SOBE
‘Dervişin fikri ne ise…Zikri de odur’ demiş atalarımız…
Bunu neden mi söylüyorum;
Bazı kimseler olumsuz düşüncelerini,duygularını, arzu ve isteklerini ‘terzinin işi kötü, ayıbını örter ütü’ misali marifetli bir şekilde gizlemeyi başarır ya da başardığını zanneder. İçinde bulunduğu çevrede onlardan daha onlardanmış gibi davranmak suretiyle ara ara yoklar muhataplarını…
Bu konunun hayati önemini son tahlilde yaşadığımız ve hala yaşamakta olduğumuz fitne fücur, yalan dolan, kumpas uzmanı terör örgütü mensuplarının devletimizin kılcal damarlarına işlediği gibi, bizlerin de yaşadığımız güncel çevrede içimize içimize girmek için hala türlü entrikaların, iki yüzlülüklerin denenmesinden yola çıkarak anlıyoruz. Bu yapı hala içimizde ve damarlarımızda rahat dolaşabilmek, beynimizin kıvrımlarında yol alabilmek için sinsi biçimde ve farklı şekillerde iğrenç oyunlarına devam etmeye çalışıyor.
Bu insanlara baksanız…Bizlerden daha DEVLETÇİ…Bizlerden daha REİSÇİ…Bizlerden daha PARTİLİ…Bu örneği verme nedenimiz muhatap aldıkları düşmanlarının mevcut hükümet ve devletimizin başının olduğunu biliyoruz.Onların diğer siyasi oluşumlara sızma gibi bir dertleri yok; çünkü zaten birlikte hareket ediyorlar.
İşte tam da burada bu yapının hala içimizde olduğunu, sinsice faaliyetlerine devam etme noktasında çeşitli şekillerde çalışmalar yaptıklarını bizatihi müşahade ediyorsunuz ki…Akıllara zarar.
Kimlerden bahsettiğimizi anladınız sanıyoruz.
Hala gerçek arzu, istek ve sapkın düşüncelerini ve artık içselleştirdikleri beklentilerini gizlediklerini zannederek, akıllarımıza tahakküm kurmaya kalkan zavallı kriptolardan bahsediyoruz. Ülkemize dört bir yandan saldırılar devam ederken bunlar da paralel bir şekilde seçilmiş olarak gördükleri kendilerinin ezoterik rüyalarını çevrelerine yaymaya çalışarak, vatansever kişileri demorolize etmek suretiyle akıllarını karıştırmak için gizli bir faaliyet içerisindeler. Ülkeyi işgal etmeye kalkacak kadar gözü dönmüş bu yapının içimizde yaşayan kırıntılarının hala ümitlerini kilitlendikleri tek bir noktaya bağladıklarını görüyoruz.
Asıl sorun;
Bunların hala nasıl ve kimlerin desteğiyle içimizde olmaları…Bizden mişşşşşş gibi görünüp, istihbarat toplamaya çalışmaları ve bulundukları yerlerde nifak saçmaya ve algı yapmak suretiyle faaliyetlerine devam etmeleri…
Peki o zaman ne yapmalıyız sorusu çıkıyor karşımıza…
‘Sinek küçük ama mide bulandırır’ sözünden yola çıkarak, çok ama çok dikkatli olmamız gerekiyor.
Nasıl mı….!
Bu yapıya ilişkin elimizde oldukça kabarık, detaylı argümanlar bulunuyor. Mahkemelerde şaklabanlıkları devam eden eli kanlı büyük başlarla, içimizdeki şeytan kriptoların taktikleri yani yalan ve dolanları birbirine çok benzemekte…En basit haliyle bile buradan yola çıkarak ve dikkatli bir iz sürmeyle bunları şıp diye tanımak mümkün…Sakın ola ki…Meydanlarda hiç aksatmadan arz-ı endam etmeleri, aşk ve iştiyakla bayrak sallamaları sizi kesinlikle aldatmasın. Yalanın kitabını bunların yazdığını ve bukelamun gibi şarta ve duruma göre şekil aldıklarını aklımızdan çıkarmayalım. Dikkatlice müşahade ederseniz…Mutlaka açık verdiklerini göreceksiniz, ‘çekirge bir sıçrar, iki sıçrar misali üçüncüsünde ne olduğunu zaten biliyorsunuz.
Bize düşen ve çok kutsal olan görev ise…
Hala küçük beyinleriyle hayallere, hülyalara kapılan bu sapkınları teşhis ettiğimiz anda korkmadan, yılmadan, bıkmadan, usanmadan deşifre etmek ve beyin ölümlerini gerçekleştirmek…
Kim ki…Bu yüce devlete yan gözle bakar…! Karşısında bu vatan için canını ortaya koymaktan bir lafza dahi çekinmeyen, milleti karşısında bulur VESSELAM…
Büyüklerimizi rüyalarında dahi kötü ve aciz duruma düşürmeye kalkanları o rüyalara gömmesini de biliriz EVVELALLAH…Bu da böyle biline…
HEY KRİPTO…! SOBELENDİN…
‘Aç tavuk kendisini darı ambarında sanırmış…’ Bildin mi….
Selam ve dua ile…
Meral Savaş
Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%