Türkiye beş güç odağının önüne geçti
Türkiye, bir milyar insanın açlık yaşamasının önüne geçti. Yani yeryüzünde yaşayan her sekiz kişiden birine, Türkiye’nin iyilik eli uzanmış durumda.
Ülke vizyonu açısından tarihi süreçler yaşanıyor. Türkiye, güç ve etki alanı bakımından Cumhuriyet tarihinin zirvesini yaşıyor. Farkında mıyız?
Yazımı, Batı’da Türk pasaportu taşımaktan kompleks duyanlar, okusunlar. Gerçi kompleksli kesimin düşünce dünyası iflas ettiğinden, kimlik sorunlarını aşmaları mümkün görünmüyor. Ülkenin edindiği hiçbir başarı onları mutlu etmiyor. Türkiye’nin dış devletlerden alkış toplaması ve dünya gündemine oturması onları ilgilendirmiyor. “Ne güzel oldu, ne iyi yaptınız” diyemiyorlar… Çünkü o, İsviçre’de doğmuş olamamaktan yana hayıflanmakla meşgul. Buralı değil, buralı hissetmiyor. Ruhu çoktan göçmüş, kalemi satılmış bu tipler ne medyada ne de siyasette ülkesi adına mutlu oluyor.
Peki, biz de o halde ‘ülkesinin başarısıyla gurur duyan kesim’ için yazmaya devam edelim.
TÜRKİYE, NE YAPTI DA TÜM DÜNYADAN ALKIŞ TOPLADI?
Ukrayna- Rusya savaşı nedeniyle insanlık gıda kriziyle karşı karşıya geldi.
Dünyanın tahıl, gübre ve yemeklik ayçiçek yağı deposu olan Ukrayna ve Rusya’ya bağımlı Afrika ülkeleri, büyük bir insanlık felaketi yaşamaya ramak kalmıştı.
Rusya’nın Ukrayna kıyılarına saldırması nedeniyle, Ukrayna depolarında bekleyen 25 milyon ton tahılın sevkiyatı yapılamadı.
Ukrayna güvenlik, Rusya ise yaptırım nedeniyle ellerindeki malları satamamanın sıkıntısını yaşarken, bu ürünlere yaşamsal ihtiyaç duyan ülkelerse, kritik açlık tehlikesinin içine girmişlerdi.
Normal şartlarda bu sorunu kim çözmeli idi?
1 milyar insan açlıkla karşı karşıya iken dünya sisteminin kurumsal yapılarına baktığımızda gözler; Birleşmiş Milletler’e çevrildi.
Birleşmiş Milletler kendini “adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş küresel bir kuruluş” olarak kendini tanıtırken gıda güvenliği ve Afrikalıların gıdaya ulaşımında yaşanan krizi aşmakta başarılı olamadı.
Yıl 2022.
Bir milyar insanın aç kalma riski var ve BM hiçbir çözüm ortaya koyamadı.
BM ve BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa etkisiz kaldı.
Hem Ukrayna’nın hem de Rusya’nın güvendiği tek ülke olarak Türkiye, dünya diplomasisinin merkezi haline geldi.
Fransa’da Macron çok ciddi eleştirilere maruz kaldı ve ünlü Fransız siyasetçiler; “Türkiye, Fransa’dan büyük” dediler.
ABD’den BM yetkililerine, AB ülkelerinden Ukrayna’ya kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çabaları için teşekkür etmeyen ülke kalmadı.
Türkiye; “Dünya beşten büyüktür” derken işte bunu kastediyordu.
Dünyada ve diplomaside ağırlık merkezi artık farklılaşıyor.
Yaşanan bu süreçte Türkiye’nin pozisyonunu, geldiği aşamayı nasıl niteleyebiliriz? Bu beş ülkenin ardından gelen 6. Güç olarak mı? Altıncı güç; Türkiye mi? Bunu bilemem ama “güven veren ülke” dendiğinde ilk sırada olduğumuzu söyleyebilirim.
Bugün Tahıl Koridoru Anlaşması gereği, Müşterek Koordinasyon Merkezi İstanbul’da açıldı. Türkiye süreci aktif bir şekilde işletiyor. Ne Fransa’ya ne de ABD’ye güvenmeyen Rusya, anlaşmaya sadık kalacak gibi. Rusya Savunma Bakanlığı, tahıl koridorunda göreve alacak personelin İstanbul’a geldiğini duyurdu.
Türkiye, uluslararası bir operasyonu yürütmekte. Atılan imzaların arkasında durulduğu sürece, Türkiye Ukrayna’dan tahıl yüklü gemilerin sevkiyatını denetleyecek ve gemiler, gıda bekleyen ülkelere doğru yol alacak.
Sonuçlarına bakıldığı zaman bu süreçte Türkiye, “beşli”nin önüne geçerek bir etki oluşturdu.
Diplomasi masası, ‘burada’ kuruldu. Önümüzdeki aylarda savaşı bitirmek adına bir barış masası kurulacaksa o da yine Türkiye’de kurulacaktır.
Dünya sistemi tıkandı ve tek güven veren ülke; şu an Türkiye olarak gözükmekte.
Şu çok net; Türkiye, ihtiyatlı – dengeli yaklaşım politikası güttü ve süreç içinde önce bölgesel aktörlüğü elde etti.
Şimdi de bölgesel güvenlik aktörü olmanın çok ötesine geçerek bir ‘güç odağı’na dönme yolunda.