkü Türkiye, Irak ve Suriye sınırından Libya’ya kadar binlerce kilometrelik hat üzerinde Kılıçdaroğlu’nun sözünü ettiği o “egemen güçlerle” savaşıyor. Bu büyük mücadele öyle gizli saklı da değil herkesin gözü önünde cereyan ediyor. Aylardır Dünya medyasının gündeminde Türkiye’nin “bölgesel ve küresel aktör” olarak yaptığı hamleler var.

Ve bugün…

Ayasofya’nın minarelerinden yükselen ezanlar “Tam bağımsız Türkiye” duygusunu arzdan arşa inletiyor. Milyonların Ayasofya coşkusu Dünya’ya “kimse Türkiye’nin egemenlik haklarına müdahale edemez” hakikatini dinletiyor.

Tüm bunlara rağmen Kılıçdaroğlu “Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür” diyebiliyor. İşte burası gerçeklik zemininin ayaklarımızın altından kayıp gittiği yer.

Sonrası uçsuz bucaksız bir boşluk.

Tutarlılık ve geçerlilik sorgulaması devreden çıkınca daha neyi tartışacağız?

Kılıçdaroğlu’nun tüm CHP’lilerden ezberlemelerini istediği “her derde deva 13 maddelik mucizevi çözüm paketi”nin sadece dış politika bölümü bile Türkiye’nin nasıl bir muhalefet boşluğu yaşadığını ortaya koymaya yeter. CHP’nin “Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacak ve böylelikle dış politikadaki tüm sorunlar bir anda çözülecek” yaklaşımı uluslararası ilişkiler fakültelerinde “tersinden ders” niyetine okutulsa yeridir.

Diplomasi alanı bugün, ayakta kalamayanın ameliyat masasına yatırıldığı, imkan, kabiliyet, sabır ve güç mücadelesinin cerrahi operasyonlara dönüştüğü deyim yerindeyse neşterlerin konuştuğu büyük bir ameliyathane durumunda.

Ama CHP bir teşkilat kuracak ve tüm sorunlar barış içinde çözülüverecek.

Ne güzel.

Sonra CHP Kurultayları için “Kurugürültay” dediğimizde kızıyorlar.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Serkan FIÇICI