Psikolojik üstünlük İmamoğlu’nda

Okuduğunuz Yazı
Psikolojik üstünlük İmamoğlu’nda

İçerik

Ağacın kurdu içinde olur… İnsan en ağır darbeleri hep en yakınındakilerden alır.

CHP lideri Kılıçdaroğlu kendisi için tam bir hezimetle sonuçlanan İstanbul İl Kongresini yıllarca en yakınında duran Erdoğan Toprak’ın tercihiyle kaybetti.

Normal şartlarda değişimcilerin 250 oyu aşması imkansızdı. Ancak Toprak ve birlikte hareket ettiği Beşiktaş-Kartal belediyelerinin kontrolündeki 80 delege İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Çelik’e oy attı.

Toprak’ın delegeleri “İstanbul’da Özgür Çelik’i, Ankara’da Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz” sözleriyle ikna ettiği rivayet ediliyor. Hoş çok başka ikna yollarından da bahsediliyor ama ispatı mümkün olmadıkça üzerinde durmaya gerek yok.

Sonuçta hangi yöntemle olursa olsun İmamoğlu kazandı, Kılıçdaroğlu kaybetti.

Psikolojik üstünlük İstanbul’a geçti. Bu saatten sonra İmamoğlu’nun önünde 2 seçenek var.

1-İstanbul’da devam edecek, yerel seçim sonrasında genel başkanlık için harekete geçecek.

2-İstanbul’a aday olmayacak, kurultayda Kılıçdaroğlu’nun karşısına bizzat kendisi çıkacak.

İmamoğlu’nun Özgür Özel’e güvenmediğini, İstanbul kongresinde etkili olan Erdoğan Toprak ve ekibinin de aynı doğrultuda düşündüğünü bir dip not olarak ekleyelim…

Peki Kemal Bey ne yapacak?

Artık işi daha da zor. Dün geceden sonra kafasındaki “Bir yerel seçim zaferiyle yola devam ederim” planı önemli ölçüde boşa düştü. Erdoğan Toprak’tan sonra çok güvendiği bazı isimler de kurultaya kadar saf değiştirebilir.

Teşbihte hata olmaz… Kılıçdaroğlu’nun kaderi Kemal Tahir’in meşhur Kurt Kanunu adlı kitabına konu olan Kara Kemal’in kaderi ile paralellik gösteriyor. Kara Kemal ömrünün finalini “Tarihin örneğini görmediği kurtlar boğuşmasına girip yenik düştük. Kurtlukta düşeni yemek kanundur” cümlesiyle özetler.

Kılıçdaroğlu siyasetteki kurtların ne kadar aç gözlü olduğunu çok iyi bilir. Daha fazla yıpranmamak için onurlu bir final yapmak isteyebilir. Kurultay öncesi “Adaylıktan çekilme” kararını açıklarsa şaşırmayın.

Saraçhane medyası

CHP’nin İstanbul İl Kongresi’ni İmamoğlu’nun desteklediği adayın kazanması niyeyse en çok bir grup CHP’li gazeteciyi memnun etti!

İsimlerini tek tek saymaya gerek yok… Kongre öncesinde, kongre devam ederken ve sonrasında neler yazdıklarına, paylaştıklarına bakanlar kimlerden bahsettiğimizi hemen anlar.

Türk medyasında bu arkadaşlardan artık ‘Saraçhane medyası’ diye bahsediliyor. Hepsi aynı WhatsApp grubunda. CHP’deki değişimcilere destek atıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile çok uyumlu çalışıyorlar. Yalnız haklarını teslim edelim… İyi iş çıkardılar. Kongrenin alınmasında etkili oldular. Yandaşlığın kitabını hatta ansiklopedisini yazdılar.

İddia ediyorum… Yıllardır ‘Yandaş’ diye hedef gösterdikleri iktidara yakın gazeteciler arasında bu yandaşlık seviyesini yakalayacak gazeteci yok. Bu çok başka bir seviye…

Filmler ve gerçekler

Bayılıyoruz komplo teorilerine…

Efendim neymiş… İsrail yüzlerce vatandaşının öldüğü Hamas saldırısını bilerek önlememiş! Çünkü Gazze’ye gerçekleştireceği büyük saldırıya bir gerekçe hazırlamak istemiş! ABD’deki 11 Eylül saldırısı ile benzerlik kuranlar… “MOSSAD’ın böyle bir eylemden haberi olmaması imkânsız” diyerek bilgiçlik taslayanlar vs.

Bi kendinize gelin diyeceğim ama faydasız olduğunun farkındayım. İsrail de, o çok yüceltilen istihbarat servisi de faka bastı. Hazırlıksız yakalandı. Gazze’ye saldırmak için 500’den fazla vatandaşını öldürmeye gerek duyacak bir devlet değil İsrail. Yıllardır çocuk, kadın, yaşlı demeden Filistinlilere zulmediyor zaten. Bugün sadece “Rüzgâr eken fırtına biçer” gerçeğiyle yüzleşti o kadar…

İsrail’in savunmasız Filistinlilere yaptıklarına ne kadar karşıysak Hamas’ın savunmasız İsraillilere yaptıklarına da o kadar karşı çıkmalıyız.

Sorumsuz siyasetçilerin ektiği kin ve nefret tohumlarının sebep olduğu düşmanlığın bedelini artık masumlar ödememeli…

Türkiye, uzun yıllardır Filistin meselesinin çözümü için en samimi ve gerçekçi önerileri ortaya koyan ülke. Herkes susarken Filistinlilerin çektiği sıkıntıları dünyaya haykıran hep biz olduk.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin hayata geçmesi “önerisi sorunun çözümünün tek ve akılcı yolu.

Dünya egemenleri geç de olsa bu noktaya gelecek. Ama maalesef o zamana kadar daha çok masumun canı yanacak. Acı ama gerçek bu…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Zafer Şahin