Yılbaşı eğlence değil muhasebedir!
Yılın başı ile yılın sonu arasında sadece bir “saniyelik” zaman dilimi var zannedenler 10’dan geriye doğru saydıklarında yaşadıkları hayatın üzerine kalın bir çizgi çekip kendilerine “yeni bir yol” inşa ettiklerini, adeta taze bir ömre yelken açtıklarını varsayıyorlar!
Bombalar atılırken de 10’dan geriye doğru sayanlar var!
Yılbaşı insanların birbirine “sağlık, zenginlik, esenlik, mutluluk” dileyecekleri bir dönüm noktası değil; geçmiş yılın muhasebesinin ve gelmiş olan senenin tabii Allah ömür verirse planının yapılacağı zaman dilimidir. Buna rağmen birileri bize “geçmişi silin” mesajı veriyor!
Bu bizim bakışımıza göre böyle; yoksa farklı bakanlara sözümüz yok!
“Noel” diyerek çeşitli batıl inanışları uygulayanları küçümsemiyoruz. Onların kültürlerini yaşamalarına itiraz etmiyoruz. Evinin yahut işyerinin önüne “Noel” gerekçesiyle çam ağacı dikenler varsa bu onların bileceği iştir ve birileri onları rahatsız ediyorsa bu bir hatadır.
Bunun yanında biz Müslüman bir ülkenin vatandaşları olarak caddelerimizde, sokaklarımızda, alışveriş merkezlerimizde “Noel” adına dikilen, yapılan şeylerden rahatsızlık duyuyoruz.
Ezanlı topraklarda her sokağın başına, her AVM’nin önüne çam dikilmez!
Başkasının kültürünü yaşamak zorunda değiliz!
Başkasının kültürü üzerine bir hayat yolu çizmek zorunda değiliz!
Miladi olarak 2017 senesi geride kaldı sanıyoruz ama sadece 2017 değil doğduğumuzdan bugüne kadar olan tüm yıllar geride kaldı ve bu yaşadığımız “bütün yıllardan, günlerden, anlardan” dolayı hesaba çekileceğiz. Bizi hesaba çekecek olan ise “bir insan” değil yüce yaratıcının kendisidir.
Daha geniş bakarsak, geride kalan sadece 2017 ve hayatımızın yılları da değil! Koskoca tarihler, zamanlar, hayatlar da her saniye biraz daha geride kalmıyor mu?
Yeni bir yıla girdik diye hepsini unutacak mıyız?
İşte kapitalizmin mazlum kanı döken zavallı yoldaşları ve yöneticileri bizden hayatımızı daima bir paçavra gibi geride bırakmamızı istiyor.
Yeni yılla beraber “yeni modeller, yeni eşyalar ve hatta yeni insanlar” girsin istiyorlar hayatımıza!
Eski olan her şeyi “düşkünlük” olarak görüyorlar!
Oysa Müslüman zaten düşkündür; eşine, dostuna, arkadaşına, ülkesine, toprağına, bayrağına, ezanına, kitabına, helaline, doğrusuna, temizine düşkündür!
Noel’ciler kendi yaşam standartlarını Müslümanlara dayatarak onları bu sözümona “düşkünlükten” kurtaracaklarını düşünüyorlar!
Hem Müslüman olacaksın hem de Noel denen kişiyi “baba” kabul edeceksen, bu durumda deden de Ebu Cehil olsun!
Biz Müslümanız ve Noel kutlamıyoruz, kutlayanlar da dinleri neyi gerektiriyorsa onları yapmakta özgürler. Hele şu güya “milli piyango” tam bir kumar hastalığı, bu illeti devam ettiren hükümet vebal altındadır! “Milli kumar” artık kaldırılmalı!
2017 bitti ve biz onu unutacak değiliz! 1453’ü de unutmadık, 571’i de unutmadık!
Şimdi bize düşen 2017’de neler yaptık yahut neler yapmadık? Müslümanlar zulüm altındayken bu seneyi elleri bağlı mı geçirdik? Zekâtı verdik mi? Namazı eksiksiz kılabildik mi? İnsanlara doğruyu konuştuk mu yoksa yalanlar ile onları kandırdık mı? Bir yaraya merhem olabildik mi? Bir mazlum görünce kimliğini mi sorduk yoksa sırf mazlum diye koşulsuz şartsız yardım ettik mi?
2017’de neler yaptık, önceki senelerde neler yaptık?
Kalan ömrümüzde eksiklerimizi tamamlamak duasıyla!
Allah’tan duamız odur ki ahrete vardığımız gün “elimiz boş” gitmiş olmayalım. O sebeple “hazır yaşıyorken” ve sağlığımız yerindeyken Allah’ın rızasına uygun işler yapmayı yine bizi yaratan Allah’tan niyaz ederiz.
