Bir adam gitti; başka bir adam geldi
Başlığı, Hamas’ın siyasi lideri İsmail Heniyye’nin bir ropörtaj esnasında söylediği ‘’Bir adam gider başkası gelir. Allah’ın izniyle bu ümmet ebedîdir. Sürekli yenilenir.’’ sözüne atıfla kullandım.
Nitekim, İsmail Heniyye şehit oldu. Yerine Halid Meşal geldi. Halid Meşal’i de şehit ederlerse başka biri gelir. Bu dava kalmaz tümsekte yani.
İsmail Heniyye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın parlamento önündeki yemin törenine katılmak üzere Tahran’da bulunuyordu. İsmail Heniyye, Devrim Muhafızlarına ait kaldığı misafirhanede, nereden nasıl fırlatıldığı bir türlü belirlenemeyen füzeyle öldürüldü.
CIA ve Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Larry Johnson, Tahran’da gerçekleştirilen İsmail
Heniyye suikastının “açıkça ABD ve Birleşik Krallık’ın desteği ve ön bilgisi” altında gerçekleştiğini belirtiyor.
Bu suikast, İsrail ve siyonist Yahudilerde büyük bir sevinçle karşılandı. Kimisi tatlı dağıttı kimisinin de üzerinde daha önce suikastlarla katlettikleri diğer isimler vardı.
Şeyh Yasin’i de bunlar katletmemişler miydi?
Bunların soykırımcı, suikastçı ve katil olduğunu unutmayalım.
Soykırımcı ve katil Netanyahu, Heniyye’nin öldürülmesiyle ilgili resmî açıklama yapmazken Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ü salı günü Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenledikleri hava saldırısında öldürdüklerini söyledi.
Heniyye’yi kim, ne için öldürdü?
Heniyye’yi şehit edenler; ABD, İngiltere ve İsraldir. Bu ülkelerin istihbarat örgütleridir.
Hani, Edward Snowden o meşhur raporunda “DEAŞ’ı CIA, MI6 ve Mossad kurdu. Ebubekir Bağdadi gibi isimleri onlar eğitti.” diyorlardı; bu coğrafyadaki sukiast ve operasyonlarda bunlar ortak hareket eder hep.
Heniyye şehit edildikten sonra İsrail iş birlikçisi Mahmud Abbas kalıyor, istedikleri gibi hareket etmelerine imkân oluşmuş oluyor.
Ayrıca bu olayın ABD seçimleri öncesi, ABD iç siyaseti için de kullanılacak bir etkisinin olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor.
Türkiye bu olaydan nasıl etkilenir?
Uzun zamandır hedefteki ülkedir Türkiye.
Bundan bir asır önce başaramadıklarını başarmak, Türkiye’yi küçültmek istiyorlar.
İçeride iş birlikçileri çok.
‘Namık Tan’lar var.
Küreselci, Kürtçü ve de PKK’ya yakın isimler var.
Suriye ile Türkiye’nin görüşmeye başlaması demek, terör örgütü PKK’nın Suriye’den tamamen sökülüp atılması demekti. Bu gelişme sonrası Heniyye’nin İran’da şehit edilmesi önemli bir mesajdı.
Bize bir gözdağı idi.
Suriye’de kurulması planlanan Kürt devleti aynı zamanda bir Yahudi devleti olacaktır.
Nasıl daha önce DEAŞ ‘İngiliz anahtarı’ olarak kullanılıp YPG/ PKK’nın orada belli bir pozisyon tutması sağlandı ise sonraki adımlarında Suriye topraklarında kurmayı planladıkları PKK devleti de siyonist İsrail için ‘İngiliz anahtarı’ görevini üstlenmiş durumdadır.
Küresel emperyalist aklın bu topraklar üzerindeki emelleri bitmez. Önemli olan bizim ne yaptığımızdır.
İçimizdeki emperyalist iş birlikçileri ifşa edip kimin hangi merkezlerle birlikte olduğunu görüp ona göre hareket eder ve ona göre pozisyon alırsak emellerine ulaşmalarına engel oluruz.