Yunanistan’a dikkat!
Yaşarken tuhaflığın farkına varamıyoruz.
Dikkatimiz çeliniyor; cambaz oyalıyor ve dönen dolap gözden kaçıyor…
Geçen yıl tam bu sıralarda şöyle yazmıştım…
“Yunanistan’ın başı büyük dertte ve tam da bu yüzden onu başımıza bela edebilirler. Bir taşla iki kuş vurmayı planlıyorlar. Bir yandan Yunanistan’ı iyice terbiye edecekler, öte yandan da Ankara’yı NATO ittifakı içinde çatışmaya iterek köşeye sıkıştırmak isteyecekler. Buna hazırlanıyorlar.”
O kadar da değil, demişti bazı arkadaşlar.
Oysa güncel köprülerin altından akan suları göstermenin başka yolu yok
!***
Bir yıl geçti.
Çipras’ın kıvırmaları, oyalamaları, gösterileri derken…
Sahneye Panos Kamnenos diye biri çıkıverdi.
Kardak kıyısında…
Üst üste iki kez…
Tehditkâr ve üst perdeden tavırlarla…
Adam Savunma Bakanı üstelik.
Hadi medyayı anlıyorum ama uluslararası stratejik ilişkiler doktorası yapan bir ahbabım bile “Yahu Yunanistan’ın koalisyonla yönetildiğini ve Çipras’a bakmaktan koalisyon ortağının bayağı şoven bir parti olduğunu unutmuşum” demez mi?!!
***
Yıllardır Çipras’ın “hoşluğu” ve partisinin solculuğuyla oyalanıyoruz.
Hemen tamamı eski komünist partisinden gelen adamların neden ve nasıl Panos Kamnenos liderliğindeki aşırı sağ Bağımsız Yunanlar partisi ile koalisyona girdiklerini sorgulamak aklımıza gelmiyor.
Ama yaptırıyorlar işte!
Borç harç içindeki Yunanistan’ı Almanya’ya satma operasyonu gibi pis işleri radikal solculara yaptırıyorlar.
Buna karşı oluşacak milliyetçi öfke ve isyanı da daha yakınlarda Yeni Demokrasi partisinden kopan uyduruktan milli koalisyon ortağıyla yatıştırmaya çalışıyorlar.
Hepsinden öte…
Kamnenos sanki Türkiye’ye yönelik muhtemel provokasyonlar için o kompozisyona sokulmuş gibi.
Bir kenara not etmişim zamanında…
Yunan siyaset bilimci D. Katsikis koalisyon yapıldıktan hemen sonra “bu koalisyonu anlamaya çalışmak hepimiz için eziyet” demiş ve Kamnenos’un partisinin oluşma sürecini de “Yunan siyasetinin en şüpheli hadisesi” olarak tanımlamıştı.
***
Bir kere daha altını çizmek gerekiyor…
21. Yüzyıl için yeni dizayn çalışması yapan egemen güçlerin planlarını hafife almayıp tetikte durmalıyız.
Ve şunu da unutmamalıyız…
Atina çoktandır bir yönetim merkezi değil.
AB ve NATO’nun manipülasyon aygıtı.