Sanki Türkiye Avrupa’dan bir ‘iyilik’ istiyor

Okuduğunuz Yazı
Sanki Türkiye Avrupa’dan bir ‘iyilik’ istiyor

İçerik

İsveç’in sağ ve aşırı sağ ile kurduğu ve sadece üç oy çoğunluğuyla ayakta duran koalisyonunun başbakanı Ulf Kristersson, kendi ülkesini ne kadar temsil ediyor ki onun sözlerini Avrupa’ya genelleştirebilelim? Ama ülkesinin NATO’ya üye olması için ciddi bir çaba içinde bulunuyor olmasına rağmen, Ankara’da yaptığı görüşmeler ve daha sonra basın açıklamasındaki sözleri, onun da Finlandiyalı meslektaşı Sanna Marin gibi, Madrid’de imzaladıkları üçlü mutabakat metnindeki taahhütlerini ne zaman uygulayacakları kendilerine hatırlatırsa, lafı döndürüp dolaştırıp “Sizinle çok ama çok ticaret yapacağız” demeye getirmesi, sanırım birçok kişide kötü bir izlenim bırakıyor.

Basın toplantısında İsveçli bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “İsveç’in hâlâ hangi sözleri yerine getirmesini bekliyorsunuz?” şeklindeki sorudan çok hayret ifadesi olan sözleri de İsveç’te siyaset çevrelerinde üçlü mutabakata bir formalite, hatır için imzalanmış bir belge gözüyle bakıldığını gösteriyor. “Sizin terörden çok çektiğinizi biliyoruz” ve “PKK’yı bir terör grubu sayıyoruz” sözlerini, “Yanımda bu kadar iş adamı getirdim, bakın! Gelin ticaret konuşalım!” mealindeki ifadenin takip etmesi, üçlü mutabakata bağlılığın yapmacık ve riyakârlık olduğu kanısını güçlendiriyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ismen terörist listesi saymasını gerektirecek kadar, sizi ciddiyete davet etmesi, bu başbakanların imzalarına sözde bağlıklarının Türkiye tarafından da iyi bilindiğini gösteriyor. Haziran ayında NATO Genel Sekreteri’nin noterliğinde imzalanan üçlü mutabakatın bugüne kadar uygulanması, ilk meyvelerini vermesi beklenirdi. Gerçi İsveç’in, mutabakatın lütfedip, silah ambargosunu hafifletmeye başlaması iyi bir adımdır. Ayrıca bilinmedik bir sebeple ülkesini İkinci Kandil’e çevirmiş olan İsveç’te bu “sözde” özgürlük ortamını, müttefike yakışan bir güvenlik ortamına kavuşturmak da zaman alacaktır. Bunu görüyoruz. Hele Ilımlı Parti’nin sağ partilerle kurduğu parlamento aritmetiği bakımından çok zayıf koalisyonun kendi içinde bile hangi yasaların değiştirileceği, İsveç’in 40 yıldır PKK, şimdi de FETÖ teröristleri için bir sığınak halinden nasıl kurtulacağı konusunda ihtilaf olduğu anlaşılıyor.

Ama Türkiye’nin de terör belasından kurtulmak için -bir savaş halinde kendisine güvenebileceği- müttefiklere ihtiyacı vardır. Sadece bu iki ülke değil, bütün AB, PKK ve FETÖ terörünün can almaya ve Türkiye’nin altını oymaya devam etmesi için gerekli eleman ve para desteğini sağlıyorlar. Bugün barış ortamında Türkiye’ye bu fenalığı yapanların, bir savaş halinde ne kadar Türkiye’nin yanında olacakları sorusu son derece geçerlidir ve Türkiye’de hemen herkesin aklındadır.

Türkiye, Avrupa’dan iyilik veya ihsan istemiyor. İsveç’in satacağı üç beş sisteme de muhtaç olduğu dönemleri çoktan geride bıraktı. İsveççe veya Fincede kelimesinin kökü nedir, bilmiyorum ama ittifak bizim dilimizde “yerine oturma” ve “uygun olma” kökünden gelir.

Üçlü mutabakatın imzalandığı hazirandan beri bu işte yerine oturmayan bir uygunsuzluk var.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hakkı ÖCAL