Türkiye kendini arıyor!
E-Devlet sistemi üzerinden Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü başlığı altında soyağacı hizmeti başladı. Sisteme girip 1800’lü yıllara kadar soyağacımızı görebiliyoruz artık.
Önceki gün, hizmet kullanıma açıldı ve açılır açılmaz yoğunluktan kilitlendi; ulaşılamaz hale geldi. Niye böyle oldu; çünkü beklenenin üzerinde hem de çok üzerinde giriş oldu. O sayfaya reklam alsalardı, milyonlar kazanırlardı; çünkü muhtemelen hit rekoru kırmışlardır.
Şaka bir yana, bu kadar yoğun talebin verdiği mesaja dikkat çekmek istiyorum. Niye bu kadar yığıldı Türkiye, e-Devlet sitesi www.turkiye.gov.tr adresine? Niye bu kadar talep oldu?
Çünkü insanlar ceddini merak ediyor. Ceddimizi merak ediyoruz; çünkü kendimizi arıyoruz. Kendimizi arıyoruz; çünkü son asrın “sistem” denilen baş belası küresel diktatörlüğün bizi köleleştirmek için ilk darbe vurduğu yer kimliğimiz, aidiyetimiz. 1900’lerin ilk yıllarından bugüne kadar herkes “Kimim ben?” diye soruyor kendine ve cevap veremiyor. Bu soru o kadar rahatsız edicidir ki, eğer cevap veremezsek savrulmalar başlar, yaka yıka etrafına çarpmaya başlar insanlar. Sistem o yüzden tarih uydurmuştu işte. Güya kimlik inşa edeceklerdi. Ben lisedeyken Sümerler’i bana “atalarımız” diye anlatan aymazları, öğretmen diye dikmişlerdi bu milletin başına. 2. Abdülhamid haindi (estağfirullah), illa din arıyorsan bak Budizm orada duruyordu (estağfirullah)!
Sonra ne oldu; on yılda kimliksiz, kendini başkasıyla (Batı’yla) kıyaslayan kompleksli, köksüz, aidiyetsiz savrulan nesiller inşa ettiler ve hepsi büyüdü milletin başına musibet oldu.
Herkes aklının bir yerinde kim olduğunu arıyor. Yeterli-yetersiz diye bakmadan bulduğu her fırsatta ona kim olduğunu söyleyecek kapılara yöneliyor. Soyadı Kanunu’yla bir sosyolojik yapıyı yıkıp yerine uyduruk bir toplum koymayı denemişlerdi ama; bütün yalanlar gibi o deney de başarısız olacak. Soyağacı hizmetine bir gecede 200 bin insanın girip kendi geçmişini öğrenmesi ve sonra arkasından milyonlarca insanın gelip sistemi kilitlemesi bu arayıştan işte…
Düşünsene bir nesil öğreniyor ki; dedesi kâfire karşı, Çanakkale’de, Erzurum’da, Elazığ’da, İzmir’de cihat etmiş. Eyvah eyvah… Bu işte, sistemi altüst eder. Emperyalizmin 100 yıldır yürüttüğü bütün faaliyetleri açığa düşürür. Ben gâvurun yerinde olsam; bu sistemi bozarım. Özenti, kendini aşağılık hisseden, yetersiz hisseden, beceriksiz hisseden hasta ezik insanlar lazım emperyalizme… Bunun da ilk şartı dedeyi unutturmaktır. Çünkü ceddiyle kopmayan bir nesil köleleştirilmez…