İsrail 12 km, Türkiye 400 km; kim avantajlı?
Recep Tayyip Erdoğan öyle stratejik akla sahip ki daha dün Ankara’da; “Türk, Kürt, Arap, Sünni, Çerkes…” derken aynı sözleri bu gün Şam için söylüyor. Ezberlerle değil, akıllı stratejilerle hareket ediyor.
Bu stratejik akıl Türeyiş Destanı’ndan başlayıp kadim topraklarımız olan Moğalistan’dan süzülerek binlerce yılın birikimini kendinde toplar.
Birileri ülkemizi intihar, tecavüz, kaçakçılık ülkesi gibi gösterip karalarken ülkemiz ne yaptı? Tacizlerin, işkencenin, ölümün olduğu bir coğrafyayı özgürleştirdi.
Türkiye’nin en başından beri Esed rejiminin devrilmesine bakışı; “Olayların içinde değiliz, müdahil değiliz” diye özetlenebilir.
Uluslararası sistemde gayet mâkul, âkil, stratejik bir “resmî bakış açısı” Türkiye için elzemdi zaten.
Tüm dünya hukuki ve resmi düzlemde bunu kabul etti ve etmek zorunda!
Lâkin bölgedeki aktörleri ve olayı en başından beri takip edenleri dinlediğinizde bir rejimin devrilmesinin ancak “Türkiye üst aklı” sayesinde olduğunu söylüyorlar.
Bir zamanlar üst aklın devirmek için uğraştığı Türkiye artık bizzat üst aklın kendisi olmuştur.
“Güçlü liderlikler” devam ederse bu süreç uzun vadeli olur. Ancak bir aksama maalesef tüm sürecin onlarca yıllık kaybına yol açar.
Bölgeden süreci okuyunca şu sonuçlar ortaya çıkıyor:
-Orta vadede Golan Tepeleri İsrail’in elinden alınacak
-Büyük Ortadoğu Projesi yerine “Büyük Türkiye Projesi” ortaya çıktı.
-“Şii Hilali” yerine “Türkiye Hilali” gerçekleşmek üzere…
-Filistin’de İsrail/ABD onaylasa da onaylamasa da “tek devlet” kurulacak
-PKK/YPG bittiği gün DAEŞ/IŞİD de bitecek
-İsrail 12 km içeriye doğru Suriye’ye girdi, ama Türkiye 400 km içeriye girdi.
-İsrail Türkiye sınırlarından uzaklaşırken, Türkiye İsrail sınırlarına yaklaştı.
-İsrail, kurulduğu günden bu yana hiç bu kadar çember içine alınmamıştı, hatta çember yoktu. İlk kez çember var.
-Dün PKK’yı destekleyenler bu gün “İsrail avantajlı” yalanını yayıyorlar.
“HDP/DEM YALANLARI VE ANIZ YANGINLARI”
Türkiye’nin kronik sorunlarından biri de “kaçak elektrik” kullanımı…
Bunun için birçok adım atılsa da daha alınacak yol var.
Bir de üstüne HDP ve DEM’li bazı isimlerin “kışkırtmaları” ve “bu sizin hakkınız” gibi söylentileri devreye giriyor.
En son “anız sebebiyle” gerçekleştiği söylenen yangınlar üzerinden insanları galeyana getirip; “Yangınlar trafolardan çıktı” diye yaygara koparmışlar.
DEDAŞ bölgede sağlıklı bir yapı işletme çabasındayken bir de bunlarla uğraşıyor.
Tamire gelen ekiplere zorluk çıkarıldığı gibi “kaçak trafosunu” göz göre göre vermek istemeyenler var. Bu da yetmezmiş gibi “anız yangını” olayının sanki “elektrik hattından kaynaklı” gibi gösterme peşine düşenler oldu.
“Yangın çıktı” dedikleri yerlerde hat bile yokmuş.
Neticede bilirkişi raporu tamamlandı.
Tazminat peşine düştükleri hatlarda elektrik olmadığı anlaşıldı.
Mevcut hatlarda da herhangi bir yangın yaşanmamış.
HDP/DEM’liler maalesef en çok da “oy aldıkları yerlere” zarar veriyorlar.
Güzel insanların yaşadığı güzide bölgelerimiz maalesef böyle vakalarla anılıyor.
Şimdi de “yalanlar üzerinden tazminat” ile anılacaktı.
Şu kirli elinizi insanlardan çekseniz de herkes rahatlasa…
SON SÖZ: İktidarın bir Suriye planı varmış, ama muhalefetin yokmuş. Sadece “Suriyeliler gitsin” diye bağırmışlar. Şu an bile stratejileri yok. Başkan Erdoğan ve Devlet Bahçeli olmasa şimdi “terör devletini” bırakın Halep’ten, Şam’dan kovmayı; Hakkâri’den kovamazdık. Terör sarmalının bitimine az kaldı.