Hüsran
Gezi olaylarından darbe girişimlerine kadar her noktada bize saldırdılar.
Taksim Meydanı’nda seçilmişlerin devrilmesi için umutla beklediler. Muhabirlerini, canlı yayın arabalarını gönderip günlerce ve iştahla yayın yaptılar. FETÖ’CÜ hainler uçaklarla Meclis’i, halkı bombalarken, sadece tek atışta 52 Özel Harekatçımızı şehit ederken öylece seyrettiler. Aylar geçtikten sonra BATI akbabalarının tamamı darbeci katillerin haklarını savunur hale geldi. Ne kadar terörist varsa hepsine kucak açacak kadar alçaklaştılar. Ne demokrasi, ne hukuk, ne de adalet diye bir dertleri vardı.
Bu kavramlar konusundaki tüm beyanları, yalan, dolan, sahte bir ikiyüzlülüktü. İşi o kadar ileriye götürdüler ki, son “Kudüs oylaması” öncesi tüm dünyayı tehdit edecek hale geldiler. Demokrasi herkesin kendi iradesi ile seçimini yapması demekti. Ancak “Aleyhte oy verirseniz PARA YARDIMI alamazsınız\” diye şantaj yaptılar. Onlar için demokrasi “DOLARMOKRASİ”ydi.
İsrail’de Netanyahu yanlısı Yisrael Hayom gazetesi “Oylamada 35 ülkenin çekimser kalması ABD’nin ve İsrail’in zaferidir” diye yazdı. “Trump tehdit etti, çok sayıda ülke çekimser kaldı” diye sevindiler. Ancak kendilerinin de DOLAR yoluyla şantaj sopasını gösterdiklerini hiç çekinmeden aynı gazetede bakın nasıl ilan ettiler; “Çekimser ülkelere baktığımızdaKanada, Avustralya, Çekya, Arjantin, Kolombiya, Meksika, Güney Sudan ve Macaristan gibi ülkeleri görüyoruz.
Hepsinin ortak noktası var: Başbakan Netanyahu bu ülkeleri ziyaret etti ve İsrail onlara MADDİ YARDIMDAbulunmaya başladı.” Yani açık açık “OY SATIN ALDIK” diyecek kadar yüzsüzdüler. Yine bir başka İsrail gazetesi Jerusalem Post gazetesindeki yorum ise şöyleydi: “ABD’den yarım milyar dolardan fazla yardım almak isteyen Kenya ve 400 milyon dolar yardımisteyen Zambiya oylamaya katılmadı.” ABD’de “Oy satın alma” elemanı ülkenin BM temsilcisi Nikki Halley’di.
“Bize çalışın yoksa kuruş alamazsınız” diyebağıracak kadar demokrat görünümlü mokrattı! Oylama öncesi ABD’deki en büyük İsrail Lobisi AIPAC’a gidip tüm benliği ile Tel-Aviv’e hizmet edeceğine dair yemin ediyor, “Ben bu topukla ayakkabıları boşuna giymiyorum” diyordu. Topuğu İsrail çıkarları adına güçkullanmak için kullanacağına dair laflar söyleyerek kabadayılık gösterisi yapıyordu.
ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley, aslında bir AIPAC projesi… Gerçek adı ise Nimrata Randhawa… 20 Ocak 1972’de Hindistan Pencap göçmeni bir ailenin kızı. Babası, AIPAC’in desteklediği isimlerden biri olduğu için South Carolina’ya yerleştirildi. Nimrata Randhawa da yani Nikki Haley de orada doğdu. Pencap Tarım Üniversitesi’nde profesör olan baba Ajit Singh Randhawa ve Delhi Üniversitesi’nden hukuk unvanını alan annesi Raj Kaur Randhawa, İsrail Lobisi AIPAC’in okullarında görev aldı. Nikki, 1989 yılında AIPAC’in bağışçısı olduğu Haley Orangeburg Hazırlık Okulları’ndan mezun oldu. Ardından yine AIPAC bursu ile Clemson Üniversitesi’ni bitirdi. Yani eğitim hayatı boyunca tüm masraflarını ABD’deki İsrail Lobisi karşıladı. ABD ordusunda Teğmenlik yapan Michael Haley ile evlendi.
Önümüzdeki günlerde ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’ın yerine geçebileceği de konuşuluyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın saygın ve kıdemli diplomatlarından Nicholas Burn, Başkan Clinton, Bush ve Obama döneminde kritik görevlerde bulunmuş hatta Beyazsaray sözcülüğü bile yapmıştı.
İşte o Nicholas Burns “Trump ABD’yi yalnızlaştırıyor, müttefiklerinin güvenini sarsıyor” diyordu. İsrail’inHaretz gazetesi yazarı Gideo Levy de İsrail politikalarını yerden yere vuruyor, “En büyük problemimiz ABD’deki İsrail lobisidir.” diye konuşuyordu. Evet Amerika’nın da en büyük sorunu bu…
Parayı elinde tutan yüzde 1 uğuruna dünyadayüzde 99’u karşısına alacak kadar raydan çıkabilecek bir terör destekçisi olmaya hızla koşuyorlar. İngiliz Basını dün “Türkiye iki ülke ile birlikte Suriye’deki PYD-YPGSGD’nin terör örgütü olduğunu tüm dünyaya kabul ettirmek için bir kez daha Birleşmiş Milletleri oylamaya çağıracak” diye yazıyordu.
Ankara bunuyapacak mı zaman gösterecek. Ancak böyle bir oylama BM gündeminde gelip “Kabul oyları” üçte iki çoğunluğu bulursa, ABD’nin tüm dünyada terörü desteklediğiresmileşecek. Dünyada çığ gibi büyüyen ABD öfkesini de görmezden gelenler, teröristlerin ve terör devletlerinin yanında olanların sonu, yalnızlık ve hüsranı olacak!