Biz ölmedik geri döneceğiz

Okuduğunuz Yazı
Biz ölmedik geri döneceğiz

İçerik

Bugün Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılı kutlamaları yapılırken, yüz yıl önce Osmanlı ordusunun İngilizlerle Gazze’de yapmış olduğu savaştan sonra bıraktığı Filistin kan gölüne dönmüş durumda ve korkunç bir soykırım yaşanıyor. İsrail yönetimi cinnet halinde, kontrolden çıkmış durumda. Hitler’in Yahudilere yaptığı soykırıma rahmet okutacak kadar korkunç bir durum var…

Atatürk Havalimanı’nda yapılan Filistin mitinginde Erdoğan’ın önemli mesajları oldu. Savaşların iki cephesi varadır; bir askerlerin yaptığı savaş, ikincisi psikolojik savaştır. Daha bugünden Filistin savaşın ikinci adımını kazandı, birinci kısmı ise yüzlerce soru işaretini içinde barındırıyor.

Batılı devletlerin Siyonistlerden yana tavır almasının soykırımın derinleşmesine sebep olduğunun farkında olan Erdoğan’ın, ‘vatan topraklarını savunan ve İsrail çıkarlarına karşı savaşan her bir Filistinlinin vatanperver olduğu’ cümlesi Filistinlilerin psikolojik savaşta üstünlük sağlamasında etkili oldu.

Devletlerin tavrı ne kadar zulümden yana olursa olsun bütün dünyada ABD, Latin Amerika ülkeleri, AB ülkeleri, Müslüman ülkeler, Uzak Doğu ülkeleri, Çin ve Rusya da dâhil halklar devletlerin aksine Filistin halkından yana sokaklara indi. Sokakların İsrail karşıtı ve Filistin’i desteklediğinin farkında olan Erdoğan’ın, soykırım karşıtı söylemi dünya çapında var olan tepkilere güç katmıştır. Adım adım sokak güçlenecek, devletler sokağın sesine kulak verecek. Erdoğan etkisi tam da sırat köprüsü kadar keskin dengede olan durumu Gazzeli mazlumlardan yana çevirdi.

İktidarda olan bir lider için miting yapmak zordur. Çünkü karar mercii kendisidir. Miting konuşmasında Erdoğan tarihi atıflarla, Filistinli mazlumlara vermiş olduğu destekle, haçlı zihniyetinde olanlara vermiş olduğu anlamlı yanıtla ve gelecek perspektifini Cumhuriyetin Yüzüncü Yılı’yla güçlü Türkiye vurgusu ile sonlandırmasıyla dünya basınında gereken etkiyi ortaya koymuş oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 1,5-2 milyonluk mitingi organize eden İstanbul AK Parti teşkilâtı bu mitinge de ev sahipliği yaptı. Emeği geçen genç kadroları tebrik ediyorum. Seçimde oluşan kalabalığı gördüğümde İstanbul’da bu büyüklükte bir miting olmaz demiştim.

İsrail’in zulmü arşıâlâya çıktı. Anadolu’nun çilekeş evlatları bir kez daha nöbet için koşup geldiler… Erdoğan “Sizin önünüzde saygı ile eğiliyorum” diyerek milletin vakur duruşuna takdirlerini sundu.

Merhamet medeniyetine dünya neden ihtiyaç duyuyor: Dünya adaletini kaybetti, hâkim devletler adalet ve ahlaktan yana olmaktan çok uzak. Uzun uzadıya sömürge tarihinden başlayıp bugüne varıncaya kadar Batı’nın kanlı tarihini anlatmaya gerek kalmadan son otuz yılda Irak’ta bir milyon Müslüman öldü. Afganistan’da bir milyon Müslüman hayatını kaybetti. Suriye’de bir milyona yakın ölü ve on milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Her üç ülkenin siyasi yapısı paramparça. Bugün Ukrayna-Rusya savaşında 400 bin kişi hayatını kaybetti.

Hz. Ömer, Kudüs’ü fethettiği zaman orada yaşayanlara verdiği bir aman vardır. Bu asil ve adaletli siyasal tutumu Selahattin Eyyubi, Selçuklu ve Osmanlı Devleti de Kudüs’te yönetime geldiğinde devam ettirdi. Osmanlı Devleti’nin en güçlü olduğu Kanuni devrinde, Mescid-i Aksa’da “La ilahe illallah İbrahim Halilullah” ibaresi mescide asılarak İbrahimî peygamberlere bir Müslümanın saygı ve hürmeti vurgulanmıştır.

HZ. ÖMER’İN KUDÜS EMANNAMESİ

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Bu sözleşme, müminlerin emiri ve Allah’ın kulu Ömer tarafından İliya halkına verilen bir emandır. Onların canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattır. Kiliseleri mesken yapılmayacak, yıkılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir. İçindeki kutsal eşyalara dokunulmayacaktır. Mallarına el sürülmeyecektir. Kimse dinî inançlarından dolayı zorlanmayacak, kendilerine asla zarar gelmeyecek ve yurtlarına Yahudiler iskân olunmayacaktır. Buna karşılık onlar da cizye vereceklerdir. Bunlardan kim yurdunu terk etmek isterse, gideceği yere kadar mal ve can emniyeti sağlanacaktır. Yurdunda kalmak isteyenler ise, güvende olacaklardır ve cizye vereceklerdir. Dileyen Rumlarla gidecek, dileyen de toprağına dönecektir. Hasat elde edinceye kadar onlardan bir şey istenmeyecektir. Bu, Allah’ın Resulü’nün, halifelerin ve müminlerin Kudüs halkına verdiği güvenlik ahdidir. Cizye ödedikleri müddetçe geçerlidir.”

İstanbul Boğazı’nda Cumhuriyetin 100. yılında güçlü donanmamızın 100 gemisi geçerken, Erdoğan “Dünyanın neresinde bir mazlum varsa biz onun yanında duracağız” dedi.

Dünyamız jeopolitik çıkarların azgın devletlerin ve Siyonist vampirlerin elinde adaletten umudunu kesmiştir.

Kurmuş olduğu bütün imparatorluklarda adaletten yana olan, mazlumu koruyan, kendisine sığınanı kendi vatandaşı ve Allah’ın emaneti sayan bu milletin öncülüğünde kurulacak bir adalet ve merhamet gücüne, mazlum, gadre uğramış ve adalete susamış milletlerin ihtiyacı var. ABD ve İsrail’in kanlı katliamı bu ihtiyacın ne denli önemli olduğunu hatırlattı.

Siyonist olmayan Yahudiler de bunun için çaba göstermeli…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
İhsan Aktaş