ANKARA’NIN “BEKA” SORUNU, CONİ’NİN “BEKAA” SEVİCİLİĞİ.?
Bundan 25 yıl öncesine kadar Coni’nin Suriye ve Esed diye belirgin bir sorunu yoktu. Aksine PKK meselesi ve baba Esed ile bizim belirgin bir meselemiz vardı.
“Hatay” mevzusu ve halen devam eden “su meselemiz” gibi…
Coni son 10 yıl içerisinde Suriye’nin Bekaa Vadisi’nde kolkanat gerdiği PKK kartını Esed’in elinden almanın hesaplamasını yapmakla meşguldü.
Zaman zaman Apo’nun kontrol altına alınmasının zeminini hazırlamak adına CIA ajanlarıyla Apo’nun yanına kadar sokuldular. CIA’nın Fransızlar vasıtasıyla Apo’nun yanına sokulması Bekaa Vadisi’nden Şam’a yerleşmesi ve ardından Suriye’den firar etmesine kadar devam edecekti.
İşte Coni Suriye meselesine Apo’nun yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmesini takiben bizzat Ecevit’in ikna edilmesiyle dahil olmuş oldu.
Pkk ile mücadelede işbirliği yalanı kullanılarak PKK kartı Suriye’nin elinden alınıp, BOP projesi adına hareket alanı genişletilecek, terör şantiyesine dönüştürülecekti.
İlk yapmaları gereken koridorların tahsisi ve Ankara’ya sınır belirtmek adına “Fırat’ın doğusu”, “Fırat’ın batısı” kavramları üzerinden hamlelerine derinlik kazandırmak oldu.
Dikkat edin “Doğu Berlin, Batı Berlin” algısında da Siyonizmin izi vardır. Duvarlar yine Siyonizmin aktörleri vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir.
Ankara’nın başından beri karşı çıkıp kabul etmeyi reddettiği “Fırat’ın doğusu, batısı” algısına Fırat kalkanı harekâtı ile tavır koyması önemli bir adımdı.
Coni Ankara’nın “kalkanları”nı düşürmek için her yolu denedi. Fetö ile inemediği Suriye denklemine PKK ile de inemeyeceğini anladı.
Baba Esed’in en iyi arkadaşı Fransızlarla oğul Esed’i yakınlaştırmaları hangi sonuçları getirecek yakında öğreneceğiz.