18 Haziran 2023’te nasıl oy kullanacağız?
“Seçim Kanunu Değişikliği” henüz TBMM’den geçmedi. Ama bu haliyle 2023 seçimlerini büyük oranda etkileyen bir şey yok; yani bu kanun birilerine seçim kaybettirip birilerine kazandırmaz.
Her partinin; “Barajı indireceğiz” vaadi vardı. “İlk kez” seçim barajı % 7’ye inmiş olacak. Üstelik parti olarak ittifaklardan birine dâhil olursanız baraja ihtiyacınız yok; yani Türkiye genelinde Büyük Birlik, Saadet, Deva gibi partiler % 1 bile oy alsalar, eğer herhangi bir şehirde 1 vekil çıkaracak oy alırlarsa partilerini temsilen o kişi veya kişiler milletvekili olarak TBMM’ye gidiyor.
Denklemleri kısaca anlatmaya devam edelim:
1) “18 Haziran 2023” günü “iki oy” vereceğiz. Biri ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı için, diğeri milletvekilini seçmek istediğimiz “parti” için olacak. Bundan 9 ay sonra da 31 Mart 2024’te belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve muhtar için toplam “dört oy” vereceğiz.
2) Değişiklikteki “artık oylar” mevzusu partileri büyük oranda etkilemiyor. Çünkü geçen seçimin ittifakları aynen duruyor. İttifaklar genişlemedi. Bir yanda Ak Parti, MHP, BBP İttifakı; diğer yanda CHP, İyi Parti İttifakı! Bazı yerlerde Ak Parti ve MHP’ye, bazı yerlerde CHP ve İyi Parti’ye yapılan “nispi haksızlıklar” gideriliyor.
3) Değişikliğe karşı CHP ve İyi Parti’den “Şu maddeye karşıyız” diye net açıklama gelmedi. Sadece; “Gideceklerini gördüler, kanun değiştiriyorlar” dediler. Tamam, ama itiraz nedir? Duyamadık. Demek ki kendi açılarından da itiraz noktası yok!
4) Deva, Gelecek, Demokrat, Saadet gibi partiler zaten ittifakta değildi; bu sebeple “artık oyları” da herhangi ittifaka zaten yazılmayacaktı. İttifaka girmezlerse bu kanun maddesi sadece Büyük Birlik Partisi’ni dolayısıyla Cumhur İttifakı’nı etkiliyor.
5) BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile görüştüm. “Baraj sıfır olsa daha iyi olurdu” dedi. Ancak seçimlere Cumhur İttifakı olarak ve kendi parti amblemleriyle gireceklerini; milletvekili çıkaramasalar bile önemli olanın “vatanın bekası ve güçlü yönetim” olduğunu dile getiriyor.
Sayın Mustafa Destici, “Önemli olan devletimiz, milletimiz, ittifakımız” derken niye Deva, Gelecek, Demokrat, Saadet Partileri çıkıp da “Önemli olan CHP ve İyi Parti’nin içinde olduğu Millet İttifakı’dır” diyemiyorlar!
Fazla detaya boğmayalım. İşin; “Şöyle olursa böyle olur” gibi formülleri de var, ama bunu bazı partiler lütfedip “karar verirse” konuşuruz. 6 Genel Başkan bir araya geliyor ama CHP ile yol yürümeye karar verebilmiş değiller. Cumhurbaşkanı adayları bile belli değil! “Tam siyasi kaos içindeler” dersek yanılmış olmayız!
“TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)
KRAL DEĞİLDİR”
Statükoları dimdik ayakta!
1) Ülkemizde doktorları temsil eden tek “birlik” maalesef TTB’dir. Adı “Türk” olan ama Türk Silahları Kuvvetleri terörle mücadele için operasyon yaparken “HAYIR” diyen TTB niçin doktorların tek kuruluşu?
2) Özel hastanelerde görevli doktorları ”zorunlu” üye olup, aidat ödeyerek belge almaya mecbur ediliyorlar. Onca yıl eğitim gördükten sonra neden “birlikten” belge alınıyor?
3) TTB’ye zorunlu üyelik ve aidat acilen kaldırılmalıdır!
4) Milli Hekimler Birliği kuruluşuna izin verilerek doktorların “seçenek” hakları olabilmelidir.
5) TTB tüm doktorları temsil etmiyor ama “tüm doktorlar adına” konuşuyor havasında!
“DOKTORLUK ÜZERİNDEN KIŞKIRTMA”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la beraber SSK Hastaneleri’nin idrar kokulu pis yataklarından kurtulduk. Doktorlarımız daha güzel ortamlarda, modern cihazlarla çalıştılar. Doktoru ve hastayı en çok düşünen lider Başkan Erdoğan iken birileri doktorluk mesleğinin arkasına sığınıp alçaklık yapmasın! Yapılanları millet “yıllardır” görüyor.
“KERVAN YÜRÜR”
Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK’ya operasyon yapınca destekliyorum. “Yandaş” diyorlar. Mehmetçikleri tebrik ediyorum. “Bu kadar yandaş olunmaz” diyorlar. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mekik diplomasisi ile dünyanın takdirini kazanınca tespitlerimi ve kulis bilgileri paylaşıyorum. “Taraflısın” diyorlar. 1915 Çanakkale Köprüsü’yle gururlanıyorum. “Yandaşlığın bu kadarı” diyorlar. Dur bir dakika duuuuur! Ben bunları söylediğim için “yandaş” oluyorsam onlar ne oluyor? Fondaş mı? Bu sebeple sevgili dostlarım, değerli ağabeylerim, kıymetli ablalarım! İşte bu kardeşinizin böyle “fişlemelere” karnı tok! Takılmıyorum bile! Atalarımız tespitin dibini yapmış: Birileri ürür, kervan yürür!
Hükümetin bazı politikaları elbette eleştirilecek. Kimse “eleştiriden münezzeh” olamaz. Ama terör gibi, ülkeye yatırımlar gibi “milli mevzularda” hainlerin yanında saf tutanları da görmekteyiz!
SON SÖZ: Eğer CHP’li belediye hayvan katliamı yaptıysa, CHP’li belediye asırlık çınar ağaçlarını katlettiyse “çıt” yok! Esfel-i sâfilin bir güruhla karşı karşıyayız, sıkı durun ve birbirinize daima sıkı tutunun!