Devlet Bahçeli’den İmamoğlu’na tepki! “Vız gelip tırı gidecek olan sensin”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turunu ve sonrasındaki ‘Vız gelir tırıs gider’ çıkışını eleştirdi, “Hangi gizli ve siyasi gündemlerin peşinden sürükleniyor. İstanbul’un şehremini bayram gününde Karadeniz’de ne aramıştır? Bir belediye başkanının şehrini terk edip siyasi hesaplar içine girmesi, hangi amaca hizmettir? Bu şahıs cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna ‘Bu sadece siyasetin işi değil, milletin işidir’ cevabını vererek genel başkanı ile açık çatışmaya girmekten herhangi bir sakınca görmemiştir. İBB Başkanı, cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa, karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin ki biz de ona göre muamele edelim. İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zillet, hezimet ne görmüş ne de yaşamıştır. Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur.” dedi.
Bahçeli, sığınmacılar üzerinden yapılan provokasyona dikkat çekti, tuzağa düşülmemesi uyarısında bulundu. Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a da sert sözlerle yüklendi.
MHP GRUP TOPLANTISINDA ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR
Bahçeli’nini açıklamaları şöyle:
Muhterem milletvekilleri, öz, kabuk tarafından esir alınırsa maneviyat yerini maddiyat alırsa, dürüstlük, dalavere ile aşağı alınırsa hayatın ve siyasetin olağan akışı tıkanmak ile kalmayacak insan ve toplum huzuru tamamen sarsılacaktır.
Yeri gelince emeğini, malını, canını feda etmekten kaçmayan fedakarlık simgeleri geleceğimize ışık tutmuşlardır. Feragat timsalleri tarihe nam ve iz bırakmışlardır.
Zübükzadelerin kaynakları maalesef hala kurumamıştır. Bu vatana, bu millete canımız bin defa helali hediyedir.
Bozuk ve bulanık zihniyet sahiplerininbizim tarzımızı, tavrımızı anlaması eşyanın tabiatına aykırıdır.
Tanzimat devrinde Batı’yı taklit etmek sureti ile gerilemenin ortadan kalkacağını öne süren kaymak tabaka Osmanlı’nın yıkılışına bilerek ya da bilmeyerek hizmet etmişlerdir.
Bugün ülkemizde asıl sorunlarından birisi değişmeyen kafa yapısıdır. Türkiye’nin egemen devlet vasfına, tarihsel çıkarlarına yabancı devletlerin prizmasından bakanlar düştükleri zilleti göremeyecek kadar körleşmiş ve kaskatı kesilmişlerdir.
“VIZ GELİP TIRIS GİDECEK OLAN SENSİN”
CHP’de hayır yoktur, umut yoktur. Çünkü CHP yönetiminin ismi tedavüle sokulan aday adaylarının itibarı, iradesi, inandırıcılığı yoktur. Kılıçdaroğlu’nun aday olma iştahı her seferinde yeni bir karşı duruşla kırılmaktadır. İBB Başkanı’nın Karadeniz turuna çıkıp, belediye bütçesiyle mitingler düzenlemesi 6+1 formatlı masaya baskı kurmuştur. Bizim anlayamadığımız can alıcı husus, belediye başkanının hangi şehrimizin siyasi sorumluluğunu üstlenmiş olduğudur. Hangi gizli ve siyasi gündemlerin peşinden sürükleniyor. İstanbul’un şehremini bayram gününde Karadeniz’de ne aramıştır? Bir belediye başkanının şehrini terk edip siyasi hesaplar içine girmesi, hangi amaca hizmettir? Bu şahıs cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna ‘Bu sadece siyasetin işi değil, milletin işidir’ cevabını vererek genel başkanı ile açık çatışmaya girmekten herhangi bir sakınca görmemiştir. İBB Başkanı, cumhurbaşkanı adayı olmak arzusundaysa, karşımıza çıkıp mertçe itiraf etsin ki biz de ona göre muamele edelim. İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zillet, hezimet ne görmüş ne de yaşamıştır. Asıl vız gelecek tırıs gidecek şahıs İmamoğlu’dur.
“SEÇİMİ AÇIK ARA FARKLA CUMHURBAŞKANIMIZ KAZANACAKTIR”
Zillet kimi aday çıkarırsa çıkarsın, 2023’te sandıktan volkan ağzı gibi fışkıracak irade Cumhur İttifakı’dır. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan da yeniden ve açık ara farkla seçilecektir. Seçimler 2023 haziran ayında yapılacaktır. Seçimlerin erkene alınması diye bir şey söz konusu olamayacaktır. 2023’te Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü cumhurun muazzam başarısı ile süsleyeceğiz. MHP’nin milletvekili sayısı itibarıyla güçlü temsili için ışık hızıyla çalışacağız.
“SOSYAL DOKU, KÜLTÜREL MÜKTESEBAT KORUNMALIDIR”
Huzurumuzu kaçırmak için faal halde olan odaklar, bayramda iyice su üstüne çıkmıştır. Türkiye’deki yabancılarla ilgili kirli malumatlar, gerçek dışı iddialar özellikle sosyal medya kanalıyla yoğun olarak servis edilmiştir. Sığınmacı meselesi ülkemizin yumuşak karnı, istismara müsait zaafı haline gelmiştir. Sağduyulu kavrayış, ihmal edilemez zorunluluktur. Önü arkası hesaplanmadan, sonuçları öngörülmeden atılacak her adım, toplumun sinir uçlarını tahrip edilecek her yaklaşım doğruca uçuruma açılacaktır. Elbette Türkiye yol geçen hanı, sığınmacı kampı değildir. Sosyal doku, kültürel müktesebat korunmalıdır.
“SIĞINMACILARI CELLADA TESLİM ETMEYİZ”
Sığınmacı sorunu, Türkiye’nin uzun yıllar taşıyabileceği bir sorun olmaktan tamamen çıkmıştır ancak bu çarpıcı gerçek, ülkemizde misafir halde bulunan sığınmacılara cephe açmak anlamına gelmemelidir. Suriyeli sığınmacılar bugün misafirimizse yarın komşumuz olacaktır. Komşu komşunun külüne de muhtaçtır. Birkaç münferit asayişsizliği teşhir için pusuda bekleyen hastalıklı zihniyetlerin yaygınlaştığı malumlarınızdır. Devletin kayıtları ortadadır, bizi bağlayan da bu verilerdir. Türkiye genelinde sığınmacı sayısı 4 milyon 82 bin 693’tür. Geçici koruma statülü Suriyeli sayısı da 3 milyon 762 bin 686’dır. Düzensiz göçe kesinlikle müsaade edilmemeli, yakalananlar hemen ülkelerine gönderilmelidir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan iç çatışma ortamı geçer geçmez, ülkelerine dönüşleri el birliğiyle, insan haklarına muvaffık şekilde, hepsinin rızasıyla hayata geçirilmelidir. Suriye Devlet Başkanı’nın ilan ettiği genel af kararı mühim ve geri dönüşleri kolaylaştırıcı bir gelişmedir. Hükümetin uygulayacağı her politikayı destekleyeceğimiz bilinmelidir. Hiçbir masumu elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz, böylesi vahşete ortak olamayız. Bize göre briket evlerin yapımı değerli bir adımdır.
ÜMİT ÖZDAĞ’A SERT TEPKİ
Marjinalleşmiş siyasetçiler tarafından İçişleri Bakanımızın hedef alınması, bakanlıkta yığınak yapmaları, milletimizde haklı tepkiye yol açmıştır. Parmak sallayarak tehdit etmek, utanç verici bir alçalma halidir. Bakanlık önüne gelenler, Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerdir. Teröristlerin dahi cesaret edemediği protestolarla İçişleri Bakanımıza saldırmak, su katılmamış edepsizliktir. Hainlere yol açan, yol gösteren densizlik ve terbiyesizliktir. Buna da hiç kimsenin hakkı olamayacaktır. Kimin hesabı varsa hukuk yolu açıktır. Bakan’a ismiyle, kaba şekilde ifade etmek, devlet vakarını saygısızca ayaklar altına almak demektir. Hiçbir bakanlığımız gelişigüzel nümayiş yeri, siyasi rant devşirmenin alanı değildir. Bakanımıza ismiyle hitap edip aklınca meydan okumaya işi götürenler, hangi melanetin ümidi olduklarını düşünmeliler.