ABD ve Rusya anlaşabilecek mi?
Kesinlikle anlaşma yapmak zorundalar, bunda şüphe yok.
Peki ama bu anlaşma hangi şartlarda olacak?
İlk olarak Trump, Zelenskiy’yi Ukrayna’ya ait zengin madenlerle ilgili anlaşmaya zorladı.
Söz konusu anlaşma gerçekleştiğinde ABD, o bölgeye fiilî olarak girmiş olmuyor mu?
Bu durumda Rusya, nasıl bir garanti çerçevesinde anlaşma masasına oturacaktır?
Şimdiye kadar Rusya, “Ukrayna NATO’ya alınmasın” mottosunu işledi.
Trump ise “Ukrayna, NATO üyeliğini unutsun” diyor ve zengin madenler bölgesine el koymak istiyor.
Zelenskiy bu talebe perişan bir hâlde cevap veriyor.
Trump, sürekli olarak Ukrayna’nın ABD’ye borcundan ve bu borcun geri ödenmesinden bahsediyor.
Zelenskiy ise “Zengin madenler konusunda ortaklık yapabiliriz” diyor.
Yani hâlâ eşit yaklaşım bekliyor.
Tabii ki bu doğru bir yaklaşım ama Trump olaya öyle bakmıyor.
Tüccar zihniyetiyle hareket ediyor ve ne kadar kazanacağına odaklanıyor.
Böyle olunca, istenilen siyasi konulara bile hesap-kitap yaparak cevap veriyor.
Zelenskiy, Trump’ı ikna edebilecek mi? Bunu göreceğiz fakat Zelenskiy’nin bu orantısız tutumdan çok rahatsız olduğu belli.
Zelenskiy, Avrupa devletlerine giderken kendisine gösterilen coşkulu karşılamalara alışmıştı.
ABD’de ise ayaküstü karşılandı. Karşılaştığı bu tavır hiç hoşuna gitmedi…
ABD Başkanlığı’na yeniden seçilen Trump’ın bu dönemi, farklı bir sürecin başlangıcı oldu.
Bunu Trump’ın Amerika’sı destekliyor, peki diğer Amerika bu duruma nasıl yaklaşıyor?
Bu durumu göz önünde bulundurmalıyız zira uzun zamandır meydanda tek bir Amerika yok!
O nedenle Amerika’dan söz ederken “hangi Amerika”yı kastettiğimize odaklanmamız gerektiğine inanıyorum.
Öte yandan, Trump’ın Ukrayna meselesine bakışı ile Putin’in bakışı da aynı değil.
Rusya ateşkes olması için şöyle diyor:
“Ukrayna, faşist yapıdan temizlenmelidir. Aksi takdirde durmanın bir anlamı yok. Çünkü bu yapı temizlenmezse, yarın aynı sorun yine kapıda olacak.”
Trump, Rusya’ya böyle bir garanti verebilir mi?
Ayrıca Rusya, Ukrayna’da yeni bir seçim yapılmasını talep ediyor.
Zelenskiy yerine Moskova yanlısı birinin gelmesi, Rusya açısından kazanım olur.
Ancak şu an Ukrayna’da böyle bir siyasi figür ve sosyolojik zemin yok.
Karmakarışık bir süreç yaşıyoruz.
Taleplerin belirgin şekilde havada uçuştuğu ortada.
Yani hiçbir şey hemen şimdi çözülecek gibi durmuyor.
Süreç uzun ve arzu edilen anlaşmaya “Ukrayna ikna edilmeden” ulaşmak mümkün olmayacak.
Bir diğer sorun; Zelenskiy kendi parlamentosundan zengin madenlerle ilgili onay alabilecek mi?
Bu soruya da net bir cevap veremeyiz.
Zelenskiy, bu dayatma ortamında kaybedeceğini düşündüğü için endişeli olmalı ki askerî gücünü ayakta tutmak adına bütün komşularıyla görüşmeler yapıyor.
İşin bu noktaya geleceğini önceden tahmin etmediği de açıkça görülüyor.
Her ne kadar Zelenskiy’ye yönelik eleştirilere haklılık payı tanısam da sonuçta seçimle başa gelmiş başkandan bahsediyoruz.
Seçimleri ertelemesi bile bu gerçeği yok saymamızı gerektirmez.
Ukrayna’nın zengin maden yatakları, bereketli kara toprağı, tahıl ve ayçiçeği gibi önemli kaynakları göz önüne alındığında, Batı ittifakının mücadelesinin farklı boyutlarını da görmüş oluyoruz.
Bu süreç, siyasi tarih açısından ders niteliğinde.
En büyük ders ise devletlerin ve toplumların çöküşüne hizmet eden kurguların boyutlarını anlamamızla alakalı.
İçinde bulunduğumuz paylaşım savaşı sürecinde bazıları kurban olarak seçilmiş olsa da sonunda kazançlar açısından değerlendirme yapılacaktır.
Ancak şu bir gerçek; insan merkezli olmayan hiçbir sonuç, kalıcı olamaz.
O zaman çağ kapanır, yeni bir çağ açılır.
İnsana dokunmayan kazanım, gerçek başarı değildir.
Bu süreç, tam da böyle bir süreç. İnsan yok, sadece kazanma ihtirası var…