Türk Dünyası Erzincan’da buluştu
Bugün yurt dışında yaşayan Türkler, Türk diasporası ve Türk dünyası tabirleri ne ifade ediyor? Milli şuur mu? Türkiye ile gönül bağı kurmayı mı? Ortak değerleri mi?
Yaklaşık 20 yıllık yurt dışı maceramda hem şahsi olarak hem de çalışmalarım gereği bu önemli sorulara cevap arıyorum. Çok daha gençken yurt dışında yaşayan Türk denildiğinde bunun sadece Avrupa’ya, ABD’ye göç etmiş kişilerden ibaret olduğunu düşünürdüm. Henüz o geniş “gönül coğrafyamızdan” haberdar olacak yaşta değildim.
Zaman ve deneyimler karşıma sürprizler çıkardı. Doğu Türkistan’dan Libya’ya, Cezayir’den ABD’ye kadar dünyanın dört köşesinde tarihi veya kültürel yakınlık sebebiyle yüreği Türkiye için çarpan güzel insanlarla yolum kesişti. İlk defa o zaman “Türkiye’nin Türkiye’den büyük olduğunu” anladım. Atalarıyla yeniden bağ kurabilmek için Türkçe öğrenen Cezayirli dostlarım, ekonomik sebeplerle göç ettikleri Avrupa’da Türkiye’yi yaşatmak için varını ortaya koyan tanıdıklarım oldu.
Ve anladım ki Türkiye dünyada belki de başka hiçbir ülkeye nasip olmayan bir güce ve etkiye sahip. Türk olmasının dışında yüreği Türkiye için atan gönüldaşlarımız bütün coğrafi uzaklıklarına rağmen aslında gönüllerinde bizim hâlâ birer dostumuz, kardeşimiz, akrabamız, yakınımız.
İşte bu engin gönül coğrafyasında ön plana çıkan, vatandaşlarımızın aileden eğitime, kültürden sanata kadar her alanda hayatlarını mercek altına alan, onlara bu konularda yol gösterip yardımcı olmak için var gücüyle çalışan devlet yetkilileri, STK temsilcileri, kanaat önderleri, uzmanlar, akademisyenler, 14-16 Ekim tarihleri arasında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ev sahipliğinde Türkiye yüzyılında I. Uluslararası Türk Diasporası Sempozyumu’nda bir araya geldiler.
Bu anlamlı etkinlik vesilesiyle düzenlenen birbirinden değerli panellerde söz alan konuklar sayesinde Uygur Türklerinden Gagavuz Türklerine kadar dünyanın birçok farklı coğrafyasındaki Türklerin hikayelerini birinci ağızdan dinleme fırsatı bulduk. Batı Avrupa’dan ABD’ye kadar uzanan Batı coğrafyasında yaşamlarını sürdüren vatandaşlarımız da kendi hikayelerini anlatma ve fikir alışverişinde bulunabilme fırsatı yakaladılar.
Entelektüel doyuruculuğun dışında, bu etkinliğin bize kazandırdığı en büyük zenginlik de gönül bağlarımızın, dostluğumuzun, kardeşliğimiz daha da pekişmesi oldu. Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız diyarlarda bile bizim için dertlenen, bizimle aynı davayı güden kardeşlerimiz olduğunu dinledik.
Bugün Batı ülkelerine ekonomik sebeplerden dolayı göç etmiş vatandaşlarımız dışında, eski Osmanlı topraklarından, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kapsadığı geniş coğrafyadan güzel insanlarımızla bu değerli etkinlik sayesinde dolu dolu 2 gün geçirebilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Ben de bu anlamlı etkinliğe kendi gözlem ve tavsiyelerimi paylaşarak katkıda bulundum.
Türk dünyasının teşkil ettiği önemi fark edip dış politikada bizi bambaşka bir konuma eriştiren Sayın Cumhurbaşkanımıza, onun açtığı yolu takip edip bu anlamlı etkinliğe imza atan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Erzincan Valiliği, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TİKA ve emeği geçen, bizi bir araya getirmek için büyük emek ve çaba harcamış bütün yetkili ve kurumlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca benim Erzincan’a gelen kadar her türlü sorumu büyük bir nezaketle cevaplayıp beni/bizi mükemmel bir misafirperverlikle karşılayan Muhammed Bey (@kosemuhammed12) ve Abdulkadir Bey’e ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Türkiye yüzyılında her geçen gün gönül coğrafyamızı daha da genişletmek ve dünyanın dört köşesindeki kardeşlerimizle bağlarımızı daha da sağlamlaştırmak dileğiyle, ben de bu davanın yılmaz bir neferi olarak çalışmalarımı sürdürmeye devam edeceğim.
Allah milletimize, dünyanın dört köşesindeki Türklere, gönüldaşlarımıza daha adil bir dünya için birlikte yürümeyi nasip etsin!
@utdsempozyum
@ervalilik
@yurtdisiturkler
