CHP ve Saadet bu çatıya ruhsat alamaz!

Saadet Partisi ve CHP’nin “ilke” gibi pırıltılı bir kelimeyle pazarlamaya çalıştıkları bu çatıya millet ruhsat vermez. Bir de, CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’in lafıyla ruhsatsız çatının üzerine Abdullah Gül’ü koyarlarsa ilk rüzgâr, bütün kiremitleri yere savurur.

Çatı kurmak işin en kolay tarafı. Mesele o çatıyı taşıyacak sütunlardır, duvarlardır. Çatıyı yaparsın da onu ayakta tutamazsın. Hadi kaldırdın diyelim, daha ilk rüzgârda savrulur o çatı. Hangi sütunun üzerine koyacaklar çatıyı? Hani fikir? Ne olacak da bu millet, altına girip çatıyı ayakta tutan sütunlara destek olacak? Yoksa o çatıyı taşıyacak sütunlar, millet yerine başka bir yere mi yaslanacak?

Eğer çatıyı ayakta tutmak için milletten güç alacak olsalardı millete izah ederlerdi; ama görüyoruz ki millete ihtiyaçları yok; çünkü millete yaslanmayacaklar. Dolayısıyla saklamaya çalıştıkları şey, çatının detayları ya da çatının adayı değil; çatının planını yapan patronu saklıyorlar.

Bu çatı planını kim yaptı? Dünün azılı düşmanlarını, “Şimdi aranızda kavga zamanı değil, asıl düşman Erdoğan, onu devirmek için güçlerinizi birleştirin” diyerek hepsini kim ikna etmeye çalışıyor. Önümüzdeki dönemin en heyecanlı, en ateşli tartışma konusunun bu olacağına eminin. Eğer planı yapan, patronu gizlemeyi başaramaz deşifre ederlerse, tarihe muhalefet olarak yazılmayacaklar.

Bütün bu gelişmeleri heyecanla ve sevinçle karşılıyorum; çünkü 7 Şubat 2012 tarihinde ilk defa perdesi düşüren asıl canavar, bir asırdır saklandığı gölgede deşifre olmuştu. O gün bugündür, o eski ve iri cüsseli yaratığın bir parçası daha güneşe çıkıp küle dönüşüyor. Belki çatı artık saklanacak gölge bulamayan asıl canavara gölgelik olsun diye kuruluyordur. Bunların hiçbirini bilemiyoruz; çünkü çatıcıların hepsi korkak. Hepsi mırın kırınla yakalarına konuşuyor.

Ağızlarında lafları evirip çevirip birbirlerine pas atıyorlar. Fakat gel gör ki; Türkiye artık gizli gizli yapılan hesapların yönettiği bir ülke değil, herkes her şeyi açıkça konuşuyor. Bunlar şahane şeyler…