6. BÖLÜM GLADYO mu NATO dan, NATO mu GLADYO dan
1986 yılında Turgut Özal, Hiram Abas ı MIT müsteşarlığına getirmek istiyordu. Lakin Özal ın çabaları yeterli olmadı ve o dönemin askeri vesayeti Hayri Ündül ü müsteşarlığa getirdi. Hiram Abas ise Özal ve ekibi ile ilişkisini kesmiyor istihbari bilgileri iletmeye devam ediyordu. Görüştüğü önemli isimlerden biride Adnan Kahveci idi. Zaman ilerledikce Özal yavaş yavaş kurduğu ekibi ile ülkenin sivil demokrasiye geçiş sürecini hızlandırıyor askeri vesayeti kırıyordu. Bu dönemde Hiram Abas ın milli duruşu da MIT in başarılı operasyonlara imza atmasını sağlıyordu.
1987 yılına gelindiğinde MIT ve Emniyet arasında ki yetki kargaşası meselesi iyice alevlenmişti. O donem yıldızı parlamaya baslayan Ist. Emn. Mdr. Ünal Erkan ve Ank. Emn. Mdr. Mehmet Ağar üzerinden MIT in bazı gizli operasyonları ve ajanlarının isimleri açığa çıkarılmıştı. Emekli olan Nuri Gündeş in ekibi hala faaliyetteydi. Derin devlet sözleri tamda bu dönemden sonra sıkca telafuz edilmeye başlanacaktı. Ünal Erkan ve Mehmet Ağar bürokrasiyide arkalarına alıyor ve ciddi yol kat ediyorlardı. Görünen ise şuydu… Gladyo yine devreye girmiş ve MIT içinde ki kendine karşı olan milli isimlerin tasfiyesi için yoğun çaba sarfediyordu. Özellikle Ünal Erkan ve Mehmet Ağar isimleri ileri tarihlerde çok daha fazla gündem olacak isimlerdi.
1988 yılında MIT raporunun basına sızdırılması ve bu raporda ismi geçenlerin çok ciddi suçlar ile itham edilmesi ortalıgı karıştırdı. Hiram Abas ın özel olarak hazırladığı rapor GLADYO nun müdahalesi ile, Mehmet Eymür ve Kenan Evren in damadı Erkan Gürvit tarafından basına sızdırılmıştı. Hiram Abas ve ekibi bu sebeple istifaya zorlanıyordu. Bu MIT raporunda ağır şekilde suçlananlardan Süleyman Demirel Başbakan, Hüsamettin Cindoruk TBMM başkanı, Nevzat Ayaz savunma bakanı, Mehmet Ağar içisleri bakanı, Ünal Erkan vali ve sonrasında devlet bakanı koltuğuna oturacaklardı. GLADYO 90 lara girerken Turkiye nin başında ciddi bir PKK sorunu varken, bir kez daha derin devlet yapılanmasını olusturup karşıt duruşta olanları da tasfiye ettirmişti. Türkiye nin önünde çok zor geçecek 90 ları tahmin etmek hiçte zor değildi.
Yeni MIT müsteşarı Teoman Koman olmuştu. MIT tekrar askeri vesayet altına girmeye baslıyordu. MIT te ki Özal ın sivilleşme isteği maalesef gerçekleştirilemiyordu. 31 Mart 1989 da Özal CB seçildi. SSCB yıkılmış, soğuk savaş dönemi bitmiş, dünyanın egemen güçleri yeni stratejiler üzerinde yoğunlaşmışlardı. 1990 da Irak Kuveyt i işgal ederek uzun soluklu ortadoğu sorununun fitilini ateşliyordu. Bu ateş tüm arap dünyasını cayır cayır yakacaktı. Jandarma komutanlıgına getirilen Eşref Bitlis adından çok söz ettiriyordu. Körfez krizinden faydalanmak isteyen Özal Eşref Bıtlis, Hiram Abas gibi isimlerden de faydalanmak istiyordu. Özal ın aktif dış politika çizgisinde Musul ve Kerkük ün üzerinde hak arayışları görünüyordu. Ama ne yazık ki milli isimler bir sekilde kazaya kurban gitmeye devam ediyordu. Adnan Kahveci ve Eşref Bitlis maalesef şüpheli ölümlere kurban gitmislerdi.
Özal CB olduktan sonra da MIT ve Hiram Abas ve ekibinden vazgeçmemisti. Ancak karşısında 2. Dunya savaşı sonrası NATO zırhı ile tüm NATO ülkelerinde GLADYO yapılanmasını kuran CIA yani ABD nin bir başka yüzü vardı. GLADYO yine devreye giriyor ve Erzurum da Kominizimle Mücadele Derneği adı altında bir STK yı Fetullah Gülen e kurduruyordu. İleride bu yapının 40 yıllık bir planın parçası olarak ilk adım olduğunu acı bir tecrübe ile anlayacaktık. ABD Türkiye nin stratejik önemini biliyor ve ülke üzerinde ki hakimiyetini kaybetmek istemiyordu. Bu sebeple 1980 lerin başında hazırlanan ve zamanı geldiği düşünülerek sahaya sürülen yeni bir örgüt vardı. PKK…….
Maalesef 26 Eylül 1990 yılında Hiram Abas evinin önünde arabasına bindiğinde çapraz ateş ile suikasta ugrayıp öldürüldü. Özal ın tam da kendisine CB köşkünde özel bir makam vereceği bir dönemde hemde. Kimin bu suikastı işlediği bugün bile hala netlik kazanmamışken, bu yazı dizisinde biz geçmişten bu güne yaşanmışlara baktığımızda bu ve buna benzer cinayetleri işleyenlerin GLADYO örgütü olduklarını kanaat getiriyoruz. Paravan olarak farklı örgüt tipleri gösterilsede, bu tip işler tam da GLADYO tipi işler olarak hafızamıza işliyor.
1950- 1990 arası MIT ve istihbarat tarihimize şöyle bir göz attık. Bir çok detayı kısa kısa geçtik. 1990 sonrasında konjektürler değişmiş, ancak istihbarat oyunları değişmemiştir. 90 sonrası MIT ve istihbarat tarihimize de yakında bir göz atarız inşallah.
GLADYO mu NATO dan, NATO mu GLADYO dan ortaya çıkmıştır sorusuna ise 6 bölümlük yazı dizisini okuduğunuzda karar verebilirsiniz.
Yazı dizimize anlamlı bir soru ile son verelim. Bu sorunun cevabı yazı dizisinde ismi geçen bazı kahramanlarla da alakalıdır diye düşünüyoruz.
VARSAYIN Kİ DIŞ GÜDÜMLÜ BİR OPERASYON AYAĞI , SİZE BİR ŞEKİLDE , HER HANGİ BİR GÜÇ VEYA MEZİYETİNİZ ÜZERİNDEN ULAŞTI VE SİZE İŞBİRLİKCİLERİ OLMAYI TEKLİF ETTİ.
REAKSİYONUNUZ NE OLUR DU ??????