Meral Akşener de istifa edecek mi?
Durun, hemen beni yargılamayın!
Meral Akşener’in “istifa etmesini” temenni ediyor değilim! Kaldı ki hayatımda bugüne dek hiçbir siyasetçiye ahkâm kesmedim, hiçbir siyasi partinin sözcüsü gibi “racon” kesmedim!
Ben sadece “aktarmakla” görevliyim.
Kulis alırım, haber alırım ve size olduğu gibi aktarırım.
Televizyon programlarında “şahsi kanaatlerimi” de söyler, yorumumu yaparım.
Yavuz Ağıralioğlu’nun “Bize pusu kurdular” açıklamasını yaptığı gün; “Bu açıklamalardan Meral Akşener’in haberi var” demiştim. Hande Aydemir’in sunduğu “Şimdi Konuşalım” programında karşımda Onur Erim, Sevilay Yılman, Cem Kaya, Şaban Sevinç vardı.
Hatta Yavuz Ağıralioğlu “İstifa bile ettirilebilir” dedim.
Ve Yavuz Bey salı günü İyi Parti’den istifa ettiğini duyurdu.
Bu bir danışıklı dövüş mü? Şöyle bir bakalım:
İbrahim Halil Oral; “Kemal Bey Alevi olduğu için kazanamaz” demişti. İşin içine “mezhebi” karıştıran bu çirkin sözlere hepimiz karşı çıktık. Ama Sayın Oral şu anda hâlâ İyi Parti’nin Ankara milletvekili!
Cihan Paçacı; “Kemal Bey’in sokakta karşılığı yok” deyince Genel Başkan Yardımcılığı görevinden alındı ve gönderildi. Ama gel gelelim Sayın Paçacı geçtiğimiz günlerde tekrar İyi Parti’deki görevine getirildi.
İyi Partili Ümit Dikbayır; “Millet 5’ten büyüktür” diyerek masanın ve Kemal Bey’in “küçük” olduğunu ima etti. Dikbayır da hâlâ görevde!
Bakın, bu isimler istifa etsin falan demiyorum.
“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyorum!
Ağıralioğlu’nun “Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceğim” sözleriyle beraber şayet “Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber hareket eden ve onu ülkenin başına getirmeye çalışan İyi Parti’ye de oy vermeyeceğim” diyorsa artık işin danışıklısı falan kalmaz!
Burada Akşener-Ağıralioğlu ikilisinin hedefi farklı olabilir.
Ağıralioğlu, “Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermeyin, ama İyi Parti’nin milletvekili adaylarına oy verin” derse biz bu işten ne anlarız?
İyi Parti’nin TBMM’de pozisyonunu “taktiksel manevralarla güçlendirme” projesi olmaz mı?
Fazla mı evhamlıyım?
Hayır efendim, evham falan yok! Biz bugüne dek ne siyasi taktikler gördük!
Vatandaşın karşısında net olacaksınız!
Şimdi madem Yavuz Ağıralioğlu istifa etmiştir, eğer samimiyse Meral Akşener’in de istifa etmesi gerekmez mi? Nereden istifa edecek; tabii ki HDP’nin adayı Kemal Bey ile ortaklıktan!
Altını çizerek belirteyim; ben “gönlümden geçeni” söylemiyorum. “Meral Hanım masadan kopsun” diyerek siyasi gaza getirmeler peşinde değilim; hem bana ne? Ben siyasetçi de değilim! “Neye layıksanız öyle yönetilirsiniz” sözüne inanırım!
Üstelik Sayın Akşener beni her toplantılarına davet etmiştir, bu sebeple de kendisine teşekkür ederim. İyi Partililerle de sürekli irtibat halindeyim!
Ama ben “ilkesel” bir durumdan bahsediyorum!
Ya Meral Hanım haksız yahut Yavuz Bey haksız!
Sayın Akşener şayet Yavuz Bey gibi düşünüyorsa çıksın; “Ben de Yavuz Ağıralioğlu ile aynı düşüncedeyim” desin!
Yok eğer farklı bir durum varsa; “Yavuz Bey’e katılmıyorum” diyerek nelere katılmadığını ifade etsin!
Yavuz Bey’i “kızdıran” mevzular Akşener için normal mi?
“Çözüm sürecinde de AK Parti ile HDP ortaklık yaptı” mı diyeceksiniz yine?
Yahu o süreçte HDP ile “ittifak” yapılmadı. “PKK silah bıraksın” diye görüşmeler yapıldı.
Ama şimdi siz İyi Parti olarak “oy pusulasında” ittifak yapıyorsunuz!
“TSK katliam yapıyor” diyen HDP’nin Pervin Buldan’ı ile Meral Akşener “aynı kişiye” oy verecekler!
Ah ah…!
Terör örgütü elebaşlarının sözleri bizim için “referans” değildir.
Ancak bu sözler “Erdoğan ve Bahçeli devrilmelidir” ve “Hükümet değişmelidir” şeklinde olup “muhalefeti destekleme” yönünde seyrediyor.
Muhalefet partileri çıkıp da “Hadi oradan” diyemiyor.
PKK’nın destek açıklamaları karşısında “sessiz kabulleniş” var.
Bu açıklamalar öyle kulaktan kulağa dedikodular değil; tamamı video çekilerek yapılmış açıklamalar!
Bakın o açıklamalardan sadece birkaçı şöyle:
PKK elebaşı Bese Hozat: “Bu seçim hiçbir seçime benzemiyor. Tarihi bir anlamı var. Seçim süreci ile birlikte güçlü bir mücadele yürütülürse bu faşist iktidar 14 Mayıs’ta yıkılacaktır. Seçimler bitene kadar askeri eylemlerimize son verme kararı aldık.”
PKK elebaşı Mustafa Karasu: “AK Parti ve MHP iktidarı düşürülmelidir. Altılı masa toplumda umut yarattı.”
PKK elebaşı Duran Kalkan: “CHP’liler HDP’ye muhtaçtır. AKP’ye karşı elde edilen başarı için kutluyorum.”
Gördüğünüz gibi Altılı Masa yüzünden PKK elebaşlarının bu açıklamalarını yazmak zorunda kaldık!
Ne acıdır ne talihsizliktir!
Köy öğretmenlerini katleden, askerlerimizi şehit eden, yollara pusu kurup şehirlerde sivilleri katleden bir terör örgütünü “aramızdan” kaldıramadık!
SON SÖZ: Türkiye’nin yerli ve millî bir araba kadar, yerli ve millî bir muhalefete de ihtiyacı var.