İmamoğlu’nu harekete geçiren korku ve Erzurum’daki provokasyonun perde arkası
Baştan gidelim.
Sebeplerine de ardından gireceğiz.
Korkuyorlar ve panik haldeler.
Tüm şirretliğin ve çirkinliğin gelip dayandığı nokta bu.
Görev mahalli İstanbul olan ve bir kamu görevlisi olduğu halde il il gezip Yedili Masa Adayı Kılıçdaroğlu adına propaganda konuşmaları yapan, bu arada kendi geleceğine dair altlık hazırlamayı ihmal etmeyen Ekrem İmamoğlu’nun pazar günü Erzurum’a geleceği biliniyordu.
Malum Erzurum’da bitikler. İmamoğlu çiftinin PKK’lıların zafer işaretini yaparak çıktıkları Van mitingindeki görüntüleri de yayınlandıktan sonra, biraz sempatisi olan Erzurumluların da bunlardan sıtkı sıyrıldı. İmamoğlu, Meral Akşener’in akıbetine uğramak istemiyordu. Malum Akşener, bizim arkadaşlar saymışlar, parti görevlileri dâhil tam 232 kişiye konuşmuştu.
Bu yüzden küçük bir alan olan Cumhuriyet Caddesi’ndeki Havuzbaşı Kent Meydanı’nda miting yapmayı istediklerini ilettiler Valiliğe. Onlar da İl Seçim Kurulu’nu adres gösterdiler. İl Seçim Kurulu, CHP için 10 gömlek büyük olan Millet Bahçesi park alanını veriyor çünkü. İmamoğlu bu kez caddede esnaf ziyareti yapacaklarını söyledi. Yalandan kim ölmüş! Eh o zaman mesele yoktu yani, 10-15 polis görevlendirilir mesele hallolurdu.
Ancak işler öyle gelişmedi. İmamoğlu’nun miting yapmayı düşündüğü Cumhuriyet Caddesi Havuzbaşı Kent Meydanı’nda Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen tarafından yerleştirilen otobüsler vardır.
Sekmen yeni aldığı otobüsleri tanıtım için sergilemektedir orada.
VE PROVOKASYON AĞLARINI ÖRMEYE BAŞLIYOR
Fakat ne hikmetse EBB Başkanı Mehmet Sekmen şehirde böyle kritik bir atmosfer ve bir gerginlik uzmanı olan İmamoğlu varken tutup Tekman ilçesine bağlı bir köye gidiyor. Aksiliğe bakın ki orada da telefon çekmiyor. Ama bu arada kendisini “Bu CHP’liler otobüsleri kırar dökerler” diye endişelendirenler çıkınca o da saat 15.00 civarında otobüslerin çekilmesini emrediyor.
Yerel yöneticilerin ve Valilerin basiretsizlikleri bu yetenekli gerginlik uzmanlarının her zaman ekmeğine yağ sürüyor ne yazık ki.
Tabii CHP’liler anında vinçleri ve otobüsleri getirip, orada gereken tertibatı alıp miting alanı oluşturuyorlar. Ekrem İmamoğlu da saat 18.20 civarında otobüsün üzerine çıkıp konuşmaya başlıyor.
O sırada meydandan 100-200 metre kadar ileride de CHP’li olmayan 10-15 meraklı Erzurumlu vardır. Protesto ediyorlar İmamoğlu’nu.
İşte Ekrem İmamoğlu’nun aradığı fırsat budur. Hemen anında kürsüden Valiye, polise, belediyeye saydırıp duruyor. Gerçi Ordu Valisi’ne olduğu gibi “İT” demiyor ama yine de dili saldırgan ve çirkindir.
Erzurumlu bir dostum da meydanın yakınındaki bir kahvede vatandaşla birlikte “İmamoğlu ne yapıyor” diye izlemektedir. Fakat Van’da PKK’lıları selamlayan İmamoğlu’nun valilerine, emniyet mensuplarına ettiği sözlere öyle kızıyorlar ki, herkes birbirine gaz vererek alana doğru yürüyorlar. Emniyet İmamoğlu’nun esnaf ziyareti yalanına aldanıp fazla polis göndermediğinden, aniden oluşan elektrikli ortamı önlemede yetersiz kalıyorlar.
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz misali beklenen an yakalanır.
Twitter’da dün yayınlanan görüntülerde var. Ekrem İmamoğlu’nun etrafındaki kalabalıktan üç beş kişi yerden taş alıp, sadece protesto eden, hiçbir şiddet girişiminde bulunmayan kalabalığın üzerine fırlatıyor. Bir-iki derken kalabalık da galeyana geliyor ve arbede başlıyor. Karşılıklı taşlar havada uçuşuyor.
Keşke o sırada hareketlenen kalabalık kendilerini durdurmaya çalışan sağduyulu insanları dinleyebilselerdi.
İmamoğlu’nun etrafındaki kabalıktan bunu beklemek normal. Çünkü Gezi vandalizminden tecrübeliler. Mağaza vitrinleri indirmeyi, ATM ve otobüs yakmayı çok iyi biliyorlar. Hendek kalkışmasında silah yığıp binlerce güvenlik görevlisini şehit edenler de aynı iştirak içinde biliyorsunuz. Hendek kalkışmasındaki PKK’lı teröristleri “Gençler ayaklanmasın da ne yapsın. Siz söyleyin onu yapsınlar” diyerek destekleyen Selahattin Demirtaş da bilindiği üzere İmamoğlu’nun kankası. Eşi Dilek Hanım ile Başak Hanım ise artık sıkı dostlar.
Ama bu arada ilginç bir şey oluyor.
Olaylar kızışınca bu olan biteni bana anlatan dostumun yanına biri yanaşıyor ve “Abi ben meydandan nasıl çıkabilirim başıma bir şey gelmeden?” diye soruyor. Bizimki tabii merak ediyor “Sen buralı değil misin?” diyerek. Genç telaşla “Yok abi beni Varto’dan getirdiler buraya ama kim vurduya gidecem arada kalıp” diyerek arkadaşımızın gösterdiği istikametten sıvışıyor.
Meğer dinleyecek adam bulamayacaklarını bildiklerinden Van’dan, Varto’dan, Diyarbakır’dan HDP’li taşımışlar.
İmamoğlu’nun ve CHP Genel Merkezi’nin keyfine diyecek yoktur. Bunun ekmeğini üzerinde tepine tepine yiyeceklerdir.
Neden?
BİRİNCİ SEBEP:
Çünkü o saatlerde İstanbul’da YÜZYILIN MİTİNGİ başlamış ve Atatürk Havalimanı Meydanı’nda dışarıda kalanlarla birlikte tam 1 milyon 700 bin kişi toplanmıştır. Bu Millet İttifakı’nın öylesine ayarlarını bozdu ki, fiyasko Maltepe Mitingi’nin ardından yaşadıkları travmayı ancak böylesine bir provokasyonla atlatabileceklerini çok iyi biliyorlardı.
DİĞER SEBEP ise en az bunun kadar önemli.
Dikkatle bakmadığınız zaman göremeyebilirsiniz. Yedili Masa’nın siyasetçileri ve medyadaki aparatları tam on gündür MUHARREM İNCE’YE ÇEKİL BASKISI yapmaktaydılar.
Dedim ya, korku dağları bekliyor. İzmir’deki muazzam miting, ardından Rize, Trabzon, Ordu, Ankara, Erzurum, Kayseri, Mersin derken son derece enerjik milyonları meydanlara ve sokaklara döken Tayyip Erdoğan iç ve dış patronları öylesine kaygılandırdı ki, bir şeyler olmalıydı işe yarayacak. Bu yüzden de Muharrem İnce’nin çekilmesi gerekiyordu.
Ama İnce de kendisini sahtekârca partiden uzaklaştıran, kopmasına sebep olan anlayışla aralarında kan uyuşmazlığı nedeniyle bunu reddediyordu. Aslında “Desteklerim ama Ahmet’le Ali’yi kovarsanız” dedi… Tabii olmayacak duaya âmin bu.
Erzurum’daki provokasyon işte bu amaca hizmet etti.
CHP’nin medya aparatı Fatih Portakal bu olayın ardından hemen yayın yapıp “Muharrem İnce çekil çağrısı” yaptı. Kısaca İnce üzerinde oynanan bir psikolojik harp.
Bu sebebin bir de türevi var. Hem kendi tabanlarını konsolide etmeye yarıyor hem de bu olayı konuşturarak AK Parti İstanbul mitingini unutturmaya, gözlerden kaçırmaya çalışıyorlar.