Mansur Yavaş’a engelleme darbesi, ama Yavaş’ın suçu yok mu?
Milletin parasını kim gereksiz yere harcıyorsa israfın dibine vuruyordur. Bunun partilisi, partisizi yok.
Son gelişmeleri Ankara’da duyduklarımla beraber analiz edelim.
CHP‘de “Game Of Thrones” yeniden başladı.
“Engellenme” yine sahnede ve bunu CHP’li isimler yapıyor.
Taht kavgaları eskisinden daha sert geçecek.
Neredeyse 3 sene evvel… Ocak 2022..
İstanbul karla mücadele ederken Ekrem İmamoğlu balıkçıda “Britanya Büyükelçisi” ile yemek yerken görüntülenmiş… Mesele bu değil, sonra ne mi oldu?
Hemen ertesi hafta Kemal Kılıçdaroğlu’nun “geceliği 100 bin TL’lik otelde” kaldığı görüntüler geldi…
Bu görüntülerin “CHP içinden” servis edildiği yorumları yapıldı.
O vakit; “CHP’deki iç savaş” sessizce büyüyordu.
Savaşı Kılıçdaroğlu kaybetti. Şaibeli kurultay söylemleri… Oysa yerel seçimdeki başarıda büyük pay Kemal Bey’e aitti.
Şimdi benzer bir “iç savaş” Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında cereyan ediyor.
Ancak Mansur Yavaş’ın hakkını yemeyelim; o ve ekibi henüz bir hamle yapmadı. Bu durum aleyhlerine işliyor ve İstanbul rüzgarları sürekli onların ağaçlarını kırıyor. Bu kadar darbeden sonra Yavaş’ın hamle şansı kaybolabilir ve siyaset bir satranç işidir; beklemek işe yarar lakin “çok beklemek” kaybettirir.
Ankara’daki kaynaklarım her iki belediye başkanının yolundan dönmeyeceğini ve birbirlerine öfkeli olduklarını söylüyorlar. Ekrem Bey daha öfkeli…
Yavaş’ın 9 Kasım’da, “Anketlerin hepsinde birinci çıkıyorum; bu yüzden sağlı sollu saldırı yapılıyor” açıklamasında kastettiği cenahın “İmamoğlu ekibi” olduğu söyleniyor.
Sonradan “Yok onu kastetmedik…” derler. Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
Oysa Ankara fokur fokur kaynıyor.
Mansur Yavaş “seçim ekiplerini” oluşturdu, ama henüz taşları yerine oturtamadı.
“Danışman kadrosu” hâlâ çok zayıf..
Gelelim konserlere…
Madde madde gidelim:
1)Belediyeler konser verir, ama daha çok şehrin sanatçıları davet edilir.
2)İki saatlik konser için 44 milyon verilmez, şayet verilirse bu fahiş fiyattır, israftır.
3)Çam Sakura Hastane yolunu “bütçe yok” diye asfaltlamayanlar, milyonluk konserlerle kendi ikballerini parlatma peşindeler.
4)İstanbul ve Ankara’da kentsel dönüşüm çalışmalarını hiç gündeme getiremeyen başkanlar sürekli polemiklerle anılıyor.
5)”Ankara’nın parasını israf etmeyeceğiz” diyenler şimdilerde “Eskiden de böyleydi” demeye başladı.
6)Belediye hizmeti yerine Esenyurt’ta DEM Parti mitingini organize eden bir CHP ile karşı karşıyayız.
7)Liyakat, tasarruf, mega projeler safsata imiş. Hepsi rafa kaldırıldı.
Yazacak çok şey var ama başta dediğim gibi, milletin parasını kim gereksiz yere harcıyorsa israfın dibine vuruyordur. Bunun partilisi, partisizi yok.
Milyonlarca lirayı, “Sadece sanatçıya vermedik. Sahne için de verdik” sözleri kelime oyunudur. Biz de amcanızın oğlu için verdiniz demedik.
Konserin bütününe 44 milyon verilmesi de fahiş fiyattır.
Bir itirazım da sözde sanatçılara..
Elbette para kazanacaksınız.
Ama 29 Ekim konseri veriyorsun, bu kadar ücret almak nedir?
Milli bayramlarda bu kadar para almak nedir?
SON SÖZ: Verdiği sözleri tutmaması, İstanbul’a hizmet etmemesi ve sürekli tartışmalara girerek gündem olmayı öncelemesiyle bilinen İBB Başkanı; “TBMM’de iktidar en fazla %20’yi temsil eder” dedi. Meclis sandalye sayılarında Ak Parti 267, MHP 50, ikisi toplam 317 sandalye ile TBMM’nin yarıdan fazlasına sahip! Bence Ekrem Bey “algı yapacağım” derken o kadar abartmış ki sonunda baltayı taşa vurmuş. Bir de merak ediyorum, bakalım Mansur Yavaş mı yoksa balta mı sert?