Trump, Putin ve Ukrayna…
Beklenen telefon görüşmesi gerçekleşti.
Trump ve Putin, Ukrayna ile ilgili Zelenskiy olmadan konuştu.
Tabii, bakıldığında Putin’in istediği gibi bir tablo oluştu.
Uzun zamandır Putin, Ukrayna konusunda muhatabının ABD olduğunu söylüyordu.
Neden olarak ise “Ukrayna yönetiminin özgür iradesinin olmadığını, verdiği kararların esas patronu olan ABD ve İngiltere’nin iznine bağlı olduğunu” savunuyordu.
Bu durumda Ukrayna konusunda, Ukrayna olmadan müzakere açılması Putin açısından kazanım olarak görülmelidir.
Ukrayna Başkanı Zelenskiy hem şaşkın hem de bu durumdan nasıl çıkacağını kestiremiyor.
AB ülkelerinden çıkan seslere bakılırsa Avrupa rahatsız.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas, ABD Başkanı’nın süreci Avrupa İttifakı olmadan yürütmesine tepkisini dile getirdi ve şöyle dedi:
“Biz olmadan müzakere masasında siz istediğiniz konularda anlaşabilirsiniz ama sonuç olmayacak. İstenilen hızlı anlaşma kirli anlaşma olacaktır. Evet, biz ABD olmadığı için bu süreçte %20 zayıf durumdayız. Ama Ukrayna’yı ve toprak bütünlüğünü sonuna kadar savunacağız.”
NATO Genel Sekreteri’nin konuşmasında yumuşama açıkça gözüktü.
Mark Rutte’nin, Trump’la Putin görüşmesinden önceki mottosu “Rusya’nın zafer kazanmasına izin vermemeliyiz” tarzında olsa da, görüşme sonrası retoriği “olabilir” olarak değişti.
Pentagon Başkanı’nın konuşması ise bize Trump’ın öncelikleri konusunda açık bir tablo çizdi.
Trump’ın yeni savunma bakanı konuşmasında şunlara değindi:
• ABD Başkanı Trump, Ukrayna’nın NATO üyesi olarak geleceğini gerçekçi görmüyor.
• Yeni süreçte ısrarla yeni realiteye dayanılıyor. Bu yeni durum bugüne kadar zemin olarak görülmedi fikrini savunuyor.
• Ukrayna’nın 2014 yılına kadar olan sınırlarına ulaşmasını mümkün görmüyor.
Trump bunu Putin’e taviz vermek değil, saha realitesini dikkate almak olarak yorumluyor.
Durum bayağı karışmış gözüküyor. Aslında beklenen bir gelişme olarak görülmelidir.
Fakat ABD ile AB arasındaki ayrışmanın açık bir göstergesi olarak da okunmalı.
ABD ve Rusya arasındaki görüşmeler için adres olarak Suudi Arabistan tercih edilecek gibi.
Adresi belirleyen Trump gözüküyor.
Kremlin tarafından bakıldığında memnuniyet hâkim.
Süreç için başkanların ekiplerine talimat verdiğini Kremlin Sözcüsü Peskov açıkladı.
Putin ateşkes yapmaya hazır, ama geri adım atmadan.
Yani anlaşılan, eğer süreç böyle devam ederse bu süreci şimdilik Putin kazandı.
Peki, karşılığında Trump Rusya’dan ne isteyecek?
Trump, tüm anlaşmalara ticaret olarak bakıyor.
O zaman Trump, Putin’den ne isteyecek?
Meselede Pasifik ayağı var mı?
Putin, uzun vadeli siyaset anlayışına göre hareket ediyor.
Kısa vadeli ticari anlaşma mı, yoksa uzun vadeli satranç mı?
Bunu süreç gösterecek.
Ama olayların başından itibaren net olarak gözüken tek şey vardı;
Ukrayna’nın kullanılacağı!
Batı, Rusya ile arasındaki hesaplaşmada Ukrayna’yı kurban olarak seçti…
