Erdoğan’ın hikayesini de çaldılar
Sahici birer aktör olmadıkları için sağdan soldan aşırdıkları hikayelerle siyasette yol almaya, güç toplamaya çalışıyorlar.
Elle tutulur en somut başarı hikayesi Erdoğan’a ait olduğu için bir süredir onu kopya ediyorlar.
Tabii, önce dönem gerçeğini çarpıtarak işe başladılar.
Siyaset yaptıkları koşulları 30 yıl öncesinin Türkiyesiymiş gibi yansıtıyorlar. Baskılar varmış, zor koşullarda siyaset yapıyorlarmış, devlet tüm gücüyle üzerlerine çullanmış, büyük mağduriyetler yaşıyorlarmış da baskı ve zulüm altında inliyorlarmış…
Yalanın, sahtekarlığın başladığı nokta işte burası.
Erdoğan’ın hikayesini kopyalamak istiyorsanız işe o dönemi ve koşulları kopya etmekle başlamalısınız. İşte sıkça 28 Şubat günlerine atıf yapmalarının sebebi bu. 28 Şubat’ınız yoksa, askeri vesayetin teslim aldığı bir ülke ve koşullara sahip değilseniz, ekonominiz çökmüş, bankalarınız batmış, yabancı bankaların güdümünde bir ülkeye/koşullara sahip değilseniz Erdoğan gibi bir kahramanı çıkarmanız da zaten mümkün değil.
Bu yüzden yaşadığımız koşulları geriye götürerek, 28 Şubat’la benzeştirerek zihinlerde ve sahada yeni siyasi aktörlere yer açmaya çalışıyorlar.
FETÖ’nün yetiştirdiği, Gladyo menşeli adaylarını karşımıza devlet baskısı altında onur mücadelesi veren, mağdur olan siyasi lider/kahraman olarak çıkarmaya çabalıyorlar.
Her fırsatta “Erdoğan da aynı baskılara maruz kalmıştı, yok Erdoğan da şöyle mücadele ede ede gelmişti” laflarıyla milleti kafalamaya çalışıyorlar. Erdoğan’dan çaldıkları başarı hikayesini yine Erdoğan’ı devirmek için kullanacaklar.
El açmalar, dua etmeler, secdeye varmalar…
Her gün cumaya, 60-70 iftara yetişen enerjileri var. Her türlü numarayı, alavere dalavereyi çeviriyorlar. O kadar uyanıklar yani!
Batı’da “Ajans” yapımı hikayelerle kitleleri istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar. Aynı modeli Türkiye’ye de tatbik etmelerine karşın şu ana kadar pek bir sonuç alamadılar. Türkiye’nin en büyük gücü toplumun ekseriyetinin Batılı ajansların/Pentagon ve CIA’in algı operasyonlarıyla yönetilememesinden kaynaklanıyor.
Erdoğan’ın tek başına millet üzerindeki etkisi/ağırlığı ABD ve Avrupa’nın yıllardır bu ülkede oluşturdukları ağırlıktan fazladır.
Erdoğan’ın gücü buradan gelir. Sahte mağduriyet hikayeleriyle buraya gelmedi Erdoğan. Bu gerçeği er ya da geç onlar da anlayacak.