CHP ile HDP’nin ‘arka kapı’ diplomasisi
Otel köşelerinde gizli gizli buluşmaları bırakın, cesaretinizi toplayıp milletin karşısına çıkın, diyesigeliyor insanın. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile HDP’li Ahmet Türk, Ankara’da bir otelde gizlice buluşarak yerel seçimlerin ayrıntılarını konuşmuşlar. Üstelik arka kapıdan, garajdan gizlice otele girerek bunu yapıyorlar. Bu buluşma için yüzde yüz gizlilik istemişler!
Daha önce de CHP’li Tuncay Özkan ile HDP’den Celal Doğan’ın bir oteldeki gizli buluşması medyaya
yansımıştı. Görüldüğü gibi CHP’yle HDP arasındaki ilişki şimdilik otel köşelerinde ve gizli gizli toplantılar biçiminde yürüyor. Toplumun önüne çıkmaya bir süre daha anlaşılan cesaret edemeyecekler.
CHP’yle HDP’nin önümüzdeki yerel seçimlerde ittifak yapıp yapmayacağı soruları da böylece biraz netleşmiş oluyor. CHP, kendi tabanına açıklayamayacağı için HDP ile açıktan ittifak yapamıyor; ama gizli toplantılarla, fiili olarak sahada ortak hareket ederek, HDP tabanının desteğini almaya çalışacaklar. Bu arada siyaset mühendisleri de iki partiyi birbirine yaklaştırmak için uğraşmaya devam edecek.
Herkesin bildiği bir gerçeği tekrar hatırlatalım; CHP, İP, HDP vb. partiler zaten tek merkezden ve dışarıdan yönlendiriliyor. CIA, Türkiye’deki siyasi partileri, medyayı, sivil toplum kuruluşlarını hiçbir zaman boş bırakmadı. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da durum bu. Siyasi partilere sızarak yıllardır seçimleri etkilemeye çalışıyorlar.
Deniz Baykal’a yönelik kaset darbesinden sonra CHP, FETÖ’nün siyasi sözcüsü haline getirildi. HDP ise saten Kandil’in siyasi uzantısı olarak konumlandırılmış durumda. Bu partileri yan yana getirerek, seçimlerde ortak hareket ettirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarını önce zayıflatmak, sonra da düşürmek istiyorlar.
ABD’nin derdi belli: Washington, Ankara’da PYD’ye terör örgütü olarak bakmayan bir hükümet görmek istiyor. Kemal Kılıçdaroğlu “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” sözlerini kendi kafasına göre etmedi. ABD istediği için o lafları etti. HDP ile ittifak meselesi de CHP’nin önüne konulmuş “stratejik” bir görev. Bu görevi başaranı genel başkanlıkta tutarlar, aksi tutumu olanı ise CHP’nin başına asla getirmezler.
Bunun için CHP’nin HDP’yle açıktan ittifak yapıp yapmamasına da fazla takılmamak gerekiyor. Bu iki parti her koşulda kol kola hareket ediyor ve birbirini tamamlıyor zaten. Ortak noktaları Erdoğan düşmanlığı! Kemal Kılıçdaroğlu da milletin gözünden kaçacağını sanıyorsa aldanır; millet, CHP’nin otel köşelerinde HDP’yle gizli gizli ne haltlar karıştırdığını gayet iyi biliyor.