Fatih Altaylı’ya psikiyatristler baksın!

Okuduğunuz Yazı
Fatih Altaylı’ya psikiyatristler baksın!

İçerik

Kiminin “idrar yolları” kapalıdır. “Olabilir, insanlık hali” dersin, tedavisi vardır. Kiminin ise “idrak yolları” kapalıdır. İşte bu iltihabın çaresi yoktur!

Önce “siyasilere” sesleniyorum. Lütfen açıklama yaparken “ortalama vatandaşa” seslenir gibi seslenmeyin! Ortalıkta “okuma yazma bilen cahiller” olduğunu unutmayın! 

Mümkünse anlatırken “ilkokul seviyesine” falan inin!

Başta inanamadım! “Yok canım” dedim, “Tamam arada saçmalıyor ama bu kadar zıvanadan çıkıp saçmalama zirvesine ulaşamaz” diye düşündüm. Herhalde FETÖ’cüler yine algı operasyonu yapıp onun ismini kullanıyor zannettim! Emin olmak için açtım internet sitesini okudum. Yazmış! Vallahi de yazmış billahi de yazmış! “Bakan Hulusi Akar’ın sözlerini çarpıt” desen bu kadarı olmaz!

“İktidar oyu Suriyelilerden alıyor” gibi temelsiz cümleleriyle koskoca Türkiye’yi akıllarınca ve “kapalı idrakleriyle” karalayanlar, vah ki vah!

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar gibi birçok dünya imtihanından geçerek milletin gönlünde yer edinmiş Bakan için; “Zaten seçilmedi, atandı” diyen kadavra ruhlular, vah ki vah! Gazetene matbaa müdürü mü atıyorsun sen Fatih efendi? PKK elebaşlarını inlerinden çıkamayacak hâle getiren, tarihimizin en yoğun operasyonlarını koordine eden, dünyanın konuştuğu bir Başkan’ı, Recep Tayyip Erdoğan’ı ve ekibini bu millet seçti! Zorunuza giden budur işte! 

Ayakları Anadolu’ya basan Hulusi Akar için “Zaten atanmış canım” diyerek köçek makamında raks edenler bu milleti anlayamaz!

Hulusi Akar; “Türkiye’de ve Suriye içindeki 9 milyon Suriyelinin hayatını kolaylaştırıyoruz” derken şezlong atıp her gün şenlik yapıyoruz demiyor; ama “idrak yolları kapalı” olanlar bunu böyle anlıyor! “Hayatı kolaylaştırma” nedir? “Briket evler” yaparak başlarını sokacakları küçük bir yuva! Hastane yaparak “yavruları ve kendileri” hastalanınca gidebilecekleri sağlık merkezi! 

Bunlar Suriye içinde “Türkiye’nin kontrolündeki” güvenli bölgede yapılıyor. Böylece Suriyeliler sınırlarımıza yığılmıyor ve ülkelerinde kalıyorlar. “Suriyeliler gitsin” diyenler bunları görmüyor! Gördükleri her Arap’ı Suriyeli zannedenlere ne anlatabilirsin ki?

 Vah garibim vah! Fatih Efendi’yi kendi kısır döngüsünde bırakıp şimdi gerçekleri tekrar anlatalım!

“SOÇİ VE KÜRESEL GÜÇ TÜRKİYE”

Geçtiğimiz Cuma günü Rusya’nın Soçi şehrinde Başkan Erdoğan ve heyetinin görüşmelerini takip ettik. Rusya’nın “Savaşın sürdüğü ve izole edilmeye çalışılan ülke” olduğunu unutmayın!

Lamı cimi yok! Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 10, 20, 30 yılını değil 100 yılını planlıyor! Tarihimizdeki ilk nükleer tesis sayesinde tüm ülkemizin elektrik ihtiyacının % 10’u buradan sağlanacak! “İthal etmeden” direkt kendimiz üreteceğiz! Soçi’de mevzu konuşuldu.

Rusya Devlet Başkanı Putin; “Avrupa Erdoğan’a teşekkür etmeli” diyerek bir hakikati dile getirdi.

Suriye Operasyonu ile PKK/YPG iyice köşeye sıkışacak. Kandil tepelerine yıkılmak üzere! Peki, bu konuda Rusya tarafı ne düşünüyor? “Geliyor gelmekte olan” dersem anlarsınız herhalde! Bir gece ansızın..!

“YARGILAYACAĞIZ; PEKİ NEDEN?

PKK ile mücadele edildiği için mi? Bankaları hortumlatmadıkları için mi? Yüzyılın ihracat rekorlarının kırılmasını sağladıkları için mi? “Yerli araba” yaptıkları için mi? Savunma sanayiini %70 oranında yerlileştirdikleri için mi? CIA aparatı terör örgütlerinin inlerine girdikleri için mi? Yargıtay binasının açılışını yaparken el açıp, “Allah’ım bu binayı hayırlı eyle” diye dua ettikleri için mi? “Bu milleti yenemeyeceksiniz” dedikleri için mi?

“Yargılayacağız” diye insanları tehdit edenler aslında; “Sahte deliller, belgeler uydurup bu ülkeyi sevenleri bertaraf edeceğiz” demek istiyorlar! Alçaklık bir seviyedir ve bu kişilerde seviye yoktur; bunlar “çukurun” ta kendisidir! Mücadeleye devam!

“DEZENFORMASYONLA MÜCADELE 

MERKEZİ”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi”ni oluşturduklarını açıklayarak şöyle dedi: “Ülkemize karşı yürütülen sistematik dezenformasyon kampanyalarına karşı İletişim Başkanlığımız bünyesinde müstakil bir birim oluşturduk. Merkezimizin koordinatörü olarak atanan İdris Kardaş’ı tebrik eder, kendisine başarılar dilerim”

Biz de Başkan Fahrettin Altun’u “sırtını hakikate yaslayarak” böyle bir merkezi kurduğu için tebrik ediyor, kıymetli İdris Kardaş’a da başarılar ve kolaylıklar diliyoruz.

Peki, bu merkeze “ilk itiraz” nereden geldi? “Türkiye Gazeteciler Sendikası” diye bir yerden geldi. “Basın özgürlüğüne saldırı merkezi olarak değerlendiriyoruz” diyorlar! 

Dezenformasyon, “bilgi çarpıtma, yalan haber” anlamına geliyor. Basın özgürlüğü “yalan haber yapma” özgürlüğü müdür? 

Ben gazeteciyim diye insanları “yalan yanlış bilgilerle” rencide etme hakkına mı sahip oluyorum? Neyse efendim, işte bunlar hep “idrak yolları” enfeksiyonu!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI