Türkiye’den gövde gösterisi… Bayraktar Kızılelma’dan Hürjet’e! Savunma sanayiinde devrim
Türkiye’nin savunma ve havacılıkta son yıllarda ortaya koyduğu gelişim Cumhuriyet’in 100’üncü yılında zirveye çıkacak.
BAYRAKTAR KIZILELMA’DAN HÜRJET’E!
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda güvenlik güçlerine yerli ve milli imkanlarla en gelişmiş araç ve ekipmanları kazandırmaya çalışan Türk savunma sanayisi, yaklaşık bir yıllık dönemde birçok projede kritik adımlar atacak.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından yürütülen ve Türkiye’nin en önemli teknoloji geliştirme projesi olan Milli Muharip Uçak, 18 Mart 2023’te motor çalıştırarak hangardan çıkacak.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan ve 2030’lu yıllardan itibaren kademeli devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alacak ve parça üretimleri başlayan Milli Muharip Uçak’ın ilk uçuşunu 2025’te yapması, 2028’de göreve başlaması amaçlanıyor. Türkiye, projede, yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dahili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu benzeri teknoloji alanlarındaki çalışmalar sonucu, 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasına girecek.
HÜRJET’TE GERİ SAYIM
Jet eğitim ve hafif taarruz uçağı Hürjet ise 18 Mart 2023’te ilk uçuşunu yapacak. Montaj faaliyetlerinde sona gelinen ve yer testlerine hazırlanan Hürjet, 4 prototiple uçuş testleri gerçekleştirecek ve 2025’te ilk görevini yapabilir seviyeye ulaşacak.
Hürjet, tek motorlu, tandem ve modern aviyonik süite sahip kokpitiyle üstün performans özelliklerini kullanarak kritik rol oynamak üzere tasarlandı. Hürjet’in Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinde bulunan T-38 jet eğitim uçakları ile akrotim gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerini alması, 3 bin kilogram faydalı yük kapasitesine sahip “hafif taarruz uçağı” konfigürasyonuyla da F-16’ların yakın hava destek ve savaş eğitim uçağı rollerini paylaşması hedefleniyor.
ATAK-2 UÇACAK, GÖKBEY İLK GÖREVİNE BAŞLAYACAK
Bu dönemdeki bir diğer önemli gelişme ise ağır sınıf taarruz helikopteri Atak-2’nin ilk uçuşu olacak. Özgün olarak geliştirilen yüksek mühimmat taşıma kapasitesine sahip Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri, sıcak hava ve yüksek irtifa, gece/gündüz ve buzlanma koşulları dahil tüm zorlayıcı koşullarda görev yapabilecek. 11 ton ağırlığında, 1,2 ton mühimmat taşıyabilen, 30 milimetre topu bulunan helikopter, taarruz, yakın hava desteği, hava-yer muharebesi, silahlı eskort, hava-hava muharebesi, müşterek taarruz operasyonları, silahlı keşif ve gözetleme görevlerini yerine getirebilecek.
TUSAŞ bu yıl ayrıca Gökbey helikopterinin ilk teslimatını gerçekleştirecek. Jandarmaya teslim edilecek 3 helikopter göreve hazırlanıyor. Gökbey, mevcut ihtiyaçlar yanında geleceğin operasyonel gereksinimleri göz önünde bulundurularak, gelişmiş aviyoniklerle üstün performans ve kullanım kalitesi için tasarlandı. Yüksek yük kapasitesine sahip geniş kabin alanıyla bu helikopter, dünyanın dört bir yanındaki sivil ve askeri kullanıcıların, muhtelif görev profillerinin icrası için kolaylıkla konfigüre edilebilecek.
BAYRAKTAR KIZILELMA VE BAYRAKTAR TB3 İÇİN GERİ SAYIM
Baykar tarafından geliştirilen muharip insansız uçak sistemi Bayraktar Kızılelma’nın da 2023’ün ilk aylarında uçuş yapması hedefleniyor.
Yapısal entegrasyonu büyük ölçüde tamamlanan, mekanik ve aviyonik entegrasyon süreci devam eden insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma’ya yönelik çalışmalar 2 prototip üzerinde devam ediyor.
Bayraktar Kızılelma, yüksek ve agresif manevra kabiliyetiyle görev yapacak, 5 saat havada kalabilecek, 35 bin fit operasyonel irtifaya çıkabilecek. İHA teknolojisinin dünyada geldiği son noktanın örneklerinden olan Bayraktar Kızılelma, 6 ton kalkış ağırlığına, 1,5 ton faydalı yük taşıma kapasitesine sahip bulunuyor. Yerli olarak geliştirilen ve envanterdeki tüm mühimmatları kullanması amaçlanan Bayraktar Kızılelma’nın TCG Anadolu’ya iniş kalkış yapabilmesi amaçlanıyor.
Baykar’ın TCG Anadolu gemisine konuşlandırılmak üzere geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA da yeni yılın ilk yarısında gökyüzüyle buluşacak.
Bayraktar TB3, dünyada ilk defa kısa pistli gemiden konvansiyonel şekilde inip kalkan insansız hava aracı olarak çok büyük bir kuvvet çarpanı oluşturacak. Bayraktar TB3, sahip olduğu özelliklerle Bayraktar TB2 ile Bayraktar Akıncı TİHA arasında bir seçenek oluşturacak.
Keşif-gözetleme ve istihbarat görevlerinin yanı sıra kanatları altında taşıdığı yerli akıllı mühimmatlarla operasyon icra etme kabiliyetine sahip olacak Bayraktar TB3, katlanabilen kanat yapısıyla helikopter gemileri ve uçak gemilerinde kullanıma uygun olarak tasarlandı. Bayraktar TB3 bu sayede kullanıcıya deniz aşırı görevlerde silahlı insansız hava araçlarıyla operasyon icra etme kabiliyeti sunuyor.
Görüş hattı haberleşmenin yanı sıra görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip Bayraktar TB3, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebiliyor.
MİLLİ MOTORLA İNSANLI UÇUŞ
TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI) tarafından Gökbey helikopterinde kullanılmak üzere geliştirilen, ilk prototipi entegrasyon çalışmaları için teslim edilen TS1400 turboşaft motorunu olgunlaştırma testlerinde de sona gelindi.
İnsanlı uçuş için yeterli olgunluğa ulaşan ilk motorun yıl bitmeden helikopteri üreten TUSAŞ’a teslim edilmesi hedefleniyor. 2023 yılının ilk yarısında motorun Gökbey helikopterine entegrasyonunun tanımlanması ve milli motorla ilk uçuşun gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.
TS1400 turboşaft motoru, bu alandaki dışa bağımlılığı sonlandırarak Türkiye’de geliştirilen ve üretilen helikopterlerin ihracatının önündeki en önemli engellerden birini ortadan kaldıracak.
YÜZEN İHA ÜSSÜ TCG ANADOLU
Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olacak TCG Anadolu da envantere katılmaya hazırlanıyor.
Tam yüklü deplasmanda 27 bin 436 ton ağırlıkta, 231 metre boyunda ve 32 metre genişliğinde inşa edilen ve kamuoyunda “uçak gemisi” olarak da nitelendirilen Çok Maksatlı Amfibi Gemi TCG Anadolu, Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekat alanlarında ve gerektiğinde Hint ve Atlantik okyanuslarında kullanılabilecek.
Bir amfibi tabur ile gerekli muharebe ve destek araçlarını kriz bölgelerine taşıyabilme yeteneğine sahip TCG Anadolu, havuzunda taşıyacağı araçlarıyla çıkarma operasyonlarına katılabilecek.
Üzerine konuşlandırılacak milli insansız hava araçlarıyla (İHA) denizde adeta bir İHA üssü olarak da görev yapacak TCG Anadolu’ya, Hürjet’in de iniş kalkış yapabilmesi amaçlanıyor.
Türk savunma sanayisi şirketlerinin hayata geçirdikleri 4 farklı iş birlikteliğinin sonucu ortaya çıkan insansız deniz araçları da Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girebilmek için rekabet içinde bulunuyor. İnsansız deniz araçlarının yakın zamanda envantere katılmaya başlaması bekleniyor.
“REİS”LER DONANMAYA KATILIYOR
Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında üretilecek 6 denizaltıdan ilkinin bu yıl teslim edilmesi planlanıyor.
Denizaltılar, 68,35 metre uzunluğa, 6,3 metre mukavim tekne dış çapına, 1850 ton deplasmana ve 40 personel kapasitesine sahip olarak inşa ediliyor.
Dünyaca “Tip-214” olarak tanınan ve sahip olduğu yakıt pili teknolojisi sayesinde havadan bağımsız tahrik kabiliyetine sahip denizaltılar, Türk Deniz Kuvvetleri için ilk olma niteliği taşıyor. Su altı, su üstü ve kara hedeflerine karşı silahlarla donatılmış denizaltılar birçok tipte torpido, füze atabilme ve mayın dökebilme özelliğine sahip bulunuyor.
Havadan bağımsız tahrik sistemi sayesinde haftalarca su altında gizlilik içinde harekat yapabilme özelliğiyle Türk Deniz Kuvvetlerinin mavi sulardaki en önemli unsurlarından biri olacak Reis sınıfı denizaltıların teslimatlarının 2027 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor.
YENİ İNSANLI VE İNSANSIZ KARA ARAÇLARI
Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen yeni insanlı ve insansız kara araçları da ilk kez envantere katılacak.
FNSS tarafından geliştirilen “ağır sınıf insansız kara aracı”, ASELSAN, Best Grup, Elektroland ve HAVELSAN tarafından geliştirilen “orta sınıf insansız kara araçları” sahadaki testlerin ardından güvenlik güçlerinin görüş, öneri ve talepleri doğrultusunda revize edildi, ilave kabiliyetlerle donatıldı. Geliştirme süreçlerinin sahada test edilmesinin ardından insansız kara araçları güvenlik güçlerinin kullanımına sunulacak.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının amfibi zırhlı araç ihtiyacını karşılamak için FNSS tarafından geliştirilen ZAHA, envantere yeni katılacak Türk savunma sanayisi ürünleri arasında yer alıyor.
ZAHA’lar, amfibi harekatta hem birliklerin kıyıya güvenli şekilde çıkarılmasını sağlıyor hem de karaya çıktıktan sonra zırhlı personel taşıyıcı olarak görev yapıyor.
Bu araçlar, harekatın amfibi hücum safhasında havuzlu çıkarma gemilerinden denize iniyor ve yüksek süratle gemi-kıyı intikalini yaparak, birliklerin koruma altında, en kısa zamanda karaya çıkmasını sağlıyor. ZAHA, karada diğer zırhlı araçlarla yan yana görev icra edebiliyor.
Söz konusu araçların, görev tanımları gereği, çift doğalı araçlar olarak, hem denizde hem de karada üstün performans göstermeleri gerekiyor. Dünyada çok az sayıda ülke bu tür araçları envanterinde bulunduruyor. NATO ve müttefiklerinde ise bu sınıftaki araçları üreten FNSS dışında tek firma bulunuyor.
ZAHA Projesi kapsamında, 23 personel taşıyıcı, 2 komuta kontrol aracı ve 2 kurtarma aracı olmak üzere toplam 27 araç teslim edilecek.
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN “ÖZEL” ARACI
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçları için özgün olarak geliştirilen Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı’nın da envantere girmesi için gün sayılıyor.
6×6 Mayına Karşı Korumalı Araç (MKKA) Tedariki Projesi kapsamında geliştirilen araç, özel operasyonlara yönelik ateş kabiliyeti, el yapımı patlayıcıya (EYP) karşı etkin koruması, yüksek mayın ve balistik koruma içeren beka altyapısı, yeni teknoloji ürünü görev donanımları ile mevcutların ötesinde bir araç olarak tasarlandı.
Milli imkanlarla FNSS tarafından tasarlanıp geliştirilen araç, özgün, modüler bir zırh yapısına sahip bulunuyor.
Süpersonik seslere duyarlı ve silah kuleleriyle entegre akustik uyarı sistemi, aktif karıştırma/köreltme sistemi, 360 derece çift kullanıcılı sis havanları ve KBRN (kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer) sistemi de aktif koruma unsurları olarak araç üzerinde yer alıyor.
Özel operasyonların taktik ihtiyaçları doğrultusunda, konseptiyle birlikte özgün olarak oluşturulan Pars IV 6×6 Özel Operasyonlar Aracı’nda yine FNSS tarafından geliştirilen 2 adet bağımsız Sancak Uzaktan Komutalı Silah Sistemi yer alıyor. İhtiyaç halinde kullanıcı tarafından silahı kolayca değiştirilebilen kulelerde, 3 ayrı silah tipi (7,62 milimetre, 12,7 milimetre makineli tüfek ile 40 milimetre otomatik bomba atar) kullanılabiliyor. Araç, çepeçevre etrafından veya yüksek noktalardan, eş zamanlı olarak farklı yönlerde belirecek tehditlere karşı gözetleme ve 2 kat etkili ateş gücü imkanı sağlıyor.
İLK ALTAY TANKI ÜRETİLECEK
Modernize ve insansız silah kulesi entegre edilmiş ilk zırhlı muharebe aracı teslim edilecek.
Yerli Motorlu Vuran, 8×8 tekerlekli konteyner taşıyıcı araçlar ve Amazon zırhlı araçlarının ilk teslimatları yapılacak.
Yurt dışı ihracat lisansına tabi bazı alt sistemlerin yerlileştirilmesinin ardından ilk Altay tankının üretimi tamamlanacak.
“KABİLİYETLERİMİZ ARTIK OYUN DEĞİŞTİRİCİ OLARAK NİTELENDİRİLİYOR”
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, AA muhabirine, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında hizmete alınacak araç, gereç ve sistemlere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Çeşitli projelerde kısa süre içinde çok önemli aşamaların geride bırakılacağını belirten Demir, “Savunma sanayimizin son yıllardaki atılımı milletimizin büyük takdirini kazanırken dünyanın da ilgisini çekiyor. Harekat sahasında çarpan etkisi yapan sistemlerimiz, güvenlik güçlerimiz tarafından sahada etkin şekilde kullanılıyor ve bazı alanlardaki kabiliyetlerimiz artık oyun değiştirici olarak nitelendiriliyor. Önümüzdeki 1 yıldan kısa süre içinde birçok önemli projemizin tamamlandığını, yeni bazı platformlarımızın teslim edildiğini, çeşitli projelerimizde önemli kilometre taşlarını geride bıraktığımızı göreceğiz.” dedi.
Savunma sanayisinde öncü olma stratejisiyle çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
“Milli Muharip Uçak’ımızdan Kızılelma Muharip İnsansız Uçak’ımıza, gemilerimizden helikopterlerimize, kara araçlarımızdan motor projelerimize, insansız deniz ve kara araçlarımızdan denizaltılarımıza, hava savunma sistemlerimizden füze ve mühimmatlarımıza kadar savunma sanayimizin hemen her alanında yeni gelişmelere şahit olacak, milletimize yeni müjdeler vereceğiz. Türk savunma sanayisi olarak Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde milletimize gurur veren çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Savunma sanayisinde geriden gelen değil, öncü olan Türkiye kararlılığına emin adımlarla devam edeceğiz.”