TASAVVUF VE TARİKATLAR
Son günlerde aynı elden düğmeye basılmış gibi tarikat ve tasavvuf üzerine saldırılar başladı.Bu saldırılar elbet sebepsiz değil,ama konuyu anlamak için tasavvuf tarikat,cemaat nedir? onları anlatalım.
Tasavvuf :Tarikat yoluna gönül verenlerin nefis terbiyesi ile kamil mümin olma ve şeriati tam yaşama yolunun genel ismidir.
Tarikat : liderleri yani şeyhleri silsile yolu ile Resulullah (s.a.v)’e kadar uzanan,arada hiçbir kopukluk olmayan kendinden sonra yerine geçecek olan şeyhin manevi emir ile seçildiği şeriatı,sünneti eksiksiz yaşama şeri ilimleri öğrenip amel etmeyi hakka ve halka hizmet etmeyi düstur edinmiş nefis terbiyesini öne çıkaran manevi bir yoldur.
Cemaat :Herhangi bir gaye için bir araya gelen aralarında kendilerini yönetecek kişiyi kendilerinin seçtiği,kendi amaçları için çalışan ve bir araya gelen kişiler topluluğudur,yani hibrit bir yapıdır.
Bugünlerde ağzı salyalı,tasavvuf ve tarikata saldıranların dilindeki tek laf peygamber efendimiz zamanında olmayan,sonradan çıkan bir yol olduğu iddiasıdır.
Peki onlara soruyoruz ,Peygamber Efendimiz döneminde yaşayan ve efendimizin bizzat eğitip destek olduğu Ashab-ı Suffe’nin yolu hangi yoldu?Onlar tam bir tasavvuf ehliydi.Nefislerini terbiye etmek için vakitlerini namaz , kuran, zikir ile ve nafile ibadetlerle geçirir,Kur’an ilimlerini (fıkıh,akaid,itikad) ögrenir,ellerini dünya işlerinden çeker ve çoğu gün oruçlu olurlardı.Eğer bu yol mahsurlu olsaydı efendimiz onları men etmez miydi?
Daha tarikat ile cemaat arasını ayıramayan,farz vacip sünnet nedir bilmeyen nafile ibadetlerden haberi bile olmayan şahısların tarikatlara saldırmasının elbette ciddiye alınacak bir tarafı yok.Ama öyle feryat ediyorlar ki bu yola gönül veren kardeşlerimiz bile ne oluyor demeye başladı.
Birincisi tasavvuf herkese farz değildir.Kulun kendi iradesi ile ibadet ve yaşantısında islamı daha iyi öğrenme ve yaşama isteğinden doğan bir yoldur.Yani tarikat şeriattan ayrı bir yol değildir.Şeriatı daha iyi anlama ve yaşama yoludur.Daha anlaşılır tabir ile nasıl herhangi bir ilmi öğrenmek için lise,üniversite okunup yüksek lisans yapılıyorsa,şeriat ilimlerinin üniversitesi de tasavvuf ve tarikatlardır.Buralara sızmaya çalışan art niyetli insanlar tarikatların gerçek manasını bozamayıp aslını değiştiremeyeceği gibi,bu yoldaki gafillerin de bu manevi yolun kapanmasına bir sebep teşkil edemez.Eğer bu kafayla kıyas yapılırsa yıllarca terörist yetiştiren eğitim dahi veremeyen üniversitelerin de yıllar önce kapanması gerekirdi.
Tarikatlarda dikkat çekilmesi gereken ikinci konu ise buralarda para toplanmaz,kimseye para vermesi için baskı yapılmaz,kumpas kurulmaz,zoraki bağış yaptırılmaz,insanların gönlünden geliyorsa buralara fakir fukaraya ulaştırmak,medreselerde eğitim gören talebelere destek olmak için zekat sadaka ve yardımlar verilir.Bunlar da tamamen DİB’ın gözetiminde yapılır.Bu yolda yürüyen Hak tarikatlarda münafık ve hainler barınamaz çünkü nefse ağır gelen teheccüd,işrak,evvabin,kuşluk gibi nafile namazlar asla terkedilmez.Pazartesi,perşembe oruçları ihmal edilmez.Az yenir,az konuşulur,gelen insanlara büyük küçük demeden sevgi ve hürmetle hizmet edilir.Mürtet ve hainler tekkelerin kapısından dahi geçemez.
Tarikat ve zikre Kuran’dan delil isteyenlere delil ; En-Nisa Suresi 96/103’te Allah (c.c) ”Ayakta iken,otururken,yanlarınız üzere yatarken hep Allah (c.c)’ü anın.”Buyuruyor.Burda geçen zikir,namazdır diyenlere ise sorumuz yanları üzere yatarken kılınan bir namaz var mıdır? Buradaki zikir gizli ve açık zikir yoludur.Bunu kimse inkar edemez.Er-Rad Suresi 253/28’de ”Kalpler ancak Allah (c.c)’nün zikri ile mutmain olur.(Huzur bulur)buyruluyor.Bu ayetler zikre ve tarikata delil değil midir?
Evliyanın kerametine gelince En-Neml suresi 40. Ayette Süleyman A.s. kıssasında Belkısın tahtını göz açıp kapayıncaya kadar binlerce kilometre uzaklıktan Süleyman A.s.’a getiren Asaf.B.Berhiya ne cin ne de peygamberdi ama bu kerameti gerçekleştirdi.Bu ayette keramete delil olarak yeter sanırım.
Zikre,özellikle Hafi (Gizli) zikre Kuran’dan delil isteyenlere ise El-Araf suresi 55. Ayette Allah (c.c) ”Rabbinize yalvararak gizlice dua edin(anın) çünkü Allah (c.c) haddi aşanları sevmez”Delil olarak yetmez mi?
Şefaati inkar edenlere kur’an dan delilimiz Nisa suresi 64 de(eger onlar kendilerine zulmettikleri vakit sana gelseler de günahlarına Allah cc.den mağfiret dileseler,peygamberde onlar için af dilese idi elbette Allah cc. yü çok tövbe kabul edici,çok merhametli bulacaklardı) ayeti kerimesi yetmezmi???.
Aslında her bir konu için kitaplar dolusu deliller getirilebilir ama ata sözümüzde söylendiği gibi” anlamayana davul zurna az,anlayana sivrisinek saz” ve buyuklerimizin buyurdugu gibi” denizi anlamak için ondan bir damla, delil olmaya yeter” diyoruz
Bu kadar ispat ve delilden sonra hala tasavvuf ve tarikatı inkar eden kabullenmeyen varsa onlara son sözümüz şudur.Tarikatı,tasavvufu,tekkeleri kapatmak isteyenler İmam Gazali,M.Arabi,Şeyh Edebali,Yunus Emre,Taptuk Emre,Mevlana,Şemsi Tebrizi,Hacı Bayram-ı Veli,Hacı Bekdaş-i Veli,Akşemsettin,Şeyh Vefa,Üfdade Hazretleri,Aziz Mahmut Hüdayi,Sümbül efendi,Merkez efendi,Ali Haydar Ahiskavi,Muhammed Zahid Kotku,Muhammed Esad Coşan,Süleyman Hilmi Tunahan,M.Sami Ramazanoğlu, Mahmut Efendi ve saymakla bitiremiyeceğimiz binlerce ülama ve evliyayı tarihimizden ve bu milletin gönlünden silebilecekler mi? Bu topraklar tekkeler ve medreseler ile yoğruldu.Bu gönül bağını koparmaya kimsenin gücü yetmez.Yazımızı Efendimiz S.a.v.’in bir hadisi şerifi ile bitirelim.
”Kişi sevdiği ile beraberdir.”
RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Bunları da okuyabilirsiniz;