Kurtuluş Savaşı’nın son finali

Bütün kamuoyunun dikkatleri şu an savaş üzerinde ve gayet normal bir durum. Ancak içeriden de mevzi önünü 2019’a kadar kesmek, durdurmak ve itibarsızlaştırmak adına birilerinin yoğun mesailer harcadığını da unutmamak lazım.

Meselenin salt parti üzerinden okunamayacağını herkesime anlatmakta fayda var. Ak parti ölçeği yerine Ak partinin taşıyıcı kimliğini iyi bilmek ve kitlelere anlatmak zorundayız.
Bu hassasiyeti gösteren başta MHP lideri Bahçeli’yi örnek almalı derim.
Demek ki mevzu bir parti meselesi değil.

Peki meseleyi Ak parti üzerinden okuyanlar kimler?

Parti içinde farklı çıkar gruplarının hesabına hala kriptoların direktifleri ile hareket eden yöneticiler ve teşkilat elemanlarını iyi tahlil etmek lazım.

Muhalefetin yerli olmayan tavrı belli.

O halde partiyi içinden yıkmak ve itibarsızlaştırıp ANAP sendromuna dönüştürmek isteyenlere iyi bakmak ve dikkat etmek gerekmektedir.
Zira seçimler için ortak hareket kararı alındığına göre oyunlar yeni başlayacak demektir!

Düşünün ki bu ülkede bir “gezi” olmuş, ardından 17 Aralık gibi görünse de format değiştirmiş bir komplike operasyon yapılmış. Yetmemiş hepsinin silindiri ve toplayıcısı pozisyonunda bir 15 Temmuz işgal ve darbe girişimi vaki olmuş.
 

Ne kadar kolay söyleniyor ve yazılıyor değil mi?

Oysa bir devlet son derece hayati öneme sahip olduğu gibi, o devleti devlet yapan ana unsurlar için de o kadar hayati bir meseleler yumağı.

Devleti merkezden çökertmeye çalışan yerli ve işbirlikçi unsurların üstlendiği misyon çok daha vahim bir gerçeği karşımıza çıkardı, şahit olduk.

Eylemi ve beyanı arasında bukalemun pozisyonunu alanlar ve bunlarla her manada verilen mücadelenin devamlılığının şart olduğu gerçeği…

Lider pozisyonundaki ana hedefleri her ne kadar Reis üzerinden şekillenmiş gibi görünse de, asıl hedeflerinin bu ülke insanı olduğunu öğrendik.

Şu an geldiğimiz nokta itibariyle o zorlu süreçte Reisin, yani bu ülkenin liderinin yanında “lütfen” duranların katetikleri mesafeye iyi dikkat etmek lazım.

O zorlu süreçte bugün bayrak sallayıp, vatan, millet diyenlerin emperyalizme savaş nutukları atıp arka planda neler planladıklarını biliyor muyuz?

Şunu anladım, o güruhtan kimse babasının hayrına o gün suskun kalıp Reisin yanında ardında durmamışsa, bugün de yine babalarının hayrına “Yenikapı ruhu” üzerinden edebiyat yapmadıklarını bilmekte fayda var diyelim.

Şu konu çok önemli.
Şu an ittifak kararının neden alındığını sorarsanız derim ki, yeni bir 15 Temmuz’un önlenmesi için milli mutabakat sağlanıyor. Bunun farkında olan tüm yerli ve milli unsurlar direniş ve savunma hattı kurmanın haklı çabasını gösteriyorlar.

Tam bağımsızlık ve bu yoldaki mücadele Kurtuluş Savaşı’nın son finali içindir, unutmayalım…