‘İsrail’i desteklemek Allah’ın emridir!’
Siyonizm ve yeni muhafazakarlar kadar olmasa bile ABD’nin İsrail’e kayıtsız şartsız desteğinin, yılda en az 12 milyar dolar para ve silah yardımının devamı için, siyasal ve moral desteğin kaynaklarından bir diğeri de Amerikalı Protestan kiliselerinin bir bölümüdür. Bu bölüme “Evanjelistler” (Evanjelikler) deniyor.
Siyonizm, dünyaya yayılmış ve Avrupa’da sürekli dışlanan, haklarında aşağılayan hikayeler, söylemler ve küçük düşürücü sıfatlar icadından bıkan Musevilerin, kadim ana vatanlarına, Tevrat’a göre “Vaat edilmiş topraklara” dönmeleri için bir projenin adıydı.
Ama bu, zamanla bir ideoloji hatta Musevi inanışının bir rüknü haline geldi. Bilirsiniz, Hristiyanların “İncil” dedikleri kitap, aslında birinci bölümünde asırlar boyu tahrif edilmiş Tevrat’ın (Eski Ahit), ikinci bölümünde de Hz. İsa’nın çağdaşı 4 havarisinin yazdığı mektuplar ve bu tarihten 300 yıl sonra Romalı rahiplerin geliştirdiği yeni bir anlayışla kaleme aldıkları eklerin (Yeni Ahit) oluşturduğu bir metindir. Din-diyanet alimi olmayan bir kişi olarak bu konuda değerlendirme yapmak bana düşmez; ama Hristiyan ve Müslüman bir çok ilahiyatçı, Yeni Ahit’e, Helen-Roma din geleneğinden, çocuk sahibi olan Tanrı fikri, insanlar arasında yaşayan tanrılar inancı gibi motifler Museviliğe entegre edilerek, ortaya yepyeni bir din çıkartıldığı görüşündedir.
Bu din, zamanla Katolikler ve Protestanlar arasında iki ana akıma dönüşmüş ve özellikle ABD’deki Protestan kiliseleri arasında, “dünyanın sonu” kuramı (din eskatolojisi) açısından farklı fikirler doğmuştur. Bunların giderek yayılanı ise 1947’de İsrail’in ortaya çıkmasını, Armageddon (dünyanın sonunu getirecek nihai savaş) inancının teyidi olarak görenler, diğerlerinden ayrıştıklarını belli etmek için gerçek ve katı inanç sahibi anlamına “Evanjelik” adını aldılar. Bu grup, İsrail’in kurulmasını Tevrat’ın bir kehanetinin gerçekleşmekte olduğuna yordular; Tanrı’nın nihai savaştan sonra bir Mesih göndereceği, bütün insanları birleştireceği ve sonra da dünyayı yok edeceğinin iyice ortaya çıktığına inandılar.
Amerikalı Evanjelistlerin en etkin temsilcisi, medya patronu, televizyoncu, siyasi yorumcu, başkan adayı ve karizmatik papaz (geçen yıl ölen) Pat Robertson, “İsrail’i kayıtsız-şartsız desteklemezsen, Tanrı seni cezalandırır” sözüyle, Demokrat-Cumhuriyetçi ABD’li tüm siyasetçileri, önde gelen bürokratları ve daha önemlisi Amerika başkanlarını “yola geçirmiş” bir kişiydi. (Bu “Yol’a getirme” onların, Eski Ahit’in Yeşaya kitabının 40’ıncı ayetindeki “’Avutun halkımı’ diyor Tanrınız, ‘Avutun! ve Kudüs halkına teselli eden güzel sözler söyleyin’” emrini kabul ettiği anlamına geliyor!).
Bu grup, kendilerine “Yeniden Doğan Hristiyanlar” adını veriyorlar; en ünlüleri ise ABD’nin 39’uncu başkanı Jimmy Carter. “Yeniden doğmadan” önce, İsrail’in bir Apartheid (ırk ayrımı) devleti olduğunu, işgal ettiği Arap topraklarından çekilmesi gerektiğini savunan Carter, daha sonra “İsrail hakkında yanılmışım. Özür dilerim. Sonunda Tanrı beni kurtuluşa erdirdi!” diyecek ve İsrail’i desteklemeye başlayacaktı. Bu kurtuluş, bireylerin ahireti açısından ne getirir, bilemeyiz; ancak 1967’den bu yana Amerikalı Protestanların çok az bir kesimi hariç neredeyse tamamı, İsrail’in Arap komşularına ve Filistinlilere karşı orantısız silah kullanmasını onayladı.
Hamas’ın 7 Ekim baskınından sonra, bir kaç saat içinde, 10 milyondan fazla üyesi olan Evanjelik bir lobi grubu olan “İsrail İçin Birleşmiş Hristiyanlar” isimli lobi grubu, “Bu teröristler, bilsinler ki, İsrail’e ne yaparlarsa, Tanrı da size onu yapacaktır” şeklinde açıklama yaptı. “Bu saldırının İsa Mesih’in dünyaya dönüşünü hızlandıracağını” bildiren örgüt, 24 saat içinde İsrail’i destekleyen milletvekili ve senatörlere verilmek üzere 45 bin kilisede 450 milyon Dolar topladığını açıkladı.
“Allah’ın emri” böylece İsrail’e kayıtsız şartsız destek, milyarlarca dolar para yardımı, roketler ve mermiler olarak yerine gelmiş oluyor!