14 Mayıs tarihi Küresel Şer İttifakı’na atılmış bir tokat!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü konuşmasında Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de, yıllarca süren CHP liderliğindeki ceberut tek parti rejimine karşı verdiği mücadelede kazandığı seçim zaferine göndermede bulunarak, 2023 seçimlerinin tarihini işaret etti.
Artık kesinleşti, seçimler 14 Mayıs’ta yapılacak.
Çok da makul ama bu tarihin böylesine anlamlı bir seçim zaferinin yıldönümüne denk getirilmesi hayli mühim.
Muhtemelen, muhalefeti hazırlayan ajans ve arkasındaki Küresel Merkez aparatları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerini işittiğinde “Tüh, ters algı olsun diye biz kullanmalıydık bu sloganı” diye hayıflanmıştır. Öyle ya, YETER SÖZ MİLLETİNDİR diye haykıran adam, sonuçta 20 yıldır iktidarda, karşısındakiler de muhalefette. Bu yüzden “Biz yıllardır muhalefetteyiz ve iktidara gelmek için bu sloganı kullanmak en çok bizim hakkımız” diye ağlaşabilirler şimdi.
Muhalefet, Erdoğan’ın bu sloganı kullanmaktaki amacını anlamazlıktan gelse de gerçek apaçık ortada.
Terör aparatlarıyla ve onları destekleyen muhalefetteki siyasal uzantılarıyla yıllardır ülkemize, milletin yetki verdiği Cumhurbaşkanı’na kumpas üstüne kumpas düzenleyen, onu düşürmek için her türlü ahlaksızca ekonomik manipülasyonu uygulayan, 40 yıldır iktidara hazırladıkları FETÖ terör örgütüne 15 Temmuz’da darbe yaptırmaya kalkışan, 1980’den beri büyütüp besledikleri PKK terör örgütü ile ülkemizin enerjisini ve parasal kaynaklarını tüketen, güneyimizdeki ülkeleri parçalayıp oralarda PKK’ya garnizon devleti kurdurmaya çalışan, Doğu Akdeniz’de milli çıkarlarımızı gasp etme girişiminde bulunan, kardeş Azerbaycan halkına verdiğimiz destekten, Rusya-Ukrayna savaşında izlediği dengeci politikadan dolayı bize yaptırım planlayan KÜRESEL ŞER İTTİFAKI ile onlara sırtını dayayan muhalefete atılan bir TOKAT aynı zamanda 14 Mayıs tarihi. Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de kazandığı seçim zaferinde kullandığı YETER SÖZ MİLLETİNDİR sloganının yer aldığı afişlere dikkat ederseniz, orada DUR diyen, ancak daha fazla ileri gidilirse, Osmanlı tokadına dönüşecek olan bir EL görürsünüz. İşte o el, MİLLETİN ELİ olarak sembolik bir değer kazanıyor bugün.
Üstelik hali hazırda Küresel Şer Ekseni ülkemizi tehdit etmeyi sürdürüyor.
Amerikan Müesses Nizamı’nın en bağlantılı yayın organı Foreign Policy’de, seçimlerde Türkiye’nin kan gölüne döneceğini ima eden akla ziyan yazılar çıkabiliyor. Biliyorsunuz Mayıs 2016’da tam AK Parti’yi ele geçirecekken Başbakanlık görevinden alınan Ahmet Davutoğlu için aynı yayın organı “Amerika Ankara’daki adamını kaybetti” diye yazabilmişti.
Kimler kimlerle birlikte anlamayanlara gitsin.
Yine aynı devletin gelmiş geçmiş en rezil politik figürlerinden biri olan John Bolton, Wall Street Journal gazetesindeki yazısında, Batı’nın Türkiye’de muhalefeti desteklemesi gerektiğini ifade ederek “Erdoğan’a karşı koyulmazsa işler daha da kötüye gidecek” diyebiliyor. Şaşırmıyoruz, çünkü zaten bu devletin başındaki isim, daha başkan seçilmeden evvel muhalefeti destekleyeceklerini alenen söylemişti.
Cezaevinde terör suçundan mahkûm olan Selahattin Demirtaş, henüz yargılanmakta olduğu Kobani kalkışmasında nasıl taraftarlarına ayaklanma çağrısı yaptıysa, şimdi de benzer şekilde “taraftarları”nı sokaklara ve meydanlara çıkmaya davet ediyor. Demirtaş’ın Kobani çağrısıyla birlikte sokaklara dökülen binlerce PKK’lı Yasin Börü’de simgeleşen 52 insanımızı katledip binlerce kamu binasını yakmış, Doğu ve Güneydoğu illerimizde ülkemizin en barbarca katliamlarından biri yaşanmıştı.
Altılı Masa’nın ilginç bileşeni DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise Türkiye’nin hava savunmasını ve küresel bir marka haline gelerek müthiş başarılara imza atan İHA ve SİHA’larını hedef aldı. Bu savunma sistemlerini üreten Baykar’ın, iktidarın nimetlerinden faydalanıp haksız rekabetle öne çıktığı iftirasını attı. Tüm iddiaları çürütüldü, kendisi de geri adım attı ama nafile, söz çıkmıştı bir kez ağızdan. Tevili yoktu ve niyetler ortaya dökülmüştü. Sebebini ve karın ağrılarını anlıyoruz. İHA ve SİHA’lar terörle mücadelemizde oyun değiştirici olmuş ve PKK’nın yıllardır korkulu rüyası. Aynı zamanda emrinde olduğu Küresel Merkezlerin de hedefinde. Rahat olabilir ve artık HDP ile iş birliği içinde bol bol kaynaşabilir.
Benzer vakaları sıralamaya devam edebilmek mümkün.
14 Mayıs bu yüzden çok tarihi büyük değer taşıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan YETER SÖZ MİLLETİNDİR derken ortaya koyduğu hesap ortada:
Küresel Şer ittifakı değil, Millet kazanacak.