Her şey olabilir ama savaş çığırtkanı değil
Avrupa’nın anlaması gereken: NATO artık müzelik oldu. Bunu (onu kuran) Amerikalı muhafazakarlar bile anladı da, hala Avrupalı liberal demokratlar anlayamadı. Çünkü;
(a) NATO onları Sovyetlerden koruduğu kadar birbirinden de koruyordu;
(b) ABD’nin sırtından 40 yıl Sovyetlere karşı, 25 yıldır da Rusya’ya karşı güvenliği sağlıyor ve tasarruf ettikleri paraları kendi sosyal refahlarına harcıyorlar.
Dünyanın en zengin ülkesiyken inanılmaz bir enflasyonla karşı karşıya bulunan ABD ise hava güvenlik memurlarından, istihbarat teşkilatına, ordusundan orman yangın söndürme ekiplerine kadar en hayati konumdaki dairelerindeki elemanları bile işten çıkartıyor. Elon Musk’ın maskaralıklarına komedi programlarındaki gibi gülüyoruz; ama Amerikan federal bütçesinin açığı, bu yıl 2 trilyon dolar olacak. (Sırf rakamın büyüklüğünü anlatabilmek için, bunun Türkiye’nin bir yıllık hükumet harcamalarından daha fazla olduğunu belirtelim.)
(a) NATO onları Sovyetlerden koruduğu kadar birbirinden de koruyordu;
(b) ABD’nin sırtından 40 yıl Sovyetlere karşı, 25 yıldır da Rusya’ya karşı güvenliği sağlıyor ve tasarruf ettikleri paraları kendi sosyal refahlarına harcıyorlar.
Dünyanın en zengin ülkesiyken inanılmaz bir enflasyonla karşı karşıya bulunan ABD ise hava güvenlik memurlarından, istihbarat teşkilatına, ordusundan orman yangın söndürme ekiplerine kadar en hayati konumdaki dairelerindeki elemanları bile işten çıkartıyor. Elon Musk’ın maskaralıklarına komedi programlarındaki gibi gülüyoruz; ama Amerikan federal bütçesinin açığı, bu yıl 2 trilyon dolar olacak. (Sırf rakamın büyüklüğünü anlatabilmek için, bunun Türkiye’nin bir yıllık hükumet harcamalarından daha fazla olduğunu belirtelim.)
Son üç haftada ABD’de 150 bine yakın federal memur işten çıkartıldı; devlet dairelerinde bir milyona yakın memurun masası kaldırıldı (ayakta çalışacaklar!) ve internetleri kesildi! ABD batmıyor elbette. Askeri harcamalarını da bir kuruş bile azaltmıyor; tersine Trump nükleer silah stokunu yenileme emri verdi.
Birçok strateji uzmanı için kabul etmek zor, hatta imkansız görünse de, ABD artık kafası atınca Vietnam’ı işgal eden, Afganistan’da, Sudan’da rejim değiştiren, Netanyahu’nun peşine takılıp Irak’ı ve Suriye’yi üçe bölüp ve buralarda bir “Kürdistan” (yani PKK-PYD-PUK devleti) kurdurmaya kalkan Amerika olmaktan çıkıyor.
Bütün bu iyimser satırları yazarken, aklınızdan “Ya Büyük İsrail? Gazze Rivierası, Ukrayna’yı Rus tanklarının altına itme hazırlığı; gümrük vergilerini artırarak dünyaya meydan okumalar?” diye geçirdiğinizin farkındayım. Oy verebilsem, Trump’a asla oy vermeyeceğimi bu satırlarda kaç kere yazdım. Onu, zorba, Nazi artığı ve durdurulması gereken bir diktatör diye nitelemiş olduğuma Milliyet arşivi tanıktır.
ABD’nin dünyaya yeni bir nizam verme heveslisi NeoCon’ların, küreselcilerin eline düştüğünü, Trump’ın küreselcilerin güdümünden çıkıp çıkamayacağına dair kuşkularım hala sürüyor.
Ama, hani derler ya, “Allah’ı var!” Trump hiçbir zaman savaş çığırtkanı olmadı; oyları savaş çağrılarıyla değil, Bush’dan Biden’a kadar süren bütün “sonsuz savaşları” bitirme vaadiyle kazandı. Tamam, ABD’de İsrail lobisinin milyarları olmadan seçim kazanmak imansız.(Bu paraları reddeder ve İsrail’in nükleer silah edinmesine engel olursanız, Kennedy gibi vurulup ölmek de var!) Ancak çok büyük bir kampanya bütçesine sahip olmak seçim kazanmaya yetmiyor; işin içine başka faktörler giriyor. İsrail lobisinin sizi medya yoluyla doğduğunuza pişman etmesi, seçmenler nezdinde zora sokacak sorularla itibarsızlaştırılmanız, hatta hakkınızda boş iddialar ortaya atılması gibi durumlar da var.
Trump’ın kayıtsız şartsız İsrail destekçisi olması, son 9 yıldır ağzından “İki devletli çözüm” kelimelerinin çıkmaması, onun Orta ve Uzak Doğu’yu, kan dökerek, savaşlarla yeniden nizama sokacak bir savaş yanlısı olduğu anlamına gelmez. Onun anladığı tek savaş, ticaret savaşı! Netanyahu ne kadar sevinse de Trump, “Gazze’yi Amerika’nın devralacağı” sözünü ertesi hafta unutuverdi. ABD’nin Grönland ve Panama Kanalı’nı istediği söylemi de bir diğer Trump şakası olarak kalabilir.
Şaka olmayan husus, Trump’ın NATO’yu bir müzeye kaldırma kararlılığı gibi görünüyor. Bunun net sonucu;
(a) Avrupalıların yeniden birbirine düşmesi,
(b) Rusya’nın ve Çin’in Avrupa’ya bazı taleplerini dayatmaları olabilir.
Bunu önlemenin tek şartı ise Avrupa’nın 1950’den beri daldığı güvenlik uykusundan uyanması ve güvenli bir Avrupa’nın Türkiyesiz düşünülemeyeceğini idrak etmesidir.
Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olarak AB’ye üyelik sürecini stratejik öncelik olarak gören Türkiye, Avrupa için bir şanstır.
Umalım ki kibirli Avrupa bunun son şans olduğunu görsün!