ALMAN ANAHTARI SCHULZ HANGİ KAPIYI HEDEFLİYOR?
Alman Büyükelçi Jürgen Schulz.
Tarihler 2013’ü gösterdiğinde “tanık” sandalyesinde hem NSA hem BND tarafından sorgulanıyordu. Mevzu Merkel’in dinlenmesi olayı.
Olayı gerçekleştiren Pentagon ve CIA.
Tanık koltuğunda Jürgen Schulz
Ne alaka diyoruz..
O dönem Federal Anayasayı Koruma Dairesi Başkanlığı görevini üslenen Schulz’un CIA ile olan yakın teması üzerine oldukça yoğun şüphelere rastlanmış.
ABD’nin Ramstein üssündeki “gizli faaliyetlerini” manipüle ettiği yönünde istihbarat raporlarına ulaşılmış.
Tahmin edeceğiniz gibi Merkel sonrası bu iddialar, raporlar kayıplara karışmış. Schulz, Kırgızistan başta olmak üzere Irak bölgesi, Balkanlar, Brüksel ve daha bir çok yerde görev almış. Görev tanımının “2-B-1” olarak tanımlaması ne kadar kullanışlı bir “katalizör eleman” olduğunun işareti olsa gerek…
Gittiği her bölgede CIA ve MOSSAD ile yakın dirsek teması gündem olan Schulz’un en önemli ilgi alanının “örgütsel yapılanmalar ve koordinasyon” temelinde olması Türkiye’ye geldiği süreç içinde alevlenmiş.
Özellikle Alman vakıflarının kurumsallaşması ve yaygınlaştırılması adına reformist girişimleri ile dikkat çekmiş. Bir diğer önemli özelliği ise Türk ekonomisi ve siyasi demografinin demokrasi sürecindeki etkileri üzerine muhalefet partileri başta olmak üzere STK’larla uyum içinde çalışmayı prensip edinmesi oldukça dikkat çekici.
Sırasıyla CHP eski Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve yeni Genel Başkan Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ve DEM Parti’yi ziyaretleri ve diğer küçük ortaklar…
Tabii ki bu arada ziyaretine önem verdiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu…
Medya ziyaretlerini önemseyen Schulz Alman vakıflarından taltif gören medya grupları ve aktörleri de ihmal etmeyerek “olağandışı” görüşme trafiğinin baş aktörü…
Ancak ilk etapta sıradan bir “arabulucu” gibi görünse de gerçekte daha üst vasıfta ve misyon şefi pozisyonundaki Schulz’un, Avrupa KCK’sı ve “Kürdistan” tezi üzerinde oldukça önemli bir yeri olduğuna dair kuvvetli emareler var.
Arabuluculuk misyonunu CIA, MOSSAD,BND hattında icra ettiği eylemler ile olgunlaştıran Schulz’un CHP ve DEM denkleminde hangi öneri ve taslakları “kabul ettirdiği” bilinmez ama İngiliz Büyükelçi ile İmamoğlu “yakınlaşmasından”elde ettiği kazanımı açıkçası bende merak ediyorum.
Alman Vakıfları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında kaç “anlaşma” yapıldığını sanırım Nisan ayında öğreneceğiz.
Bu arada Schulz’un en sevdiği yemek ne tesadüf ki “imam bayıldı” imiş.