Başkan Trump ve siyasi matematik

Okuduğunuz Yazı
Başkan Trump ve siyasi matematik

İçerik

Rusya-Ukrayna savaşı üzerinden Trump’ın ezber bozan tutumu, yeni sürecin başlangıcı olarak karşımızda.

Trump, Ukrayna sürecini matematik hesaplama çerçevesinde gündemine aldı.

Hesaplara baktı, kayıplarını hesapladı, ABD’nin Ukrayna’ya bunca yatırımı sonrası elinde kalanları değerlendirdi ve sadece bu matematik mantıkla durum tespitine odaklandı.

Batı’nın “demokrasi”“özgürlük”“Batı değerleri”“diktatörlük” tanımları üzerinden analiz edilen Rusya faktörü yerine, ABD’nin kazanımları “hani nerede?” sorusuna cevap aramaya başladı.

Avrupa siyasilerinin “Rusya tehdidi”“korkunç Putin” tanımının matematikte karşılığının olmadığına inandı.

Ve sonuç olarak Batı paktı, bölünme ile karşı karşıya kaldı.

İşin ilginç tarafı şudur:

Rusya karşıtı yaklaşımı pekiştiren, şimdi Trump’ın matematik devrimine karşı koyan Avrupa siyasileri olmadı.

İngiltere süreci başlattı, Avrupa sürecin lokomotifi yapıldı.

Şimdi Trump geldi ve masayı dağıtıyor.

Bana kalırsa Suudi Arabistan’ın platform olarak seçilmesi de anlamlıdır.

Avrupa ısrarla “demokrasi”“özgürlük”“seçimler” diye bahseder.

Trump, Suudi Arabistan’ı seçerek şu mesajı da vermiş olabilir:

Putin’e “diktatör” diyorsunuz ama seçimlerin kendisi değil, seçimden bahsetmenin bile suç olduğu Suudi Arabistan gibi ülkelerle gayet büyük projeler yapabilirsiniz.

Şimdi bu fonda Avrupa’nın “demokrasi”“diktatör rejimler” yorumunun siyasi çıkar malzemesi olduğunu da göstermiş olabilir.

Tabii mesele Trump’ın tüccar yaklaşımı yani hesap ve kitap…

Bu hesap kitapta yatırım ve sonuç odaklı yaklaşım var.

Ne yatırdım, ne aldım?

Avrupa şaşkın.

Trump ikna edilebilir mi?

Matematik odaklı her ikna konusu sonuç verebilir.

Ayrıca Rusya ile uzun vadeli planı söz konusudur.

Zelenskiy Türkiye’ye geldi.

Verilen mesajlarla Türkiye tutumu arasında mantıklı bağ var.

Türkiye ilk günden aynı yerde:

Barıştan yana!

Şimdi yine aynı kod ile Türkiye şemsiyesini teklif ediyor.

Trump ile Putin’in Suudi Arabistan platformu ile Erdoğan’ın Türkiye şemsiyesi aynı paralelde yürüyen bir sürecin parçasıdır.

Nitekim Erdoğan, yeni sürecin konseptini gayet net çizdi:

Barışın kaybedeni olmaz” mottosu ve Türkiye şemsiyesi.

Trump’ın söylemleri her ne kadar matematik içerikli olsa da sonuç olarak barışı tetiklediği için Türkiye tutumuna uyum içindedir.

Peki Rusya, Çin ile nasıl bir süreci takip edecek?

Trump’ın nihai hedeflerini aşağı yukarı anlıyoruz.

Kesin olan şey şudur:

Rusya ve Çin, geleneksel sırt sırta dayanma taktiğine bağlıdır.

Yani birbirlerinin alanına girmeyecekler.

Bu strateji Trump’ı memnun edebilir.

Yeter ki ABD-Çin geriliminde Rusya-Çin ittifakı söz konusu olmasın.

Sırt sırta dayandıklarında baktıkları yer birbirlerinin alanı değildir. Dolayısıyla bu strateji Çin açısından da elzemdir.

İngiltere, Avrupa’yı konsolide edebilecek mi?

İngiltere, direnişini devam ettirmek için sadece Avrupa’yı değil, diğer bölgelerde de (mesela Afrika) kalıcı olmak için Ukrayna kozunu sonuna kadar kullanacaktır.

Trump’ın Zelenskiy için “seçim yapmayan diktatör” söylemi bile Avrupa’nın “diktatör Putin” tanımına antitez olarak kullanıldı.

Dolayısıyla söylem ve kavramların da matematiği yapılmaktadır.

Siyasi matematik ile ekonomik matematik arasında paralel yol inşa etmesinin ismidir belki de Trump devrimi.

Bu süreç Ukrayna için neyi vadedecektir?

Putin’in hedefi, Zelenskiy’nin sınırı, Trump’ın hesap makinesi arasındaki dengeyi bulmak kolay olmayacaktır.

Ama olacaktır!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%