CHP, elde ettiği oy oranlarını neden koruyamıyor?
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin ana muhalefet partisidir ve son yerel seçimlerde hatırı sayılır bir başarı elde etmiştir. Uzun yıllardır CHP, özellikle yerel seçimlerde yüksek oy oranlarına ulaşmaktadır. Fakat genel seçimlerde bu başarı, partinin sosyolojik sınırlılıklarına takılmakta; oyları genellikle yüzde 22-24 bandında seyretmektedir. Nitekim son genel seçimde de bu oranı yakalayabilmiştir.
Ancak son yerel seçimlerin ardından klasik oy davranışının dışında bir gelişme yaşanmıştır. Geçtiğimiz temmuz, ağustos ve eylül aylarında CHP, yerel seçimlerde aldığı oy oranına yakın bir seviyeye ulaşmış ve üç ay boyunca yapılan ölçümlerde birinci parti olarak öne çıkmıştır. Bu yükseliş hem CHP hem de AK Parti açısından farklı açılardan analiz edilebilir.
Ekim ve kasım aylarında ise CHP’nin oy oranı tekrar yüzde 28-30 seviyelerine gerilemiş, AK Parti ise yüzde 34’e çıkarak yeniden birinci parti konumunu güçlendirmiştir. AK Parti’nin oy değişimleri ayrıca ele alınması gereken bir konudur.
Bu yazıda, CHP’nin histerik dönemlerde ulaştığı oy oranlarını neden kalıcı hale getiremediği üzerine birkaç kelam edelim.
Ana muhalefet partisi, iktidar alternatifi demektir. Yerel seçim sonuçlarından hareketle seçmen, “Acaba CHP iktidar olabilir mi?” sorusunu kendisine sormuş ve üç aylığına CHP’ye yönelik takdir yetkisini kullanmıştır. Türk seçmeni, başarılı bir seçim sonucu elde eden partiyi genellikle ödüllendirme eğilimindedir. Nitekim AK Parti’nin kazandığı tüm seçimlerden sonra da seçmen, partiyi birkaç puan fazlasıyla destekleyerek ödüllendirmiştir.
CHP’ye yönelen seçmen, bu partinin ülke politikalarıyla ne kadar ilgili olduğunu test etmek istemiş ve bir beklentiye girmiştir. Ancak CHP’nin kendi iç meselelerinden sıyrılamayıp siyaset üretemediği kanaatine varan seçmen, yeniden AK Parti’yi birinci parti konumuna taşımıştır.
CHP, eski ve yeni kurultay süreçleri, hizip tartışmaları ve parti içi meselelerle boğuşurken; ne yerel yönetimlerde ne de ülke siyasetinde somut, halkı ikna edecek bir cümle kurabilmiştir. Yerel yönetimlerde ciddi bir hizmet eksikliği yaşanmakta; genel politikalarda ise AK Parti’nin ortaya koyduğu her olumlu hizmet, Erdoğan takıntısı nedeniyle paranoyak bir yaklaşımla yorumlanmakta, bu nedenle de CHP siyasetin gerçekliğinden uzaklaşmaktadır.
CHP’nin, emekliler ya da yoksulluk gibi siyasetin doğal gündemleri üzerinden yaptığı mitinglere 50 bin kişi katılırken, hükümet ya da devlet karşıtı söylem içeren eylemlere 300 bin kişiye varan kalabalıklar katılabilmektedir. CHP, marjinal sol grupları devlet karşıtlığı dışında başka başlıklarda motive edememektedir.
Bu noktaya Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk davası sonrasında yapılan mitingler de eklenebilir. CHP’nin son dönemde rasyonellikten, ülke siyasetinden ve gerçeklikten uzaklaştığı gözlenmektedir. Radikal grupların karakteristik özelliği olan gerçeklikten kopuş, CHP’yi de etkilemekte; parti, organizasyonlarını bu grupların gündemine esir etmektedir. Bu durum, Avrupa’daki göçmen karşıtı aşırı sağ hareketlerin büyük partileri etkisi altına almasına benzetilebilir. Almanya’da bir göçmen karşıtı yasa, Hristiyan Demokratlar tarafından desteklenmek zorunda kalınmıştır.
İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı yapılan gösteriler, CHP’nin sistem karşıtı bir çizgiye savrulmasına neden olmuş; bu mitingler partinin seçmenini motive etmiş ve geçici bir oy artışı sağlamıştır. Ancak CHP oyları yükselince, AK Parti oyları da artmış ve iki partinin oyları birbirine yaklaşmıştır.
CHP açısından sorunlu olan kısım ise bu yükselişi sürdürememesi, yani elde ettiği oy oranını koruma konusunda gösterdiği zafiyettir. Parti, siyasetin rasyonel zeminiyle ilişki kuramadığı ve sürekli kendi iç meseleleriyle meşgul olduğu için oyları tekrar yüzde 23-30 bandına gerilemektedir.
Yerel yönetimlerde belirgin bir başarı ortaya koyamayan CHP, özellikle İstanbul’da deprem, metro, kentsel dönüşüm ve şehir hizmetlerine ayrılması gereken bütçeyi reklam faaliyetlerine ve Mahiroğlu’nun deyimiyle “karanlık trol ordusuna” ayırdığı için iletişimsel bir başarıdan dahi söz edilebilir.