Son sözü “en büyük” söyler, sıra Recep Tayyip Erdoğan’da!
Çok konuştular.
İki sene boyunca “Altılı Masa” konuşuldu. Toplantılar, gizemli sözler, ince mesajlar, beraber yürüme egzersizleri derken…!
Sonuç: Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli hem TBMM’de çoğunluğu kazandı hem de Cumhurbaşkanlığı yarışını kazandı.
Mayıs’taki seçimden bu yana üç aydır, “CHP Genel Başkanı kim olacak, Ekrem İmamoğlu aday mı” diye konuştuk.
Sonuç: Ekrem Bey yine İBB’ye aday, Kemal Bey yine CHP Genel Başkanı olacak!
O vakit biz niye tartışıp durduk?
“AĞA İLE KÂHYA HİKÂYESİ”
İş döndü dolaştı, yine “Ağa ile Kâhya Hikâyesi”ne dönüştü!
Ağa ile Kâhya yolda at arabasıyla gidiyorlarmış.
Ağa, Kâhya’ya demiş ki; “Şu çürük kabağı yersen sana ev verecem.”
Kâhya denileni yapmış, evi almış.
Sonra Ağa’ya dönmüş; “Sen yersen evi iade edecem” demiş.
Ağa da yemiş, evi geri almış!
Kâhya Ağa’ya dönüp demiş ki, “Ağam ev yine sende kaldı da biz bu çürük kabağı niye yedik?”
“İKİSİ DE BIRAKABİLİR”
19 Haziran tarihli, “İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu aynı anda bırakabilir” başlıklı yazımda şunu demiştim:
“Türkiye yönetimi 2023 seçimleriyle birlikte Recep Tayyip Erdoğan ve ekibiyle “normal” seyrinde ilerlerken ülke muhalefeti doğal olmayan bir süreç yaşıyor.
Ankara’daki hava Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı bırakmayacağı yönünde!
Ekrem İmamoğlu çok ısrar ederse…
Genel Başkanlık için ortaya atılıp onu da kazanamazsa İBB adaylığı riske girer.
Her zaman üçüncü bir yol vardır değil mi?
Konuşulan üçüncü yol ise siyaset sahnesinden Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun aynı anda çekilebileceği!
Yerel seçimlere kadar vakit kazanmak için her şeyi yapan Kemal Bey burada yine başarısız olursa, hele de İstanbul’u kaybederlerse CHP’nin çıkmazı iyice karışık hale gelir.”
Herkes konuştu, fakat muhalefet “özeleştiri” veremedi.
“Niçin kaybettik” demek yerine, “Biz de çok oy aldık” dendi.
“GELİYOR GELMEKTE OLAN”
Son sözü daima “en büyük” söyler.
Şimdi sıra Recep Tayyip Erdoğan’da!
Millet ona güvendi, “Sıkıntılarımız var ama çözerse yine Erdoğan çözer, yaparsa yine Erdoğan yapar” dedi.
Der Spiegel’inden The Economist’ine neredeyse bütün Batı medyası “Anti-Erdoğan” manşetleri atarken esas manşeti millet attı.
Enflasyon süreci azalma seyrine girerse…
Fahiş kira artışları durursa…
Deprem bölgeleri beklenen vakitlerde ayağa kalkarsa…
Türkiye’nin “ilgi ve etki alanları” daha belirgin hale gelirse…
2024 Mart yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın zaferine şahit oluruz.
SON SÖZ: Vesayet Savaşı’nı Başkan Erdoğan kazandı. 50 yıllık terör örgütlerine Başkan Erdoğan diz çöktürdü. “Kanal İstanbul’un temelini attırmayız” dediler, törenle temel attı. “Ayasofya’yı açamaz” dediler; masmavi seccadeleri donattı, zincirleri kırdı. 40 yıllık Karabağ işgaline “Kahraman Azerbaycan Ordusu ile beraber” son verdi. “Mavi Vatan” diyerek denizlerde hâkimiyet sahası oluşturdu. Tüm bunları yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “ekonomik savaşı” da kazanacak, milleti düzlüğe çıkaracaktır.