YURTA ÖZGÜVEN KONSEYİ BİLEŞENLERİ
Halkların iyiliği(!) partisi bileşenlerine ve söylemlerine şöyle bir baktığınızda sanırsınız ki mahalli idareler seçimlerini nerdeyse kazanmışlar, hatta işgal devletlerinin dayattığı sınırlar içine çekilmiş bir Ak Parti gerçeğini resmetmişler!
Sevr Antlaşması’na dayatılan bir Ak Parti gerçeği var(!)
Yani durum bu…
Peki bu bileşenlerin nasıl oluyor da özgüven patlaması yaşadığına şaşmamak gerekiyor.
Akşener kime güveniyor?
Diyelim ki halkların iyiliği oluşumunun diğer bileşenleri sırtını PKK’ya, YPG’ye dayıyor, müdürü Fetö’den sufle alıyor, temeli içeriden besleniyor.
Peki nereden alıyorlar bu özgüveni?
Adalarda, modalarda keriz masası kurup oyun tertipleyen CIA’dan mı, MOSSAD’tan mı ana kraliçenin polen sütünden mi destek alıyorlar?
Yoksa diyorum son ana kadar sessizliğini muhafaza edip, ihanet haberini saklamayı aklına koymuş bürokratlar, partililer, bakanlar, milletvekilleri ve hala kripto olarak emniyet, yargı ve askeriyede gizlenen köstebeklere mi güveniyorlar?
Konu hakkında ana başlıklar uzatılabilir. Ancak şu çok önemli; iktidarı ikaz etme mantığıyla daha önce Ak Parti’ye bir tokat at algısı iş yapmıştı.
Küskünler diye adlandırılan ara aktörler üzerlerine düşeni yapmıştı.
Şimdi diyorum yine bunlara mı güveniyorlar?
Açık ve net söylüyorum.
Halkların iyiliği oluşumu yeni bir oluşum değil.
Bütün bileşenleri bir araya getiren kurmay kafa aynen PKK bileşenlerini de dizayn edenlerdi!
Bürokratik terör örgütüyle asimetrik hareket edenler gözden kaçmıyor.
Beka meselesinin özü neyse, bunların özgüven yüksekliği de budur.
Beklentilerinin özünü yargı bürokrasisi üzerine bina edenlerin tepkiselliği ve aforizmalarını iyi tahlil etmek lazım. Zira yargı ayağı olmayan her söylem kendini bitirir.
Dip dalga dedikleri ve güvendikleri budur.
Binnur Günay