Kutuplaşma şampiyonu
AĞUSTOS ayında Amerika’nın Virginia eyaletindeki bir kasabada Neo Nazi görüşler taşıyan ve beyazların üstünlüğünü savunan bir genç, gösteri yapanların arasına arabasıyla dalmış ve bir kişiyi öldürüp çok sayıda kişinin de yaralanmasına neden olmuştu. Trump “Her iki tarafta da iyi insanlar var” diye açıklama yapmıştı.
“Beyazların üstünlüğü”nü savunan Neo-Nazi kafaların arasında nasıl iyi insanlar olabilirdi? Bu açıklama, arabasıyla kalabalığın içine dalan ırkçı gençten daha fazla Amerikalıları çarptı. Günlerce tartıştılar.
Ekim ayında da beyazların üstünlüğünü savunanlar şiddet eylemlerine başladı.
Siyahlar burnundan soluyor ve karşı eylemler için hazırlanıyor. Mart ayında da bir ihbar alan polis suçluyu yakalamak üzere gittiği evde bir siyahı öldürdü. Ancak ihbar sahteydi, öldürülen masumdu. Polis “Elindeki telefonu silah zannettik, vurduk” dedi. Siyahlar çılgına döndü, California’da sokaklara taştı, çatışmalar diğer şehirlere yayıldı. Oregon’dan New York’a ABD şiddetle sarsıldı.New York’ta da Prod Boys adlı faşist bir grubun üyeleriyle, Antifa grubu üyeleri arasında adeta savaş çıkmış, taraflar birbirlerine bıçak, jop, muşta ve sopalarla saldırmıştı. New York Times ülkede artan şiddet olayları nedeniyle hazırlanan bir raporu yayınlıyor ve “Aşırı sağ gruplardaki belirgin silahlanmaya ve artan şiddet eylemlerine karşılık, antifaşist, sosyalist gruplar da silahlanmaya, silah talim dernekleri kurmaya başladı” diyordu.
Timler kuruluyor, silah talimlerinin yapıldığı belirleniyor, polis kafayı yiyordu. Üstelik Amerika’da intihar edenlerin sayısı yılda 50 binlere dayanmıştı. Neler oluyordu ? Bu gerilim neyin nesiydi? Siyasiler bile artık birbirlerini “Sosyalist, komünist, faşist” diye suçlar hale gelmişti. Trump “Siyahlar bana oy verecek kadar aptaldır” diyordu. “Bir siyah liderin yönettiği ama b.k çukuru olmayan bir ülke gösterin” diye saçma bir laf ediyordu. Ancak bu söylem ırkçılık karşıtlarını ayağa kaldırıyor, siyahların nefretine yol açıyordu. “Ülkede ırkçılıkhortlatılıyor, KUTUPLAŞMA göklere tırmandı” diye manşetler atılıyordu. Ulusal Güvenlik Örgütü Homeland Security ise bir rapor yayınlıyor, “Yıllardır görmezden gelinen ve beyaz üstünlüğünü savunan gruplardan kaynaklanan terör riski Amerika’nın başına belaolmak üzere” diye uyarıyordu. Böyle bir ortamda seçimlere giderken ülkenin Trump karşıtı ünlü siyasetçilerine, işadamlarına ve sanatçılarına bombalı paketler yağdırılıyordu.
Hatta bazılarına ikişer defa bomba gidiyordu.
Derken muhafazakar Yahudiledin gittiği Sinagog’a saldırı düzenleniyor, 11 kiş öldürülüyor, hemen ertesinde bir gece kulübüne baskın yapılıyor 7 kişi vuruluyordu.
Ve dahi bir kiliseye girip içeridekileri taramak isteyen bir başkası, kapıda durdurulunca sokakta iki siyahı öldürerek hırsını alıyordu.
ABD’de silahla öldürülenlerin sayısı artık yılda 15 bini geçiyordu. Durumlar vay annem vay idi. Üstelik binlerce Latin mülteci Meksika sınırına doğru ilerliyor, Trump asker yığınağı yaparak “Vururuz” diyor, kaçak girenlerin çocukları ellerinden alınıyor, tel örgüler arasına atılıyor, ABD nüfusunun yüzde 16’sına tekbül eden 50 milyon Latin ayağa kalkıyordu. Üstelik Trump Çin’e ekonomik savaş ilan ediyordu. Ancak ABD’de 4 milyon’un üzerinde Çinli yaşıyor ve sayıları hızla artıyordu. Pentagon’un hedefinde AB ve lideri Almanya’da vardı.
Avrupa Birliği dağılacak, Almanya’nın ekonomik kazanımları bitirilecekti. Ancak Amerika’daki nüfusun yüzde 15.2’si yani yaklaşık 43 milyonu Alman’dı. Böylesine ayrışmış, gerilmiş bir toplumda devlete sızan İsrail yanlısı think-thank kuruluşları, paralel yapılar, Amerikan devletini soyan küresel sermaye ve bankaları, Yahudi lobileri, Evanjelistler, katolikler, dinsel ayrışmalar ve çatışmaları, İslam düşmanlığı ABD’yi KUTUPLAŞMA şampiyonu haline getiriyordu. ABD’de yapılan son seçime işte bu açıdan bakmakta yarar var. Trump’ı indirmek isteyen Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirip YASAMA gücünü ele aldılar. Artık Trump Demokratları ikna etmeden yasa çıkarmakta zorlanacak.
Üstelik çoğunluğu alan Demokratlar ve TRUMP hakkında dosyalar hazırlayan savcılar, FBI eski başkanları da, Başkanı AZİL sürecini başlatmak için harekete geçecek. Trump’ın tek dayanağı çoğunluğu sağladığı Senato olacak. Son aşamada Senato onayı almadan azil gerçekleşemiyor.
Ancak bu seçim tablosu ABD’deki kavgayı ve derin kutuplaşmayı, çatışmaları daha da şiddetlendirecek. Dışarda ne ekersen, içeride onu biçersin!