Muhalefetin ‘Erdoğan’ planı!
Muhalefet cephesi, 23 Haziran’ın ardından Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini yeniden tartışmaya açtı. Milletin 16 Nisan’da kapattığı defteri yeniden açmaya çalışıyorlar. Peki ne istiyorlar? Neyi murad ediyorlar bu tartışmadan?
Kemal Kılıçdaroğlu bir yandan “eski sisteme dönmek istemediklerini” belirtiyor ancak diğer yandan da “Cumhurbaşkanı’nın partisiyle bağı olmamalı, referanduma gidelim” diyor.
AK Parti içinden Ahmet Davutoğlu cephesi de Kemal Kılıçdaroğlu ile aynı tezleri işliyor ve Cumhurbaşkanı’nın partisiyle bağının olmaması gerektiğini dillendiriyor.
Bu konu geçici bir tartışma değil şüphesiz; muhalefet, 2023’e kadar bu tartışmayı canlı tutma niyetinde.
Çünkü ellerinde Erdoğan’a muhalefet edecek kayda değer başka bir argüman yok. Ülkeyi ilgilendiren temel konularda hiç bir politikaları, iddiaları, hedefleri yok. Bu muhalefet bileşiminden zaten farklı bir icraat beklemek saflık olur, zira Erdoğan’ı geriletmek ve devirmek için bir araya getirilmiş, dizayn edilmiş siyasi bir ekipten söz ediyoruz burada.
***
“Yeni sistem” tartışması esasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sıkıştırma, zayıflatma ve devirme stratejisinin dile gelmesinden başka bir içeriğe sahip değil. Muhalefet cephesi dışarıdan, Davutoğlu cephesi içeriden, 2023’e kadar Erdoğan’a ikili bir sıkıştırma, pres uygulayacak.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da, Davutoğlu’nun da savunduğu “Partisiz cumhurbaşkanı” modelinin hedefinin Erdoğan’ın partisiyle bağını koparmak olduğu son derece açık. Partisiyle bağını koparamadıkları Erdoğan’ı zayıflatmaları veya devirmeleri de mümkün olmaz. Yakın siyasi tarihe bakıldığında görülecektir ki, partisiyle bağı kopan liderlerin siyasi ömürleri çok sürmemiş, çabuk etkisiz hale getirilmişlerdir.
***
İktidar partisi kendisi açısından sistem tartışmasını hızlı bir şekilde yapıyor. Erdoğan birinci yılında sistemin aksayan yanlarını, eksikliklerini masaya yatırarak anlamaya ve tedbirlerini almaya çalışıyor. AK Parti içinden de yapılan sistem eleştirileri dikkate alınarak yeni birtakım düzenlemelere de muhakkak gidilecektir. Ama iki başlılığı yeniden hortlatacak “partisiz cumhurbaşkanı” modeline tekrar geçiş söz konusu değil. Türkiye’yi kendi içinde meşgul edecek, enerjisini tüketecek tartışmaların kimseye bir faydası olmaz. Muhalefet her ne kadar bu konuyu gündemde tutmaya çalışsa da iktidar partisi, bütün enerjisini Türkiye’nin güvenliği ve refahıyla ilgili konulara ayırmalıdır. Milletin beklentisi de budur.
