ABD’NİN SON ÇIRPINIŞLARI

Suriye başta olmak üzere Irak sınırı boyunca “güvenli bölge” tezine sarılan(!) ABD, Ankara’ya güvendiklerinin altını çizerek projenin hayata geçişi için üzerlerine düşen inisiyatifi alacaklarını ifade ediyorlar.

ABD’nin inisiyatif alanı PKK ve YPG teröristlerini Ankara’nın öfkesinden korumak üzerine kurulu olduğunu herkesin malumu.

O halde beyan edildiği gibi güvenli bölgede Suriyelilerin güvenliğinin sağlanması görünen amaç değil mi?
Peki ABD olmadan Ankara bu “güvenli bölge” projesini hayata geçiremez miydi?

“Güvenli bölge” ya da tampon bölge Ankara’nın Suriye savaşının başından beri tasarladığı bir önlem olmuştur. Görmezden gelinmesi ve şu an itibar edilmesinin ardında Ankara’nın bölgedeki inisiyatifi tamamen kontrol altında tutması üzerinden okumak gerekir.
ABD’nin PKK tezinde köşeye sıkışması gibi bir sorunu olmadığını bilmekte fayda var. Gerçeği ise “Güney Akdeniz” petrol ve doğalgaz sahanlığına dönük ileri vadeli projesinin risk altına girecek olmasında aramak lazım…

Şu bir gerçek ki “ittifak” manasında hiçbir bağımızın olmadığının onlar da farkındalar.
Peki bunların bilinmesine rağmen Ankara ile “müşterek” karar neden alındı?
Daha net ifadeyle, Ankara neden böyle bir kararda uzlaşmayı(!) uygun gördü?

Kimilerine göre ABD’nin yeni bir “oyalama” stratejisi, kimilerine göre farklı tezler ileri sürülüyor.
Dikkat edersek konu hep Ankara’nın tavizi ve tavizleri adına tesis edilen algı olarak hem dış hem de iç kamuoyunda şekillendiğini görürüz.

Bu algının sponsorları yerli ve yabancı etki ajanları ve farklı aktörlerdir.
Oysa gerçekte ABD’nin Suriye ve Irak’ta giderek battığının delili ve “karartılması”dır.
Ankara’nın Ortadoğu masasında kartlar yeniden karıldı.
Her şeye rağmen PKK ve YPG üzerinde “kazıma” operasyonu yapılacak!

Bu durum ABD’nin PKK ve YPG’ye sahiplenme tavrından taviz vermek adına olsa da…
ABD bu riski almak zorunda!

Ya Güney Akdeniz projesinden vazgeçecek, ya da PKK ve YPG’den.
Binlerce tırın hibe edilmesinin önemi yok.
Zira milyarlarca tırlık silah yapımını kolaylaştıracak zenginliklere hakim olma arzusu ağır basıyor.

Siyonizmin emireri ABD istemesede Ankara bütün denklemleri ve projeleri derin unsurlarımızla yerle yeksan edecek!