Egeliler, emekliler, ekonomi
Yerel seçimlerden önce araştırma verilerine dayanarak siyasetin geleceği ve seçim sonuçları ile ilgili bazı öngörüler ortaya koymuştum. 2023 genel seçimlerinden önce Altılı Masa’nın hayli popüler olduğu günlerde, ‘AK Parti’nin ikinci yirmi yılı’ makalesini yazmış, Cumhur İttifakı’nın iktidar olmak için altılı masadan daha avantajlı olduğunu iddia etmiş ve seçim gecesine kadar da olgunlaşmış fikrimin arkasında durmuştum.
14 Mayıs seçimleri yaklaşırken GENAR araştırma olarak birinci tur sonucu açıklamadık; ikinci tur sonuçlarında Erdoğan’ın oy oranını %51,7 olarak açıkladık. Meclis aritmetiğinin Cumhur İttifakı lehinde olacağını da önceden öngörmüştük.
Altılı Masa’yı oluşturan altı artı bir grubunda hava hiç de bizim verilerde gördüğümüz gibi değildi. Onlar, 2019 yerel seçimlerinden sonra seçim kazandıklarına inandılar ve Nasrettin Hoca’nın yaşının her zaman 40 yaş olduğunu söylediği gibi şimdiden seçimin galibi olduklarını dillendirmeye devam ettiler.
TV’deki tartışma programlarında durum Millet İttifakı psikolojisinden farklı değildi; her bir gazeteci ya da akademisyen kazanılmış bir cumhurbaşkanlığı seçiminin tartışmalarını yapıyorlardı. Elinizde veri de olsa, tutumunuz rasyonel de olsa Cumhur İttifakı lehine cümle kurduğunuzda “Galiba siz Türkiye’de yaşamıyorsunuz” diyorlardı.
Seçimin birinci turu bitip Meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakı’nda kalması, ikinci turda cumhurbaşkanı olarak tekrar Erdoğan’ın seçilmesi, dört yıllık motivasyonun bir gecede sönmesine neden oldu.
CHP’nin akademisyenleri, gazetecileri, araştırma firmaları, sosyal medya trolleri, parti yöneticileri; kim kimi kandırdı, kim kime yanlış bilgi aktardı konusunda kaos yaşadılar. Gerçeklikten kopuk siyaset başarı getirmedi.
Pandeminin oluşturduğu travma, Ukrayna-Rusya savaşı ve ülkemizin etrafında terör örgütlerinin örmüş olduğu riskler gölgesinde Cumhur İttifakı mucizevi bir şekilde seçimleri kazanmayı başardı.
2024 yerel seçimlerine yaklaşırken, genel seçimde ertelen bazı beklentiler keskin bir şekilde siyasi talebe dönüşmeye başlamıştı. Ege illerinde yapmış olduğumuz ölçümlerde halkın yerel yönetim faaliyetlerinden memnun olmadığını, sürekli CHP’ye oy verdikleri halde kentlerde hiçbir iyileşme olmadığını bizzat yaşayarak görüyorlardı. İl il yapmış olduğumuz araştırmalarda İzmir, Muğla ve Aydın’da AK Parti’nin oylarının CHP’ye yakın çıkması tesadüf değildi.
Emekliler ve dar gelirlilerin sandığa gitmemesi, Ege’deki seçim sonuçlarının CHP’nin lehine sonuçlanmasını getirdi. Bu seçimde hiçbir yerel mesele oy tercihinde etkili olmadı, genel seçimde ertelen talepler seçim sonuçlarını belirledi.
Emekliler: Seçimden önce emekliler üzerine bir yazı yayınlamıştım: “AK Parti iç kaleyi korumaya çalışırken CHP önüne geleni satın alıyor.” Yazının başlığında emekli kelimesi geçmiyordu, içeriğinde AK Parti’nin iç kalesinin emekliler ve dar gelirliler olduğundan bahsetmiştim. Yazı o kadar ilgi gördü ki emeklilerin ayak seslerinin habercisi gibiydi.
Bu ay içerisinde Türkiye genelinde yapmış olduğumuz bir araştırmada kadın, erkek, gençler, orta yaşlılar; birçok veri ilginç bir şekilde AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi için benzerlik gösteriyor. Verilerde iki konuda ayrışma var: İlki liderlere güven. Her zaman olduğu gibi Erdoğan en çok güvenilen lider, ikincisi yaşlı seçmen. 55 yaş üstü seçmende CHP belirgin bir şekilde AK Parti’den ayrılıyor.
Egeliler taleplerini bir kez daha erteledi fakat emekliler ve dar gelirliler Egeliler kadar rahat değildi.
İstanbul mitingini izlerken emekliler son bir umut mitinge katılmışlardı. AK Parti mitinglerinin tamamına yakını büyük kalabalıkları dar gelirliler ve pastadan yeteri kadar pay almayanlar oluşturur. Mitingin bir anında kitlesel olarak mitingden ayrılmalar oldu. Rahmetli Erbakan Hocamızın ve Sn. Cumhurbaşkanımızın mitinglerinde özellikle uzaktan gelen katılımcıların ayrılmasını biliyoruz, bu mitingde olan şey, ayrılmadan ziyade kopma gibiydi.
Hükümetin önünde uzun bir zaman dilimi var. İktidar olmak, iktidarı sürdürebilmek doğrudan matematik formülüne dönüştü. AK Parti’nin birinci yirmi yılında olduğu gibi toplumun dar gelirlileri ve sabit maaşlıları toplumsal refahtan pay aldığı müddetçe iktidarın arkasında dururlar. Kapitalist sistemlerde olduğu gibi sermaye belli ellerde toplanınca, toplumun gadre uğramışları siyasetten kopuyor.
AK Parti seçmeni, ekonominin iyileşmesini beklerken, AK Parti’nin siyaset üretme ve bu siyaseti hükümetlere uygulama başarısını bildiği için ekonominin ötesinde de beklentiler içerisindedir. Görelim Mevla neyler.