YA TAM BAĞIMSIZ OLACAĞIZ, YA DA ÖLECEĞİZ.?
Devlet aklı neyi önceler, neyi öteler ve neyi esas alır bunu herkesin bilmesi mümkün değil. Hatta belli başlı inisiyatif sahibi olanların dışında bir çoğumuz bunu idrak edip çözemeyebilir.
Varlığını devam ettirdiği ana saiklerin ışığında devletin bekasının gerektirdiği adımları atar. Yine bunu salt bireyler olarak kavrayamayabiliriz.
Devlet komplo teorilerin toplamı değildir.
Devlet komplo teorilerinin gizemli aktörleri aracılığıyla bekasını sağlamaz.
Görünür, karar alır ve uygular.
Reis ile şekillenen devlet gerçeğine dönük olarak algı operasyonları ve projelerin olması doğaldır.
Çünkü kadim devlet geleneğimiz boyunca devletlerimiz varoldukça düşmanlarımız da hep hazır olmuştur.
Yasal çerçevelerinin arka planındaki yasal olmayan yapılanmaların peşine düşülmesi de vakidir.
Türk derin devleti üzerine tez geliştirenler İsrail derin devleti, ABD derin devleti, Alman, Rus, İngiliz derin devletine dair tezler ileri sürmekten geri dururlar.
15 Temmuz’da bu derin NATO Gladyo ve Fetö omurgasında piyasaya sürülen yapı ile mücadele ettik ve halen bu yapının tasfiyesi de bitmiş değil.
Reisi yalnızlaştırmak, izole etmek, kamuoyundaki itibarı ve kabulünü negatif pozisyona indirgenme çabalarına milletvekili ve bürokratların da katkı sunmadıklarını kimse inkar edemez. Yoksa yeni devlet konsepti bunu mu gerektiriyor, önümüzdeki süreç gösterecek.
Aslolan 2019’a giden süreçte çok değişimler ve sancılı bir dönem bizi bekliyor.
Devlet bekasının en önemli safhasındayız.
Ya tam bağımsız olacağız, ya da öleceğiz.