Suriyeli vatandaş… Fehim Ertuğrul İsa…
Çobanbey’in büyük Türkmen ailelerinden birine mensup.
Suriye’nin kuzeyindeki Türkmen köylerinde yaşayan sivilleri Esad rejiminden, PKK-YPG’den, DAEŞ’ten korumak için kurulan Sultan Murat Tümeni’nin komutanı. Emrinde 27 bin kişilik bir kuvvet var.
Dedesi Çanakkale Savaşı’nın kaderini değiştiren 57. Alay’da vatan için savaşırken şehit düştü.
Suriye’nin mazlum Türkmen, Kürt, Arap halklarının tanıyıp, sevdiği bir isim.
Mehmetçik’in Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirdiği operasyonlarda DAEŞ’e, PKK’ya karşı kahramanca savaştı.
Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde “Atam izindeyiz” diye yaptığı paylaşım çok dikkat çekti.
Fehim Ertuğrul İsa’yı niye anlattık?
Geçtiğimiz hafta açıklanan ama gündemin yoğunluğundan kimsenin üzerinde durmadığı bir ayrıntıya dikkat çekmek için. Malum… Ayrıntılar bütünü anlatır.
Türk vatandaşı yapılan 200 bin 950 Suriyelinin 47 bininin Türkmen olduğu açıklandı. Ayrıca, 101 bin 995 Ahıska Türkü, 17 bin Afganistan Türkü, 6 bin 787 Uygur Türkü de vatandaş yapıldı.
Bu açıklamanın alt metninde verilen mesaj şu: Bu devlet Suriyelilere seçimlerde iktidar partisine oy versinler diye vatandaşlık vermiyor.
Devlet aklı diye bir şey var. Kimileri buna stratejik akıl da diyor.
Hadi 47 bini Türkmen, ya diğerlerini niye vatandaş yaptılar?
Onun da bir sebebi var güzel kardeşim. Devlet değil ama içimizdeki İrlandalılar yakında o konuya dair yalanları da servis ederler. İnanıp, inanmamak sana kalmış.
Sadece şunu bilmen lazım. Bu devlet aklı var ya…
Az konuşur, hatta mecbur kalmadıkça hiç konuşmaz.
Bu devlet hep 18 yaşında kalsın diye susmak zorundadır.
Fehim İsa Ertuğrul yalnız değil. Daha ne isimsiz kahramanlar var.
İktidara dozunda popülizm lazım
Türkiye’de an itibarıyla muhalefet… Vatandaşa iktidara geldiğinde asla yapamayacağı, üstelik yapamayacağını en iyi kendisinin bildiği her şeyi vadediyor.
Vadetmedikleri sadece cennetin tapusu kaldı. Onu da yakında dile getirirlerse şaşırmam. Siyasette popülizm her zaman iş yapar. Dozunu iyi ayarlamak kaydıyla tabii.
Türkiye’de an itibarıyla iktidar… Pandemi, küresel kriz ve savaş koşullarında görünen, görünmeyen birçok icraatı var. Üstüne terörle, göç meselesiyle uğraşıyor. Tüm bu olumsuzluklar ve ekonomik daralmadan vatandaşı korumak için tedbir üstüne tedbir alıyor. Ama istediği pozitif havayı bir türlü yakalayamıyor.
Neden mi? Çünkü popülizm yapmıyor.
Sadece son KDV indiriminin devlete maliyeti 30 milyar lira. Ama marketler fiyatları indirmiyor!
İnşaat sektörünü canlandırmak için kredi faizlerini düşürüyor, aynı gece konut fiyatları yüzde 50 artıyor.
Neymiş… Serbest piyasa ekonomisiymiş. Fiyatlara müdahale edilemezmiş. Geçiniz… İktidarın yapması gereken o fiyat etiketlerini serbest düşüşe geçirtmek. Direneni yola getirmek. Vatandaşın iktidardan en temel beklentisi bu.
Nasıl mı yapacak bunu? Lafla, hamaset kokan açıklamalarla değil. Gerekirse tepelerine binerek. Vatandaşa bunu göstererek. Gerekirse dozunda popülizm yaparak.
Almanya acı vatan!
Niyetim bir Türkiye-Almanya kıyaslaması yapmak değil. Pandemiyle beraber sadece Türkiye’nin değil Avrupa ekonomisinin lokomotifi Almanya’nın bile türbülansa girdiğini kabul etmeyen Alman lobisine sorunun küresel olduğunu göstermek.
Bremen Eyaleti Sosyal İşler, Gençlik, Uyum ve Spor Bakanlığı’nda uzman memur olarak çalışan Ercan Tamer’den gelen şu mesajı okuduklarında belki küçük bir aydınlanma yaşar ve içinden geçtiğimiz şu zor dönemde milletin, özellikle de gençlerin moralini bozmaktan vazgeçerler:
Zafer Bey, size bu satırları Almanya’dan yazıyorum. Köşe yazınızda Alman basınını kaynak göstererek 300 bin abonenin elektriğinin borcundan dolayı kesildiğini yazmışsınız. Türkiye’de bu tür haberlere tepki gösterenler Almanya hakkında şu gerçekleri biliyorlar mıdır?
417 bin kişi evsiz.
289 bin kişi elektriksiz.
60 bin kişi sağlık sigortasız.
45 bin kişi mekânsız. Sıkı durun… 6 milyon 200 bin kişi okuma-yazmayı hiç bilmiyor ya da kısmen biliyor.
Yanlış anlaşılmasın, maksadım Almanya’yı kötülemek değil, bilakis, fakirliğin zengin Avrupa ülkelerinde de büyük sorun olduğunu göstermek.
Kaynak: Almanya İstatistik Kurumu
Biliyorum, bizim Alman lobisine bu gerçekleri anlatmaya çalışmak beyhude bir çaba. Ama yine de bazen dünyanın öküzün boynuzları üzerinde durmadığını, döndüğünü haykırmak gerekiyor.