İsrail devleti devlet olma meşruiyetini kaybetti: Terör devletinin varlığını inkâr etmek meşrudur
“Bugün Gazze’de ABD ve İsrail ortaklığı ile bir okul bombalandı 100 Müslüman Filistinli hayatını kaybetti ve bu bilgi, tarihe çok sıradan bir istatistik veri olarak geçti.”
Varlığını ve meşruiyetini sapık kehanetlere bağlamış bir terör örgütü ile karşı karşıyayız. Kendilerinin seçilmiş ırk olduğuna inanan ve diğer insanların Amâlek, yani “hayvanımsı” varlıklar olduğunu varsayan bir sapıklıkla yüz yüzeyiz.
Orta Çağ Hristiyanları haklı mıydı? Kaderin cilvesine bakın ki, bugün Yahudilerin Müslüman, Hristiyan ve diğer din mensupları için yaptıkları tanımlamaların aynısını, asırlar boyu Hristiyanlar Yahudiler için yapmıştı.
Yahudilerin tarihine kısaca bir göz atacak olsanız, bugün Filistinlilerin yaşadığı zulmün benzerini, Avrupa’nın birçok başkentinde Yahudiler yaşamıştır. İşin en ilginç yanı da tarih boyunca Yahudilere insanlık dışı muamelede bulunanların Hristiyanlar olmasıdır.
Richard Sennett’in “Ten ve Taş” adlı kitabında belirtildiği gibi “Shakespeare tiyatrosunda kardinaller, Yahudi tüccarlara iyi davranılmasını teşvik ederken, sokaktaki Hristiyanlar Yahudilerin yarı insan, yarı hayvan olduğuna inanmaya devam ediyordu.” Batıda Yahudiler için, “maddi ve manevi bütün hastalıkların onlardan kaynaklandığına inanılırdı.” Bu sebepten dolayı Babil sürgünü, Atina sürgünü, Roma sürgünü, Paris sürgünü, Londra sürgünü ve liste uzayıp gider.
Ayrıca Hristiyanlar 4 konuda Yahudilerden kuşku duyup nefret etmişlerdir:
Yahudilerin Hristiyanlarla olan imtihanı, Hollywood yapımı Hitler katliamları ile zihinlerde yer bulmaktadır. Hem Hristiyanlar hem de Yahudiler, Yahudi düşmanlığının gelecek kuşaklara bir gelenek olarak devredilememesi için konunun Hitler’in soykırımcılığı ile sınırlı kalmasından memnunlar. Bu durum oldukça ince düşünülmüş, üzerine büyük siyaset inşa edilmiş bir paradigmaya dayanıyor.
Siyonistler, dünya hakimiyetini Hristiyanlardan gelebilecek tehlikelere karşı oluşturmuşlardır. Bir Yahudi hiçbir zaman bir Hristiyan’a güvenmez, onları ancak köleleştirerek rahat ederler. Biden, ağır tonajlı bombaları İsrail’e vermekte kısa bir süre tereddüt edince Netanyahu, “Söz veren Yahudi değilse, o söze güven olmaz” mealinde bir tweet attı.
Yahudilerin kurmuş oldukları mafya düzeninin boyutlarını anlamak için dünyanın en güçlü ülkesi ABD’nin, sözde demokrasi, insan hakları ve Batı liberal değerlerini dünyaya pazarlayan kongre binalarında 40.000 sivilin soykırıma uğramasını ayakta alkışladıklarını görmek yeterlidir.
İnsanlığın en kara günü: Varsayalım ki İsrail mafya devletinin yöneticilerinin tamamı, sapık kehânetçi Siyonistler dışında kimseyi insan görmeyen bir anlayışa sahip. Hitler de bu kafadaydı. Hitler’in ABD Kongresi’nde ayakta alkışlandığını düşünebiliyor musunuz? Ya da ABD tarafından kurulan ve Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren DEAŞ’ın kurucusu Bağdadi’nin ya da PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın kongrede konuştuğunu varsayın, durumun vahameti daha iyi anlaşılır.
İsrail meşru bir devlet değildir: Filistinliler uzun yıllar boyunca İsrail’i, gücü ne olursa olsun bir işgal gücü olarak tanımladılar ve devlet olma hakkını kabul etmediler. İki devletli çözüm gündeme geldiğinde Yaser Arafat, İsrail’in devlet olma hakkını kabul etmişti. Galiba Hamas, İsrail›in devlet olma hakkını kabul etmemeyi saklı tutuyor.
İsrail meşruiyetini neden kaybetti? Bugün Hitler’in kurmuş olduğu Hitler devleti olsaydı, muhtemelen başta Yahudiler olmak kaydıyla hiç kimse soykırımcı bir adamın kurmuş olduğu devleti meşru saymazdı.
Eğer Filistinliler İsrail vatandaşı iseler, devletin var olan hukukuna tabidirler ve bir devletin sistematik bir şekilde kendi vatandaşlarını soykırıma tabi tutması mümkün değildir.
Dünyadaki bütün hukuki metinler, Yahudiler soykırıma uğramasın diye oluşturulmuştu. Eğer Filistinliler sizinle savaşan bir güç iseler, savaş hukukuna tabidirler ki savaşmayan ve sivil olan insanlar uluslararası kanunlarla koruma altına alınmıştır.
İsrailliler Filistinlileri ve bütün dünya insanlarını insan olarak kabul etmiyor. Devletler hukukunda yeri olmayan kehanetçi sapık bir din anlayışına sahipler. Terör örgütleri gibi seçerek insan öldürüyorlar. Okulları bombalıyorlar, kiliseleri bombalıyorlar, akademisyenleri seçerek öldürüyorlar. Hiçbir insani mantık gözetmeksizin kitlesel soykırım yapıyorlar. Son dönemlerde kadın hakları ve kadının statüsü çok önem kazandı, on binlerce kadını gözünü kırpmadan katlediyorlar. Başka ülke topraklarında suikast düzenliyorlar.
Hapishanelerde akla gelmedik işkence ve tecavüz davaları var ve medya önünde bu iğrenç durumları savunuyorlar. Kamboçya’daki Pol Pot rejimine benzeyen bu mafya devlet modelinin insanlık nezdinde bir meşruiyeti kalmamıştır.
Bugün dünyada mazlum Filistinlilerin bayrağı, ABD bayrağından daha çok dalgalanmaktadır. Varsın silah güçleri var olduğu müddetçe vampirler gibi yaşamaya devam etsinler, UAD ve UCM de vampirlerin yargılanması devam ediyor bir gün adalet devleti kurulduğunda bu vampirlerin devleti olmayacak.