Don ile konser verip “özgürlük yok” demek!
Ne kadar şahane, aşırı muhteşem, fevkaladenin fevkinde bir harikalık!
Yarı çıplak çıktığı sahnede eline mikrofon alıp; “Türkiye’de özgürlük yok” demek ancak ar damarı çatlamış olmayı gerektirir! Çatlayan damardan beyni firar etmiş, geriye kalan bir avuç zekâsını da ona buna peşkeş çekip “algı operatörü” olmuş! Aradığınız geri zekâlı bulundu, tebrikler!
Tamam; kimsenin kıyafetine, yediği içtiğine, gezip tozduğuna karışmıyoruz; ama kardeşim bir İslam âlimi çıkıp; “İçki haramdır, içmeyin; tesettür Allah’ın emridir, vücudunuzu örtün; namazını kılıp orucunuzu tutun” demesin mi?
“Tarikatlarda tecavüz edilen çocuklara sustunuz” diyen utanmazlar! Vay utanmaz müptezeller vay! Buna kim susabilir? “Bu tür vakaların cezası idam olmalıdır” diyorum. “Bunu yapanlar hapse atılıp ıslah olamaz, cezası idam olmalıdır” diyorum! Aynısını diyorlar mı? Yok, diyemiyorlar. Onlar koskoca harflerle “TARİKAT ve TECAVÜZ” kelimelerini yan yana yazmanın muhteşem hazzını yaşıyor. İşte buna itiraz ediyoruz. Olayın “nerede” yaşandığına vurgu yapıp duruyorlar. Fakat CHP’li belediyede yahut kendilerine yakın derneklerde yaşanınca “CHP ve TECAVÜZ” kelimelerini yan yana getirmekten imtina ediyorlar. Hepsi yanlış; ama “algı” muhteşem değil mi?
Bir de şunlar var; “İçki haram ama yolsuzluk helal mi?” diyorlar. Müptezellikte çağ atlamış dangalak! Bağırasım geliyor ya kardeşim! “Ulan beyefendi, beyninde su bitmiş, git az ötedeki yalaktan doldur gel” diyesim geliyor! “İçki haram ama yolsuzluk yapın, hiçbir şey olmaz” diyeni gördünüz mü? Niye iki yanlışı birbirinin alternatifiymiş gibi karşılaştırıyorsunuz?
Türkiye’nin kalitesi yükseldikçe bazı sözde sanatçı ve güya aydınların “kalitesizliği” ortaya çıktı. Sığ ve bağnaz oldukları görüldü. Bu sebeple “Ülkeyi terk edeceğim” diyorlar. Çünkü millet ilgi göstermiyor. Onlar da “ilgi cambazlığı” yapıyorlar. Şarkıları artık dinlenmiyor, filmleri izlenmiyor.
Başkasını rahatsız etmeden her şeyin serbest olduğu, herkesin fikirlerini takır takır ifade edebildiği ortamda; “Türkiye’de fikir özgürlüğü yok” diyenler aslında şunu demek istiyor: “Halk sussun, İslam evde yaşansın, ortam bize kalsın”
“Özgürlük yok” diyenler esasında; “Yeterince pislik saçacak ortam bulamıyoruz. Azgın azınlık olarak milletin ayaklarına pranga vuramıyoruz” demek istiyorlar.
Camide provokasyon yapanı, milletin evi olan Külliye’ye küfredeni, kutsallara kin kusanı da gördük. Sonra hepsi birden dönüp; “Türkiye’de özgürlük yok” diyerek ülkemizi yabancılara peşkeş çekme derdine düştüler!
“ORTAK ADAY SEDAT PEKER”
Sonunda bu da oldu! “Cumhurbaşkanı adayı” olmak isteyen ve CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda oturan kişi çıkıp “organize suç örgütü lideri” olduğunu söyledikleri Sedat Peker’den medet umdu. “Parti örgütümüz Peker’in iddiaları ile ilgili suç duyurusunda bulunacak” dedi. Neden suç duyurusu? Alın belgeleri, gidin davanızı açın, varsa suçlular cezasını çeksin! Hiç kimse “suçu ve suçluyu” savunacak değil!
Madem iddialar, belgeler, deliller, şahitler var; o vakit bu belgeleri bir CHP’li hukukçu alsın ve adliyeye gidip dava açsın. Varsa bir suçlu yargılanıp cezasını çeksin! Bu belgeler kamuoyuna da açıklansın. Hatta sadece CHP değil; İyi Parti, HDP, Saadet, Deva, Gelecek Partili tüm “hukukçular” birleşsin. Bu belgeleri kamuoyuna açıklasınlar. Niçin durmadan; “Peker’in iddiaları üzerine savcılar harekete geçsin” deyip duruyorlar. Buyurun, siz harekete geçin; neyi bekliyorsunuz? Yoksa iddiaların doğruluğundan emin değil misiniz? Yoksa ortada farklı durumlar var da sizler “bunun içinde olmak” istemiyor musunuz?
Neredeyse tüm muhalefet Peker’de birleştiğine göre onu “ortak aday” olarak göstersinler. Buna sanırım 6’lı masada itiraz eden olmaz.
“KEMAL BEY, AYASOFYA’YI YENİDEN
KAPATMAK ZOR MU?”
Kemal Kılıçdaroğlu bir programda; “20 yılın büyük sorunları bizim omzumuza yıkılacak” dedi. Nedir mesela büyük sorun? Ayasofya-i Kebir Camii’ni yeniden kapatıp müzeye çevirmek büyük sorun mu? Terörle mücadele eden TSK’nın askerlerini yeniden Türkiye içine çekmek büyük sorun mu? Hastaneleri “SSK, Devlet” diye yeniden ayırıp upuzun hasta kuyrukları oluşturmak büyük sorun mu? Kur’an Kursları’nı kapatmak, başörtüyü yasaklamak, Diyanet İşleri Başkanı’nı pasifize etmek, Türkiye’ye yatırım yapan işadamlarını engellemek büyük sorun mu?
“Büyük sorun” derken neyi kastediyorsunuz Kemal Bey? Eğer sorduklarımsa bunların çoğu sizin için kolay, bu alanlarda tecrübelisiniz, zorlanmazsınız diye düşünüyorum.