15 TEMMUZ BİR CIA TUZAĞI MI?

Bir terör örgütünün tek planı olmaz.
Tek plan ve proje üzerinde​n hareket etmez.
Kurmay zekalarının gereği aparat kullanmaları, aparatlar üzerinde ya da şartlardan kaynaklanan bozucu tesirlerden dolayı farklı çözüm yolları arar, pratikler bulur, geliştirir ve sonucu ortaya koydukları çalışmalar üzerinden​ seyreder.
Etkiler tepkiler beklentiler ve çıkan sonuca göre devreye konulması gereken diğer​ proje ve aparatları devreye sokarlar.

Buraya kadar bunları ifade etmek için komplo teorisyeni olmaya gerek yok.
15 Temmuz öncesi ve sonrası olarak gelişmeleri masaya yatırdığımızda ortaya çıkan gerçek şu.
Reis nezdinde karşılığını aldıkları yumruğun hesaplarını yapmıyor bu kahpeler.
Asıl hedeflenenin 15 Temmuzla tesis edilmek istenen başka bir projeye zemin hazırlamak olduğu çok net!
Fetö ile mücadele sürecinde yaşanan olumsuzlukların toplumsal uzlaşmanın birlik şuuruna vurulmak istenen “itimat edilmemesi” kaotik süreci, kurumsal güvensizliğe tesir ettirmeye dönük psikolojik savaş düzeneğini harekete geçirme çabaları olarak görüyorum.
Devletine milletine sadakatin bir bireye, zümreye ait olduğu algısını hakim kılmaya dönük sinsi bir plan olduğuna kanaat getirdim.
Fetö ve ajan yapılanmasını kabullenmeyenlerin çeşitli​ entrikalarla bağlı bulunduğu yerlerden koparılanların daha da artırılması gayretlerine ve planlarına şahit oluyorum.
Ergenekon sürecinde içeri alınanlara dönük olarak “bizi haksız yere” tutukladılar argümanı fazla kullanılmadı.
Ergenekon’da da sivil ayak vardı.
Hiç​ bir sivil, benim Ergenekonla alakam yok diye tutukladılar demedi.
Demek ki şudur kardeşim.
Fetö terör aparatlarıyla bu ülkenin​ nabız yoklaması ve zaafiyet göstereceği noktalar keşfedildi, test edildi.
Asıl hamle için daha farklı formatta toplum mühendisi olan kriptolar bekletiliyor!
ABD istihbaratçılarının izahatlarından edindiğim nokta burası.
Yeni kapı ruhuyla değil, Sakarya feraseti ve motivasyonuyla kenetlenmemizi pekiştireceğiz.
Şunu bilelim ki, işgal bu ülkenin​ kalesine dönük olarak sonuç alamaz.
Peki nasıl sonuç alır?
İşgal kale duvarlarında saf tuğla olmaya dönük her bireyi yıpratarak, dirençlerini umutlarını kırmayla başlar.
Bugün reisimizin bu iman duvarında tuğla olmuş bu ülkenin​ her bir sadık vatandaşına, ‘ben de sizin gibi tuğla olmaya’ geldim. “Mehmedim sevinin başlar yüksekte, ölsekte sevinin eve dönsekte” kararlılığı ve cesaretinde bir şuurla gelişidir. 

Binnur Günay