İŞGAL SENARYOSUNUN HAK VE ÖZGÜRLÜK AYAĞI’DA “GÖRÜLMÜŞTÜR”
Millet İttifakı’nın seçimlere yakın son virajda evrilip, asli dönüşümdeki nihai hali hak ve özgürlük ittifakı olarak resmen tescillenmiş oldu.
Zira Yeşil Sol Parti, TİP ve HDP bileşenlerinin de içinde olduğu lokomotif blok olarak adlandırdığım cephenin son açıklaması bu tescili itiraf etti.
6’lı masanın kayyumu olarak tescil edilen bu oluşumun sözüm ona “kayıtsız şartsız” millet ittifakı ve yeni adıyla hak ve özgürlükler ittifakına destek olacaklarını beyan etmiş olmalarını oldukça önemsiyorum.
Peki kim bunlar?
HDP bileşenlerinin eylemsel ve manevraya dayalı olarak Cumhur İttifakı’na dönük taarruzlarını sistematik devam ettiren emperyalizmin taşeron figürleri olarak tasnif edilebilir.
Bu mevzi alışın hakikatini 15 Temmuz’un eylemsel ve işlevsel kodlarına bakarak çözmek mümkün.
Ne olmuştu 15 Temmuz işgal planında?
DAEŞ başta olmak üzere PKK’nın işlevsel anlamda farklı misyonunu ifade eden ayakları ve iç cephede FETÖ CIA, MOSSAD ile beraber taksimat planlarında “hedef birliği” yapılarak işgal gerçekleştirilecekti.
Planı bozan emperyalist kayyum gerçeğini gören yerli ve milli Anadolu insanımızın direnişiydi.
15 Temmuz işgal girişimi ilk versiyon, bir diğer ifadeyle “test” ayağıydı.
Bu sürecin akamete uğrama ihtimaline karşı paradigma değişimi çerçevesinde sonuç alıcı son evresi de hesaplanmıştı.
İşte o hesap manipülatif ve 5. Kol faaliyetleri ekseninde olgunlaşarak, paradigmal değişimle bitirici son halini alarak sahalara döneceklerdi. Ve döndüler de…
Bu dönüşün ana omurgasının “ajans” eliyle etki ajanları ve işbirlikçi bürokratlar, sanatçılar, bilim insanları, iş adamları ve sosyal medya ekseninde görünür kılınması ve çok sesliliği, “çoğunluğuz, haklıyız” tezahüratları ve tezviratlarıyla saha da olmaları, istihbarat servisleri ve çalışma modellerinin çok bariz görünümüdür.
Evet şunu çok iyi görmek durumundayız.
15 Temmuz’un deklare edilen “son finali” için bütün mevziler ve aktörler hazırlanmıştır!
Devletin bekasını “Recep Tayyip Erdoğan ekseninde” sınıflandırıp hedefe sadece o cepheden saldıranlar, gerçekte devletimizi hedef alıp Anadolu’yu işgale hazırlayan emperyalizmin gerçek suretidir.
Aktörler bu misyona katkı veren kuklalardan başkası değildir. Böyle bilinmeli ve uyanık olmak zaruretindeyiz.
Abdülhamid Han hakikatinde tecelli eden büyük resimde ve söylemlerde her ne görüldü ise her ne sıfat ve mottolar kullanıldı ise bugün güncel manasıyla benzerlik arz etmesi asla tesadüfi bir hal değildir.
Oyun geniş bir cephede cereyan ediyor.
Oyunun görünen ve görünmeyen cephedeki tezahüründe değişmeyen tek aktör Siyonizm’dir.
Bu kez işbirlikçi aktörlerin üstlendiği misyonun yıkıcı gücü Abdülhamid Han döneminden kat kat büyüktür.
Kılıçdaroğlu ekseninde hak ve özgürlük duruşunun ya da güncel ifadeyle özgürlük ittifakının tek izahı var; Tam Bağımsız Türkiye hedefinin yerle yeksan edilmesi…
Mesele Kılıçdaroğlu görselinin ardındaki emperyalist yeni Sevr planıdır!
Bu plan için hazırlanan 300 milyarlık lojistik desteğin PKK’ya olduğu gibi tırlarla değil, işgal planının görsel ayağı medya vasıtasıyla Ankara’ya taşınmasıdır.
Ha PKK’ya 30 bin tır, ha Kılıçdaroğlu’na 300 milyar lojistik destek…
Şeytan bunun neresinde?
Binnur Günay
