Özgür Özel, bak Hacı Yakışıklı seni savunuyormuş
Benim ve birkaç gazeteci arkadaşımın ismini sıralayarak, “Bak Özgür Bey, bu gazeteciler seni savunuyorsa, sen karşı partiye çalışıyorsun” diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalışanlar var.
Amaçları çözümsüzlük!
“Kapılar kapalı tutulsun, kimse kimseyle görüşmesin, herkes birbirinin arkasından konuşsun” istiyorlar.
Hüseyin Cahit Yalçın 1920’lerdeki kitabına, “Niçin aldatırlarmış?” ismini koymuştu. Aklıma o geldi ve “Niçin savunurlarmış?” sorusunu soran hiç kimsenin olmadığını fark ettim.
Parti genel başkanlarının karşılıklı görüşmesini savunuyorum.
Hiçbir konuda anlaşamasalar bile “görüşmelerini” çok değerli buluyorum.
Kılıçdaroğlu’nun yapamadığını Özgür Özel yaptı mı? Evet, yaptı.
Başkan Erdoğan’ın kapısının açık olduğu görüldü.
Kemal Bey; “Ben Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim” deseydi ona da randevu verilirdi. Ama o bunu tercih etmedi. “Külliye’yi kapatacağım” demeyi tercih etti. Orayı “üniversite” yapacakmış sözümona!
Sonunda Kemal Bey’i kapattılar, hem de bizzat CHP delegeleri! Ama Kemal Bey kapının arasından ayağını ısrarla çekmiyor.
Biz Sayın Özel’i değil, yaptığı bu çıkışı ve “kapıların açık kalmasını” savunuyoruz.
Yahu tamam, Ekrem Bey yine Cumhurbaşkanı adayı olsun; buna gazeteciler değil CHP’de siyaset yapanlar karar verecek. Benim bu noktada “Özgür Bey aday olsun yahut Ekrem Bey olmasın” gibi bir tavrım olmaz. Eğer bir gelişme duyarsam, kulis alırsam, bilgi gelirse bunu kamuoyuna aktarmanın ötesine geçemem.
Kaldı ki Ak Parti kulislerinin bu hususta “CHP’nin adayı şu isim olsun” diye bir gündemi ve tercihi yok.
Bu arada bana hiçbir CHP’li gelip de “Siyasiler koltuklardan kalkmıyor” falan demesin. Baksanıza Kemal Bey hâlâ “ilk günkü aşkla” koltuğa oturma peşinde ve CHP’de ciddi bir kesim bu durumu “normal” görüyor.
Özgür Özel’e ne olacak?
Başarılı olursa Türkiye siyasetine büyük katkıları olur. Başarıdan kastım “CHP’nin başında” kalabilmesi!
Zira birileri “hançerleri” eline tekrar aldı.
Özgür Bey’e çok fena saldıracaklar.
Kendi içindeki kavgayı bitiremeyen CHP ülkenin yaralarına merhem olabilir mi?
Daha Kemal Bey’in anlatacakları var? Ekrem İmamoğlu’nun hamleleri var.
Bakalım Sayın Özel bu cendereden çıkabilecek mi?
Hülâsa; sorsan hümanistler, kutuplaşmadan hazzetmezler, lafa gelince yaşasın halkların özgürlüğü, çav bella!
Ama Başkan Erdoğan ile görüşüyor diye Özgür Özel’i çiğ çiğ yiyecek bir güruh CHP’de!
Bunlar esasen gayr-i medeni, sözde laik özde darbeci, kendileri yaşarsa oley, başkası yaşarsa tukaka!
İşte bunlar hep laikliği “din işleri ile devlet işlerinin ayrılması” zanneden ultra ileri zekalar!
“DEM MESELESİ SONSUZA DEK Mİ SÜRECEK?”
Mardin’de vatandaşın evine taziyeye giden Vali’ye karşı DEM’li vekil büyük bir kışkırtmaya girişti.
Bunlar utanmıyor?
Bunlar Türkiye’nin lehine iş yapmıyor?
Bunlar düşmanlarımızla iş tutma peşinde!
DEM Parti hazine yardımı aldıkça, DEM’li vekil kürsüde meclis yönettikçe, Meclis Başkanı DEM’lilerle çay içtikçe………!
Biz ne diyoruz, onlar ne yapıyor?
Biz DEM’lilerle röportaj bile yapmam derken, birileri sarmaş dolaş!
Vatan mücadelesi öksüz müdür, biz yalnız mıyız?
DEM Parti meselesi kısır döngü olarak mı devam edecek?
“HAKARET”
Peygamberimize(SAV) hakaret etmeyi “fikir özgürlüğü” olarak görmek İslam düşmanlığıdır!
“Ben Allah’a ve Kuran’a savaş açtım” diyemeyenler böyle yollarla kendilerini dışa vuruyorlar.
Ebu Cehil ölmedi, aramızda dolaşıyor.
SON SÖZ: Filistin’i milletçe yapayalnız bıraktık! İnsanlar ölürken mazlumları tamamen kurtarmak yerine zalimin durdurulması için Batı’ya çağrı yaptık. Bu zayıflık bize kaybettirir! Susmaya devam edersek Gazze’de olanlar bir gün Anadolu’da da olur! Evet, savaşırız; ama hazır mıyız? Önce kendimize soralım, her şeyi bırakıp “milletçe” gidebilir miyiz? Yoksa ardımızdaki hurma bahçeleri daha mı cazip?