Erdoğan Osmanlı tokadı dedi, ses Almanya’dan geldi!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teröristler ve destekçileri için “Osmanlı tokadı” ifadesini kullanınca yine listelerde birinci sıraya oturan bir söz haline dönüştü. Bu sefer ses Almanya’dan geldi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya programında önce Merkel’le ortak basın açıklamasında Almanya’daki gazeteciler tarafından sorulan iki sorudan biri bu tabir idi. Daha sonra Münih Güvenlik Zirvesi’nde 4-5 soru soruldu. Oradaki sorulardan biri de yine “Osmanlı tokadı” ile alakalıydı.
Başbakan Binali Yıldırım cevap olarak; “Biz hiçbir ülkeyle savaşmıyoruz, terörle mücadele ediyoruz. Teröristlere gereken tokadı vuruyoruz, vurmaya da devam edeceğiz” dedi. Yani “Size ne oluyor da üstünüze alınıyorsunuz” diye inceden bir tabir-i caizse giydirme yaptı!
“HERKES AJANINI İSTİYOR”
Amerika’nın FETÖ’yü Türkiye’ye iade etmeme sebepleri ile Almanya’nın gazetecisini isteme sebepleri “aynı” gerekçelere dayanmasa bile işin perde arkasını kaldırınca kendinizi aynı bahçede buluyorsunuz!
Bir fark var; Türkiye artık kimsenin bahçıvanı değil!
Türkiye artık milletin ürettiği tohumları gidip gâvurun bahçesine dikmiyor! Yerli ve milli kaynakları vakt-i zamanında sağa sola satanlar yüzünden bazen elleri bağlı kalan bir siyasi noktaya gelebiliyoruz. Ancak öyle bir yönetim var ki Türkiye’nin bağlanmaya çalışan ellerini özgürlüğe kavuşturuyor. İlm-i siyaset denen sihirli sözcükler bizim meclisimizde de hayat buluyor.
“BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM’IN SAMİMİYETİ”
Ülkemize böyle samimi yöneticiler nasip ettiği için Allah’a şükürler olsun. Münih’te Cuma namazımızı Diyanet İşleri Türk İslam Merkezi Camii’nde eda ettik. Başbakan Binali Yıldırım ile omuz omuza saf tuttuk. Başbakan namaz sonrası vatandaşlarımızla ve camiye gelen Müslümanlarla tek tek tokalaştı, tıpkı bayram namazlarından sonraki selamlaşma gibiydi!
Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğini yaptığı milli dönüşümlerin en iyi anlatıcı ve uygulayıcılarından!
“KARANLIK ODALARA
ALTERNATİFLER YOLDA”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İtalya’da gayr-ı milli meslek odaları ve birliklerine karşı yeni alternatiflerin olacağını, çalışmaların yapıldığını söylemişti.
Karanlık Odaların diktatörleri yavaş yavaş imtiyazlarını kaybediyor. Barolar Birliği, Tabipler Birliği, Mimar ve Mühendis Odaları Birliği gibi gayr-ı milli kuruluşlar artık kafalarına göre esip gürleyemeyecekler. Daha doğrusu bundan sonra mide gurultusu gibi guruldayacaklar. Zira bu kuruluşlar devletin verdiği “tek yetkili olma statüsünü” milletin aleyhine kullandılar. Şimdi bu odalar görevlerine devam edecek ama bunlara karşı tıpkı sendikalarda olduğu gibi farklı birlikler de kurulabilecek. Türk Tabipler Birliği’ne mecburen üye olan 83 bin doktor bundan sonra dilerse mesela “Milli Hekimler Birliği”ne üye olabilecek. Böylece Tabipler Birliği yurtdışına gidip “Biz tüm doktorları temsil ediyoruz” diyerek ülkemizi onun bunun çocuklarına peşkeş çekemeyecek!
Bu tabii ki henüz netleşmedi. Başbakanımızla Belarus’tan Almanya’ya geçerken uçakta konuştuk. Kendisi bu işin altyapısının hazırlandığını ve Bakanlar Kurulu’nun gündemine geleceğini söyledi.
Umuyorum ki meslek odaları ve birlikleri daha “çoğulcu” ve “alternatifli” bir yapıya kavuşur. Kendisini halkın üstünde gören bir avuç azınlık elit de böylece “hepimizin” adına konuşamamış olur. İsterlerse kendi adlarına istedikleri kadar ve üstelik “yırtına yırtına” konuşabilirler. Çok da tın!
“ALMANYA PROVOKATÖRÜ
GAZETECİ FALAN DEĞİL”
Başbakan Binali Yıldırım’ı ve Angela Merkel’i ortak basın açıklaması yapacakları salonda beklemeye başladık. 2’si bizim taraftan, 2’si Almanya tarafından 4 soru soruldu! O esnada benim bulunduğum sıranın iki önünden bir kişi elindeki A-4 kâğıdına basılmış 3 adet renkli fotokopi gösterdi. Fotolarda yaralı siviller vardı ve üstüne de “fotoshop” ile Afrin yazılmıştı.
Provokatörün ismi Arman Agid Nerweyi! Program sonunda “kartını” gösterdi, ama gösterdiği şey “basın kartı” değil sıradan bir kartvizitti, üzerinde de basın mensubu olduğuna dair hiçbir şey yoktu! Almanya Başbakanlık yetkilileri bunu resmen “akredite” etmiş ve bir yıl boyunca Almanya Başbakanlık binasındaki basın açıklamalarına girebilecekmiş. Bu provokatör terör destekçisini o salona “Hangi Almanya?” tıktı! Üstelik fotolar Esad’ın bombaladığı sivillere ait! Muhtemelen bu şahıs da “ajan” sıfatı ile görevini yapıyor. Bazı Alman gazeteciler de “muhabir-temsilci” kılığı altında ajanlık yapıyor.
Unuttukları bir şey var; Türkiye artık her şeyin farkında!
Pek kıymetli(!) “muhabirleri” Deniz Yücel’i ancak 1 yıl sonra alabildiler!