DAEŞ bahane, Suriye’yi bölmek şahane

Okuduğunuz Yazı
DAEŞ bahane, Suriye’yi bölmek şahane

İçerik

Z kuşağının sosyal medyada icat ettiği birçok terim ve tamlama var. Mesela “Hayaller ve gerçekler…” başlığıyla sunulan çelişik durumları anlatma tekniğini sosyal medyada siyasal partilerin mesajlarında bile görüyoruz. Bir de “… bahane … şahane” başlığı var ki, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde 300 km uzunluğunda, 30 kilometre derinliğinde kurulmasını istediği güvenlik kuşağına karşı ABD’nin ayak sürürken kullandığı mazeretlere çok uygun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, Ekim 2019’da bu güvenli bölgenin ana hatlarında anlaştı ve bir iki olay dışında, Rusya’nın kontrolündeki bölgeden Türkiye’nin güvenliğine yönelik bir tehdit gelmedi. O “bir iki olay” da, Rusların müttefiki ve bu ülkenin güya sahibi olan devleti elinde tutan Beşar Esad’ın kontrolündeki silahlı kuvvetlerden geldi. Bu hadiselerin de bir süredir kesilmiş olması, Türkiye’nin diplomatik ve güvenlik kurumları tarafından Esad Rejimi adına bir “düzelme” olarak değerlendiriliyor.

ABD de o tarihte Suriye Demokratik Güçleri (SDG) isimli ancak ana unsuru PKK’nın Suriye uzantısı YPG’nin teşkil ettiği grubu geri çekmişti. Bu geri çekilmenin gerçek olup olmadığını göstermek için Suriye’yi işgalinde tutan ABD’nin Centcom (Merkez Komutanlığı) adlı kuvveti ile TSK arasında ortak devriye denetimleri yapılmıştı.

Centcom, pekâlâ Türkiye’den yardım isteyerek, bir hafta, bilemediniz bir ayda ortadan kaldırılması mümkün olan DAEŞ ve El Nusra Cephesi’ne karşı nedense Türkiye’den yardım istememiş ve yeni bir ordu kurmaya başlamıştı. Türkiye, 2005 yılından beri bu iki örgütü ve onlara vücut veren El Kaide’yi terör örgütü saymış ve SDG’nin varlık gösterdiği yerlerde ortaya çıkan DAEŞ unsurlarını da başarıyla temizlemiştir. Türkiye, DAEŞ hiçbir zaman ABD’nin PKK’ya ordu kurdurmasını gerektirecek ölçüde güvenlik sorunu olmadığını baştan beri bilmekteydi.

Erdoğan bunu 2019’da ABD Başkanı Trump’a da ikna edici şekilde anlatmış, Trump o hafta Suriye’deki bütün askerlerine geri çekilme emri vermişti. Ancak bu emir üzerine Trump’ın Savunma Bakanı ve Centcom nezdindeki temsilcisi istifa ettiler ve bu emir hiçbir zaman uygulanmadı. Ama ABD denetimindeki bölgeden Türkiye’ye (sonuncusu İstiklal Caddesi’ndeki ve Karkamış’taki olmak üzere) saldırılar sürüyor. Suriye’den Türkiye’ye saldırılarda kullanılan Amerikan mühimmatıdır. Teröristleri eğiten ve onlara koruma sağlayan ABD’dir.

ABD şimdi de Türkiye’nin güvenlik harekâtına karşı PKK’ya kalkan oluyor. ABD’nin müttefiki Türkiye’ye karşı, hatta çatışmayı göze alarak sergilediği bu inadın sebebi, Suriye’yi bölerek orada PKK’ya bir devlet kurdurtmak arzu ve planıdır. ABD umuyor ki Irak’taki Kürtleri de sonunda ikna ederek, bu devletle birleşmeleri sağlayabilir ve böyle bir sözde “Kürt Devleti” eninde sonunda (Başkan Wilson’ın 1915 Planı’na uygun olarak) Türkiye ve İran’ın da bölünmesine de yol açar.

ABD tuttuğu bu yolun ne büyük küresel değişimlere ve yeni kanlı mücadelelere yol açacağını görmemekte direniyor. Ama DAEŞ bahanesi, ABD’nin beklediği şahane sonucu getirmeyecek.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
50%
Beğendim
50%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hakkı ÖCAL